UĞUR GÜNDÜZ
Ekonomist – Bankacı
Yüksek faiz ve enflasyonun birleşimi işletmeler için ciddi bir darboğaz yaratır. Hem kredi bulamazsın, hem bulduğun kredinin maliyeti yüksek olur hem de mevcut kredilerin geri ödemesi zorlaşır.
Oysa üretim ve yatırım için işletme sermayesi ve yatırım kredisi desteği şart. Çünkü kaynak yokluğu nedeniyle üretimde meydana gelen aksamalar arz sıkıntısı yaratacağından fiyatlar daha da yükselir. Yüksek maliyetle bulunan finansmanın üretim maliyetlerine etkisiyle fiyatlar yine yükselir. Yani kredi kullanılsa ayrı, kullanılmasa ayrı bir sorun!
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, kuru yükseltip enflasyonu ‘azdırmaktan’ çekindiği için faiz indirimi de yapamaz. Dolayısıyla faiz indirimine gidilmeden bu sorunu çözmek, çok yönlü bir yaklaşım gerektiriyor.
* Hedefe yönelik, selektif Kredi Garanti Fonu (KGF) destekleri: KGF’nin daha selektif ve stratejik sektörlere yönelik kefalet limitleri artırılabilir. Özellikle üretim odaklı, ihracat potansiyeli olan veya istihdam yaratan firmalara öncelik verilebilir. Bu destekler, bankaların riskini azaltarak kredi verme iştahını artırabilir. Ayrıca seçilmiş sektörlerde kullandırılacak kredilerde kefalet oranı yüzde 100 olarak belirlenebilir.
* Faizsiz veya düşük faizli selektif kredi imkanları: Belirli sektörlere veya öncelikli projelere yönelik kamu bankaları aracılığıyla veya özel fonlar oluşturularak faizsiz veya düşük faizli kredi imkanları sunulabilir. Bu kredilerin kullanımı, vade dönemi ve kapanışları sıkı bir şekilde denetlenmelidir.
Burada genel bir faiz indirimi yerine, belirli alanlardaki kredi büyümesini kontrol altına alacak seçici kredi politikaları uygulanmasından bahsediyoruz. Üretken olmayan veya spekülatif amaçlı kredi kullanımları sınırlandırılırken, üretim ve yatırım odaklı kredilere erişim kolaylaştırılabilir.
* Vergi avantajları ve teşvikler: Üretimi ve istihdamı koruyan firmalara yönelik vergi indirimleri, vergi ertelemeleri veya SGK prim destekleri sağlanabilir. Bu tür teşvikler, firmaların üzerindeki mali yükü hafifleterek işletme sermayesi sorununa dolaylı olarak katkıda bulunabilir. Bazen vergi gelirlerinin bir kısmından vazgeçerek, elde edilecek gelirin ekonomiye yaratacağı etkiden daha fazlasını, üretime destek vererek sağlayabiliriz.
* Alacak sigortası ve destekleri: Firmaların ticari alacaklarını sigortalamaları teşvik edilebilir. Devlet destekli alacak sigortası mekanizmaları geliştirilerek firmaların tahsilat riskleri azaltılabilir ve bu sayede işletme sermayesi döngüsü rahatlatılabilir. Burada alacak sigortası prim desteği devreye sokulabilir ve sigorta tabanı yaygınlaştırılabilir.
* Kamu alacaklarının yapılandırılması: Devletin firmalardan olan vergi ve diğer kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması veya ödeme kolaylıkları sağlanması, firmaların nakit akışını olumlu etkileyebilir. Sektörel bazda sınıflandırma yapılmalı, bazı sektörlere daha uzun ve düşük maliyetli yapılandırma imkanı sağlanmalıdır.
* Üretim maliyetlerini düşürmeye yönelik adımlar: Enerji maliyetleri, girdi fiyatları ve lojistik giderleri gibi üretim maliyetlerini düşürmeye yönelik yapısal reformlar hayata geçirilmelidir.
Kritik sektörlerde enerji sübvansiyonları devreye sokulmalı, dağıtım maliyetlerinin düşürülmesi için yakıt desteği sağlanmalıdır.
İthalata bağlı ve kura duyarlı üretim yapısını iç dinamiklerle beslenen üretim yapısına çeviren politikalar ve destekler devreye sokulmalıdır. Böylece uzun vadede firmaların işletme sermayesi ihtiyacı azaltılabilir.
* Kayıt dışı ekonomiyle mücadele: Kayıt dışı faaliyetlerin azaltılması, vergi tabanını genişleterek devletin mali imkanlarını artırabilir ve işletmelere yönelik desteklerin finansmanına katkıda bulunabilir.
Sosyal güvenlik reformu, işçi prim maliyetinin düşürülmesi, vergi sisteminin basitleştirilmesi, bürokraside sadeleşme gibi adımlar kayıt dışılığın azaltılmasında önemli rol oynar.
Bu adımların eş zamanlı ve koordineli bir şekilde hayata geçirilmesi, istenen sonuçların elde edilmesi açısından kritik öneme sahiptir.
Bazısı kısa bazısı ise uzun vadede etki yaratacak bu adımlar, bir an önce atılmalı ve üretici kesim faiz kıskacından bir an önce kurtarılmalıdır.
Unutulmamalıdır ki, tek başına sadece bir politika aracının (faiz gibi) bu karmaşık sorunu çözmesi beklenemez.
GENEL
14 gün önceGÜNDEM
14 Haziran 2025SPOR
14 Haziran 2025GÜNDEM
14 Haziran 2025GÜNDEM
14 Haziran 2025GÜNDEM
14 Haziran 2025FOTO GALERİ
14 Haziran 2025