Essen merkezli dev şirket, holding modeline geçmeyi planlıyor. Bu kapsamda tüm iş birimlerinin ya elden çıkarılması ya da yatırımcılara açılması öngörülüyor.
Yapının sadeleştirilmesi adına şirketin merkez ofisindeki çalışan sayısı 500’den 100’e indirilecek. Dünya genelinde yaklaşık 98 bin kişiyi istihdam eden Thyssenkrupp’ta, bu dönüşümle birlikte on binlerce kişinin işsiz kalabileceği belirtiliyor.
Yeniden yapılanma planının Eylül ayı sonuna kadar şirketin denetleme kuruluna sunulması beklenirken, sürecin Almanya’daki diğer büyük sanayi aktörleri üzerinde de domino etkisi yaratacağı öngörülüyor.
Ekonomist İsmail Akpınar, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, sürecin Avrupa sanayi tarihi açısından kritik olduğunu vurguladı. “Thyssenkrupp yalnızca Almanya’nın değil, Avrupa’nın üretim omurgasını temsil ediyor. Bu çapta bir dönüşüm, sadece Ruhr havzasını değil, tüm Avrupa’daki üretim ve tedarik zincirlerini etkileyebilir,” diyen Akpınar, şirketin otomotivden denizaltı inşasına kadar uzanan stratejik alanlarda faaliyet gösterdiğine dikkat çekti.
Thyssenkrupp, 2023/2024 mali yılında 35 milyar euro ciro elde etmesine rağmen 1,45 milyar euro zarar açıkladı. Akpınar’a göre bu tablonun arkasında yüksek enerji ve finansman maliyetleri, zayıf iç talep ve Çin ile Türkiye gibi ülkelerden gelen agresif rekabet yatıyor.
Dönüşüm süreci, IG Metall sendikası başta olmak üzere işçi temsilcileri tarafından yakından izleniyor. Taraflar istihdam güvenceleri ve sosyal haklar için pazarlık masasında. Ancak sendika cephesi dahi mevcut yapının sürdürülemez olduğunu kabul ediyor.
Thyssenkrupp’un küresel düzeyde karşılaştığı rekabetin başlıca aktörleri Çin ve Türkiye. Çin, dünya çelik üretiminin yüzde 50’sinden fazlasını gerçekleştirerek küresel fiyatları belirler hale gelirken; Türkiye ise yalnızca ucuz üretim değil, teknoloji tabanlı çözümlerle de dikkat çekiyor. Ekonomist Akpınar, “Tosyalı Holding’in hidrojenle çalışan yeşil çelik yatırımları ve Ren Su Taşıma Boru Hattı projesi, Avrupa’ya meydan okuyan bir strateji içeriyor,” ifadelerini kullandı.
Thyssenkrupp, Almanya’nın karbon nötr hedefleri doğrultusunda hidrojen bazlı yeşil çelik üretimine yönelmiş durumda. Duisburg’daki tkH2Steel projesi kapsamında Almanya hükümetinden alınan 2 milyar euroluk destek, dönüşümün finansmanına katkı sunsa da, riskleri ortadan kaldırmaya yeterli görülmüyor.
Uzmanlara göre bu süreç yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasi ve stratejik bir mesele. Akpınar, “Savunma sanayi, üretimin ötesinde bir egemenlik konusudur. TKMS gibi stratejik şirketlerin geleceği, sadece piyasa dinamiklerine bırakılamaz,” diyerek devletlerin bu dönüşüm sürecine doğrudan müdahil olabileceğinin sinyalini verdi.
GENEL
7 gün önceGÜNDEM
07 Haziran 2025SPOR
07 Haziran 2025GÜNDEM
07 Haziran 2025GÜNDEM
07 Haziran 2025GÜNDEM
07 Haziran 2025FOTO GALERİ
07 Haziran 2025