Ziya İPEK
Enerji verimliliğinin karbon emisyonlarının azaltılmasında kilit rol oynadığını kaydeden Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, 1 Nisan 2025’te yürürlüğe giren revize TS 825 standardıyla inşa edilecek binaların, hem yaz hem kış enerji tüketimini azaltarak yılda 600 milyon ton karbondioksit salımını engelleyeceğini ve bunun çevresel sürdürülebilirlik açısından stratejik önem taşıdığını söyledi.
Doğru yapılmış ısı yalıtımı, hem yazın hem de kışın enerji tüketimini ciddi oranda düşürerek, yaşam alanlarında konforu artırıyor. Emrullah Eruslu, enerji tasarrufunun temel anahtarlarından birinin doğru yalıtım uygulamaları olduğunu kaydetti. Yaygın kanının aksine, soğutma ihtiyacının enerji tüketimi bakımından ısıtmadan daha maliyetli olduğunu belirten Eruslu, “Mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar nedeniyle klimalar daha uzun süre çalışıyor, bu da elektrik faturalarını kabartıyor. Oysa ısı yalıtımı yazın sıcağı, kışın ise soğuğu dışarıda tutarak önemli bir enerji tasarrufu sağlıyor. Yalıtımlı binalarda yaşayanlar, hem daha düşük faturalar ödüyor hem de daha konforlu bir yaşam sürüyor” dedi.
Türkiye’de binaların yaklaşık yüzde 75’inin hâlâ yalıtımsız olduğunu hatırlatan Emrullah Eruslu, “Ülkemizde toplam enerjinin yüzde 32,7’si binalarda tüketiliyor ve bunun yüzde 80’i ısıtma ve soğutma için kullanılıyor. Bu yüksek tüketimi azaltmanın en etkili yolu, binalara uygun şekilde yapılacak ısı yalıtımıdır” diye konuştu.
İklim değişikliğinin etkileriyle birlikte yaz sıcaklarının daha da bunaltıcı hale geldiğine dikkat çeken Eruslu, “Vatandaşlarımızın evlerinde serin ve sağlıklı bir ortam oluşturabilmesi için yalıtım yaptırmaları şart. Doğru malzeme, doğru kalınlık ve uzman işçilikle yapılan yalıtım, ortamın havasını dış koşullardan koruyarak enerji israfını önlüyor. Böylece soğutma masrafları yaklaşık yüzde 50 oranında azalabiliyor” ifadelerini kullandı.
Yalıtımın sadece kısa vadeli bir tasarruf yöntemi değil, aynı zamanda uzun vadeli bir yatırım olduğunu belirten Emrullah Eruslu, şunları kaydetti: “Standartlara uygun, CE belgeli malzemelerle yapılan yalıtım; uzman kişiler tarafından uygulandığında, yıllarca konforlu yaşam alanları sağlar. Bölgesel iklim şartlarına uygun yalıtım yapılması da büyük önem taşıyor. Bu şekilde hem yazın artan elektrik faturaları hem de kışın kabaran doğalgaz giderleri ciddi ölçüde düşürülür.”
Türkiye’de binalarda enerji verimliliğini artırmak amacıyla güncellenen TS 825 Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standardı, 1 Nisan 2025 itibarıyla yürürlüğe girdi. Revize standartla birlikte, yeni inşa edilecek ya da yalıtımı yapılacak binalar için sadece ısıtma değil, aynı zamanda soğutma ihtiyacının da hesaba katıldığı bir tasarım süreci zorunlu hale geliyor.
Emrullah Eruslu, revize edilen TS 825 standardının binalarda enerji verimliliğini yüzde 25 oranında artıracağını belirterek, “Bu dönüşüm, iklim değişikliğine karşı alınan önlemler açısından da çok önemli bir adım” dedi.
Eski standartta yalnızca ısıtma ihtiyacı göz önünde bulundurularak yapılan yalıtım projelerinin artık geçerliliğini yitirdiğini ifade eden Eruslu, “Ülkemiz dört mevsimi yaşayan bir coğrafyada yer almasına rağmen, önceki düzenlemelerde yalnızca ısıtma amaçlı enerji tüketimi sınırlandırılıyordu. Örneğin, Antalya’daki bir konutta ısı yalıtımı sadece ısıtma ihtiyacına göre projelendiriliyordu. Yeni standart ile birlikte artık hem ısıtma hem de soğutma ihtiyacı projelendirme sürecine dâhil edildi” diye konuştu.
Yeni TS 825 standardının uzun vadede ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacağına dikkat çeken Eruslu, “Türkiye’de ruhsat alan yeni binaların kabaca yılda 475 bin ton eşdeğeri petrol (TEP) ilave enerji talebi yarattığını ifade edebiliriz. Yeni TS 825 standardı ile yılda yaklaşık 120 bin TEP enerji tasarrufu elde ederek ülke ekonomisine yılda yaklaşık 100 milyon dolarlık katkı sağlanmış olacak. Yapılaşmanın ortalama hızda sürmesi ve ülkemizde hiç yenileme yapılmaması durumunda bile sadece 5 yılda (2030 sonu) sağlanacak verimlilikle ülke ekonomisine katkı yaklaşık 1,5 milyar dolar seviyesine ulaşacak.” açıklamasında bulundu.
Emrullah Eruslu, binalarda dış cephe ısı yalıtımı uygulamalarının kısa sürede kendini geri ödeyen ve uzun vadede yüksek tasarruf sağlayan yatırımlar olduğunu vurguladı. Eruslu, doğru kalınlıkta ve doğru malzemeyle yapılacak yalıtımın hem enerji verimliliğini artırdığını hem de çevresel etkileri azalttığını kaydetti. Dış cephe ısı yalıtımı maliyetinin kullanılan malzeme ve tercih edilen uygulamalara göre metrekare başına 700 TL ile 850 TL arasında değiştiğini belirten Emrullah Eruslu, “Bu maliyetin yaklaşık yüzde 25’i yalıtım malzemesinden kaynaklanıyor. Yani aslında kalınlık artırıldığında oluşacak ilave maliyet oldukça sınırlı. Buna karşın sağlanacak enerji tasarrufu doğrudan artıyor” dedi.
Eruslu, yalıtımın yatırım maliyetinin büyük kısmını; iskele kurulumu, elektrik ve su altyapısı, yapıştırıcı, sıva, dübel, file gibi yardımcı malzemeler ve işçilik giderlerinin oluşturduğunu belirtti. Eruslu, “Tüm bu kalemler zaten yalıtım yapılırken oluşuyor. Dolayısıyla yalıtım levhasını biraz daha kalın seçmek, toplam maliyeti neredeyse değiştirmeden çok daha yüksek enerji verimliliği sağlıyor” diye konuştu.
Farklı iklim bölgelerine uygun yalıtım kalınlıklarının dikkate alınmasının hayati önem taşıdığına dikkat çeken Eruslu, “Antalya ve İzmir gibi sıcak bölgelerde cephelerde 6-8 cm, İstanbul gibi ılıman bölgelerde 8-10 cm, Ankara gibi soğuk iklime sahip şehirlerde 10-12 cm, Erzurum gibi çok soğuk şehirlerde ise 14-15 cm kalınlıkta yalıtım yapılmalı” önerisinde bulundu.
Enerji verimliliğinde sadece duvar değil pencere sistemlerinin de önemli rol oynadığını hatırlatan Emrullah Eruslu, klasik kaplamasız camlar yerine mutlaka ısı ve/veya güneş kontrol kaplamalı yalıtım camlarının kullanılmasını, en az bir yüzeyi kaplamalı çift camlı ya da üçlü camlama çözümlerinin tercih edilmesini tavsiye etti.
GENEL
14 gün önceGÜNDEM
14 Haziran 2025SPOR
14 Haziran 2025GÜNDEM
14 Haziran 2025GÜNDEM
14 Haziran 2025GÜNDEM
14 Haziran 2025FOTO GALERİ
14 Haziran 2025