Bakanı Şimşek, ekonomi gündemindeki son gelişmelere değinirken, kritik açıklamalarda bulundu.
Şimşek, ekonomi programının iki önemli şoku atlatarak rüştünü ispat ettiğini ifade ederken, ” Program genel anlamda öngördüğüm çerçevede sonuç veriyor. Programın temel hedefi enflasyonu kalıcı şekilde tek hanelere indirmek. Enflasyon düşüyor ve düşmeye devam edecek” dedi.
Cari açık ve bütçe açığında da ilerleme kaydettiklerini ifade eden Şimşek, cari açığın milli gelire oranın yüzde 1’in altında olduğunu hatırlattı.
Şimşek’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
-Ağustos 2023’te KKM zirveyi buldu, 144 milyar civarına çıktı; bugün 15 milyar doların altına inmiş durumda. Bunu piyasayı bozmadan başardık. Yakında da muhtemelen bu uygulamaya son vereceğiz.
-Temelde programa olan güven devan ediyor. Brüt rezerv 170 milyar doların üzerinden 140 milyar doların altına kadar indi. Rezerv önemli ölçüde geri geldi Türkiye’nin dış kaynak ihtiyacı önemli ölçüde azadı. Türkiye’de 2003-2023 yıllarında uzun vadeli rezerv ortalaması 0,9 iken, Mayıs 2023’de 0,7’ye düştü. Mayıs sonunda 0,97’deyiz. Rezerv yeterliliği noktasında kaygımız yok.
-2023 Mayıs sonundan bugüne Türkiye’nin risk priminde 410 baz puanlık bir düşüş var. O dönemde gelişmekte olan ülkelerde 40 baz puan düşüş yaşanmış. Türkiye, gelişmekte olan ülkelere göre 10 kat daha iyi bir performans göstermiş.
-Rezerv birikimini önemli ölçüde sağladık. Türk lirası cinsinden yurt dışı repo, krediler için kısa vadeli olanlara zorunlu karşılık getirdik. 1 aya kadar zorunlu karşılığı yüzde 18’e çıkardık, 3 aya kadar yüzde 14’e çıkardık. Riskleri azaltmak için kısa vadeli spekülatif sermaye girişini sınırlayan bir adım attık. Bizim sıcak paraya ihtiyacımız yok. Uluslararası sermaye geri geldi.
–Satın alma gücünün yükseldiği bir döneme dirdik. Vatandaşımızın alım gücü artacak. Elde ettiği kazancın bir anlamı olacak.
-Son bir yılda enflasyonda 40 puanlık bir düşüş var. Mal enflasyonu mayıs itibarıyla yüzde 28,7 düştü. Temel mallar burada yüzde 20’ye düştü. Enflasyonu yüksek kılan ana faktörlerden biri hizmetlerdir. Kirayı bir kenara bırakırsak, hizmet enflasyonu yüzde 97’den 43’e düştü.
-Yüzde 25 limitini kaldırdıktan sonra kısa bir süre artış oldu; bu da enflasyonu yukarı çekti. Temel dinamiğe baktığımızda enflasyon yüzde 30’un altında.
-Reel sektör bazı avantajlar istiyor. Kalıcı şekilde, makul finansmana erişimin tek yolu enflasyonu düşürmek. 2026 itibarıyla reel sektörün finansmana erişimi de kolaylaşacak, önündeki belirsizliler azalacak.
-Reformları uygulamaya koymak kolay, sonuç almak zaman gerektiriyor. Enerjide dönüşüm önemli bir reform alanıdır. Enerjdie dönüşümü biz başarıyoruz. Dijital dönüşüm, bu sene 5G’den büyük veri merkezlerine kadar çok önemli gelişmeler var. Yapısal dönüşümün de yavaş yavaş meyvelerini alacağız.
-Bizim amacımız sürdürülebilir yüksek büyüme, vatandaşımızın refahını artırmak. Bunun için fiyat istikrarını sağlamanız lazım, cari açığı düşürmeniz, bütçe disiplinini sağlamanız, makro finansal risk unsularını azaltmanız lazım.
-Terörle mücadele bir takım fedakarlıklar getirdi. Bunu çok önemsiyoruz. Yatırımcılar bu konuyu yavaş yavaş anlamaya başlaaycak. Ülkenin risk primi olması gerekenin çok üzerinde. Süreç anlaşıldıkça bu düşecek.
-Reel sektöre çok güçlü destek veriyoruz. Bütçe üzerinden yaklaşık 2 trilyon liralık bir kaynağı reel sektöre destek olarak veriyoruz, bütçe açığı kadar bir rakam bu. Reel sektörün sektörel bazda bazı sıkıntılarının olduğunun farkındayız.
-Bunun bir kısmı küresel katma değer zincirinde bu sekötlerin nerede olduğuna bağlı, bir kısmı da küresel konjotür kaynaklı bir kısmı da programın yan etkileri. Küresel finansal kriz sonrası AB’de ortalama büyüme yüzde 7,1 bile değil, yani bizim en büyük ticaret pazarımız güçlü büyümüyor. Pazarınız büyümediği zaman o pazardan daha büyük pay almanız gerekiyor ihracatı artırmak için.
-İkincisi katma değer zincirinde büyük bir dönüşüm yaşanıyor. 1980’de Çin’in dünya ihracatındaki payı yüzde 0,8 bugün payı yüzde 20’nin, dünya imalat sanayideki payı yüzde 30’un üzerine çıkmış durumda. ABD, Japonya gibi birçok ülke zemin kaybetti.
-Katma değeri, kar marjı çok düşük alanlar zorluyor. Esnafın ödediği her 100 liralık faizin 50 lirasını çiftçinin ödedediği 100 liralık faizin yüzde 70’ini devlet ödüyor, ihracatçıya da yarı yarıya faiz uygulanıyor. Reel sektöre destek çok ciddi boyutta.
-Zaten şu an 114 milyar liralık bir Kredi Garanti Fonu limiti var. Finansmana erişim sorununu çözmenin tek yolu enflasyonu kalıcı şekilde düşürmek. Bu destekleri biz bütçeden veriyoruz. Merkez Bankası Eximbank Bank üzerinden veriliyor. Bir teşvik veriyorsanız mutlaka bir yerden bulmanız gerekiyor.
Geçen sene ihracatçımıza 49 milyar doalrlık düşük faizli kredi kullandırmışız, bunun yüzde 83’ü KOBİ’lere gitmiş. 18 KOBİ yararlanmış. Çiftçimizin, esnafımızın, ihracatçımızın yanındayız.
-Bu programın amacı reel sektörü çok güçlü bir şekilde desteklemek. Kısa vadeli sıkıntılar olabilir. En basit tedavinin bile ağrısı sızısı oluyor. Program sonuç veriyor, programı ne kadar sahiplenirsek maliyeti o kadar düşük olur.
-Türkiye yabancı sermaye için cazibesini koruyor. Küresel hiçbir firma burayı ihmal edemez. Türkiye’nin altyapısı çok iyi, yetişmiş insan sayısı fazla, hızlı büyüyen bir ekonomiyiz, son 20 yılda ortama 5,5 civarında büyümüşüz, küresel trendleri de ıskalamıyoruz. Bu reformlar büyük fırsatlar ortaya koyacak.
-Türkiye’nin tabiki dönem dönem iniş çıkışları oluyor. Ancak yatırım uzun vadeli perspektifle yapılır. O nedenle inanıyorum ki yatırımlar artacak.
GENEL
13 gün önceGÜNDEM
13 Haziran 2025SPOR
13 Haziran 2025GÜNDEM
13 Haziran 2025GÜNDEM
13 Haziran 2025GÜNDEM
13 Haziran 2025FOTO GALERİ
13 Haziran 2025