Haberde, Çin’in Rusya topraklarındaki faaliyetlerinin ve jeopolitik hamlelerinin FSB’nin radarına girdiği, bu kapsamda oluşturulan gizli birimin Pekin’in tüm adımlarını yakından takip ettiği belirtildi. Söz konusu belgede Çin; Rus ajanlarını devşirmeye çalışmak, ileri savaş teknolojilerini öğrenmeye çalışmak ve Arktik bölgesinde nüfuz kazanmakla suçlanıyor.

Belgede yer alan en dikkat çekici başlıklardan biri, bazı Çinli akademisyenlerin Rusya’nın doğusunda “antik Çin yerleşimlerinin izlerini” aradığı ve bu söylemlerle bölgedeki halkın Çin lehine görüş oluşturmasının amaçlandığı yönündeki değerlendirmeler. Bu iddialar, Pekin’in Rus toprakları üzerindeki tarihsel hak iddialarını akademik zemin üzerinden meşrulaştırma çabası olarak yorumlanıyor.

Ayrıca belgede, Çin’in eski Sovyet ülkelerinde etkisini artırmak amacıyla yumuşak güç stratejileri geliştirdiği, bu stratejilerin Özbekistan gibi ülkelerde uygulandığına da dikkat çekiliyor.

Rusya-Ukrayna savaşına dair bölümlerde ise Çin’in bu çatışmayı hem teknolojik hem de taktiksel açıdan dikkatle incelediği ifade ediliyor. Belgede, Çinli savunma şirketleri ve istihbarat görevlilerinin savaşın başlamasından kısa süre sonra Rusya’ya gelerek, özellikle dron teknolojileri ve Batı yapımı silahların kullanımı konusunda bilgi toplamaya çalıştıkları öne sürülüyor.

Ayrıca Pekin’in, Rus paralı asker grubu Wagner’ın sınır ötesi operasyonlar konusundaki savaş deneyimlerinden faydalanmak istediği de ileri sürülüyor.

Çin’in Arktik bölgesine yönelik ilgisi de belgede geniş yer buldu. Pekin’in, Rusya’nın kuzeyindeki maden sahaları ve deniz yollarını Çinli şirketler aracılığıyla yakından izlediği iddia ediliyor. Çinli ajanların bölgede aktif olduğu ve Rus ilerlemelerini analiz ettikleri belirtiliyor.

Tüm bu iddialara karşın belgede, FSB personeline Çin’e karşı atılacak adımlarda temkinli olunması gerektiği, hassas girişimlerin yalnızca üst düzey yetkililerin onayıyla yapılabileceği yönünde uyarılar yer alıyor. Bu da Rusya’nın, Pekin ile doğrudan karşı karşıya gelmeden, dikkatli bir denge politikası yürütmeye çalıştığını gösteriyor.

Her ne kadar Rusya ve Çin, Batı’ya karşı stratejik ortaklık görüntüsü verseler de söz konusu belgeler, Moskova’nın Pekin’in niyetleri konusunda ciddi şüphe taşıdığını ortaya koyuyor. Uzmanlara göre, bu durum, iki ülke arasındaki ilişkilerin yüzeydeki ittifak söylemlerine rağmen, arka planda sert rekabet ve karşılıklı güvensizlik barındırdığını gösteriyor.