Paris’in altında yaklaşık 1.5 kilometrelik bir bölümü turistik ziyaretlere açık olmak üzere; uzmanların toplam uzunluğunun 280 kilometre olduğunu tahmin ettikleri tüneller yer alıyor. Bu tünel ağı, altı milyondan fazla insanın iskeletini barındırıyor.

18. yüzyılın sonlarında, Paris’teki mezarlıkların halk sağlığını tehdit etmesi üzerine yetkililer, mezarlıklardaki kemikleri yer altındaki eski taş ocaklarına taşımaya karar verdi. Böylece ‘Katakomblar’ doğdu. Katakomb ise özetle; yeraltında bulunan ve çoğunlukla ölülerin gömüldüğü, sayıları uzunluğuna bağlı kemerlerle birbirine bağlanan ‘mezar yapıları’.

KISA SÜREDE YOĞUN İLGİ GÖRDÜ

İlk kez 1809 yılında halkın ziyaretine açılan bu sıra dışı alan, başlarda yalnızca randevuyla gezilebiliyordu. Ancak ilgi o kadar büyüktü ki, kısa sürede düzenli ziyaretler yapılmaya başlandı. Son kemikler ise 1860 yılında yerleştirildi.

Ziyaretçiler, bu bölgeyi görmek için yerin 131 basamak altında, yaklaşık 20 metre derinliğe iniyor. Tur rotası yaklaşık bir saat sürüyor ve ziyaretçiler, iskeletlerin duvar gibi örüldüğü bu sıra dışı ortamda adeta tarihle yüzleşiyor.

YAZ AYLARINDA SICAKLARDAN KAÇANLAR DA VAR

Paris Katakombları, yıl boyunca ziyaret edilebiliyor. Ancak yaz aylarında ayrı bir avantaj sunuyor: Yer altındaki sıcaklık nadiren 14 dereceyi geçiyor. Dışarısı kavurucu sıcaklık altındayken Katakomblar, serin bir kaçış noktası oluyor.

Paris’in romantik yüzünün ardında karanlık ama büyüleyici bir tarih yatıyor. Katakomblar, sadece turistik bir durak değil; aynı zamanda şehrin geçmişine açılan bir pencere olarak görülüyor.