Rusya’nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi, geçen yaz yaptığı açıklamada İsrail’in Ukrayna’ya askeri teçhizat sağlaması durumunda ‘siyasi sonuçları olacağı’ uyarısında bulunmuştu. Ancak o zamandan bu yana bölgesel dinamikler değişti. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın öldürülmesi, Suriye’de Beşar Esad’ın ülkeden kaçması ve İran’ın ABD ile nükleer müzakerelere yeniden başlaması gibi gelişmeler, Rusya’nın tepkisinin sınırlandırılabileceğini düşündürüyor.

MOSKOVA’NIN SEÇENEKLERİ SINIRLI

Uzmanlar, Rusya’nın İsrail’e yönelik olası tepkilerinin artık oldukça sınırlı olduğuna dikkat çekiyor. Suriye’ye ait S-300 hava savunma sistemlerinin İsrail jetlerine karşı aktif hale getirilmesi ya da Hizbullah’a açık silah yardımı gibi senaryoların hem geçmişte düşük ihtimal olduğu hem de bugün neredeyse imkansız hale geldiği belirtiliyor. Bu nedenle Rusya’nın tepkisi büyük olasılıkla diplomatik düzeyde kalacak ve belki de İsrail’in “dost olmayan ülke” olarak ilan edilmesiyle sınırlı olacak. Ancak ABD için işler böyle değil…

TRUMP BU ZAYIFLIĞI KULLANABİLİR

ABD Başkanı Donald Trump ve müttefiklerinin, Netanyahu’nun bu kırılgan pozisyonunu kendi siyasi gündemleri için kullanılabileceği ifade ediliyor. ABD, bu süreçte İsrail’i İran’a yönelik nükleer programda kısıtlı zenginleştirmeyi kabul etmeye zorlayabilir. Bu da İsrail’in geleneksel olarak benimsediği “önleyici saldırı” doktrininden sapmasına neden olabilir.

ÇİFTE RİSK: HEM MOSKOVA HEM WASHİNGTON

İsrail’in Patriot füzelerini Ukrayna’ya göndermesi Rusya ile bağları zedeleyebileceği gibi, Trump’ın olası taleplerine karşı koyamaması durumunda ABD ile ilişkileri daha da karmaşık hale getirebilir. Netanyahu’nun bu taleplere boyun eğmesi kendi iç siyasi desteğini kaybetmesine, karşı çıkması ise İsrail’in güvenlik politikalarının zarar görmesine yol açabilir.

İSRAİL’İN KARARI NE ANLAMA GELİYOR?

Moskova’nın tepkisinin sınırlı kalacağı beklentisiyle bu adımı atan Netanyahu’nun asıl amacı, ABD’deki şahin siyasetçilerin gözünde itibar kazanmak olabilir. Bu hamle, Trump ile son dönemde yaşanan siyasi gerginliği hafifletme çabasının bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Ancak bu stratejinin ters teptiği görülüyor. Zira ABD-İsrail ilişkilerinde halen gerginlik sürerken, Netanyahu’nun Moskova ile ilişkileri riske atması siyasi çevrelerde çaresizlik göstergesi olarak algılanıyor.