PROF. DR. SERPİL KAHRAMAN-Yaşar Üniversitesi İşletme Fakültesi-Ekonomi Bölümü
Haliyle önemli bir bölümünün çevresel sürdürülebilirliğe odaklandığı bu hedefleri, bilgi ve sermaye birikimiyle somut bir girişim modeline dönüştürebilecek girişimcilere ihtiyaç olduğu aşikâr. Öte yandan özellikle çevresel sürdürülebilirlik sorunu ve iklim değişikliği gibi hususlarda artan farkındalık dolayısıyla, artık hatırı sayılır sayıda tüketici de çevre dostu ‘yeşil’ ürün ve hizmetlere yönelik taleplerini ortaya koymaya başladılar. Tam da bu noktada ekolojik girişimcilik (eko-girişimcilik), görece yeni bir girişimcilik kavramı ortaya çıktı. Bu bağlamda eko-girişimcilik; temelinde doğa dostu ürün ve hizmet üretimleri yanında, işletmelerin ekonomik faaliyetlerini yürütürken sürdürülebilir girişimcilik anlayışını benimsemelerini ifade etmektedir. Diğer bir ifadeyle eko-girişimcilik, etkin kaynak kullanım ve verimliliğini esas alan ve bu doğrultuda yeşil dönüşüm ve yeşil ekonomiyi destekleyen bir girişim modelidir. Eko-girişimciler; geri dönüşüm, yenilenebilir enerji, sürdürülebilir tarım gibi alanlarda çözümler geliştirerek çevresel etkileri azaltmayı hedefler.
Ekolojik girişim demişken, bu alanda faaliyet gösteren şirketlerin çoğu Çin, Hong Kong ve Tayvan merkezli olurken en fazla yeşil enerji tüketen ilk üç ülke; İzlanda, Norveç ve İsveç. Ekolojk çözümler kuşkusuz enerjiden ibaret değil, son zamanlarda dikey tarım, kent bahçeciliği, yeşil tedarik zinciri, yeni nesil akıllı gıdalar, biyoplastik hammaddeler gibi yeni nesil akıllı malzeme ve materyal üretimi de görece henüz gelişen iş modelleri olarak sıralanabilir.
Dünya genelinde ekolojik girişimcilik ve yeşil yatırımlar, son yıllarda önemli bir büyüme göstermektedir. 2024 yılı itibarıyla küresel yeşil ekonominin piyasa değeri 7,2 trilyon dolar olarak gerçekleşirken (Green Intellgence), yeşil teknoloji ve sürdürülebilirlik pazarının büyüklüğü ise 20,9 milyar dolar olarak tahmin edilmiştir. Bu pazarın 2032 yılına kadar 105,26 milyar dolara ulaşması beklenmektedir (The Business Research Company, Fortune Business Insights). Türkiye’de çevreci şirket sayısı ve yeşil yatırımların büyüklüğüyle ilgili mevcut veriler sınırlı olmakla birlikte, Fortune 500 Türkiye listesinde yer alan şirketlerin yaklaşık üçte biri sürdürülebilirlik konusuna öncelik vermekte olduğu görülmektedir.
Ekolojik girişim veya yeşil girişim diyelim haliyle inovatif, yeni yatırımları ve haliyle fon desteklerini de gerekli kılıyor. Bu bağlamda ‘gren bonds’ dediğimiz (yeşil bonolar), melek yatırımcı ağları, kuluçka merkezleri, teknoloji geliştirme bölgeleri, TÜBİTAK destekleri gibi ulusal ve Horizon 2020 ve AB fon destekleri gibi uluslararası fon destekleri de artık odak proje çağrılarıyla mali destekler sunan kuruluşlardan birkaçı. Ülkemizde henüz çok yeni olan eko-girişimcilik temelli projelere bir örnek de kısa adı ‘Eco-preneurs’ olan ekolojik girişimciliğin oyun tabanla öğretimini amaçlayan AB fon destekli projedir. ‘Eco-preneurs’, Hollanda’dan Inthecity koordinatörlüğünde İspanya, İsveç, Romanya ve Yunanistan’dan partner kuruluşlarının yanı sıra ülkemizden Yaşar Üniversitesi olarak bizim de yer aldığımız AB fon destekli bir projedir. İlgili projenin bazı çıktılarını; ki benim için de oldukça yeni olan bu konuya ışık tutması açısından sizlerle de paylaşmak isterim.
Partner ülkelerde yapılan saha çalışmaları, uzman görüşleri ve diğer paydaşlar analizleri eco-construction (çevreci yapılar), eco-transportation (çevreci lojistik/ulaşım), eco-venturing/ manufacturing (çevreci üretim), eco-hospitality (çevreci turizm), ve agro-tourism (kırsal bölge turizmi) olmak üzere beş temel ekolojik girişimcilik odağını ortaya koymuştur. Sonuçlar ayrıca eko-girişimcilik faaliyetlerinin desteklenmesinde esasen ülkelerin ekonomik, çevresel, bölgesel, iş gücü vb. karakteristikleri gözetilerek değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapmaktadır.
Proje kapsamında halihazırda beş temel eko-girişimcilik profiline özgü stratejiler geliştirme, oyun tabanlı eğitim modüllerinin geliştirilmesi ve online açık erişim amacı üzerine kurulu dijital oyun ‘eco-isle game’ geliştirme süreci devam etmektedir. Akabinde proje ortağı ülkelerden yaklaşık 150 katılımcının dijital oyun ile stratejiye dayalı rekabet etmesi beklenmektedir. Esasen geleneksel öğretim metotları dışında bu gibi oyun tabanlı eğitim yöntemlerinin kullanılması, bir nevi sanal gerçeklikle, gerçek hayatta olası neden-sonuç ilişkilerini ya da analitik düşünme yetisini kazandırma amacını çok daha etkili bulduğumu da belirtmeliyim. Şimdi ‘eco-isle’ oyunuyla birlikte bakalım hangi stratejilere ev sahipliği yapacağız…
Son yıllarda Türkiye’de de eko-girişimcilik giderek yaygınlaşsa da hâlâ daha fazla fon desteği, yatırım ve farkındalık çalışmasına ihtiyaç var. Projenin bu anlamda, çevreci girişimcilik faaliyetlerine oyun tabanlı metodolojiyle katkı sağlaması ve ülkemizde bu bağlamda girişimcilere bir nebze de ışık tutması temennisiyle…
GENEL
14 gün önceGÜNDEM
14 Haziran 2025SPOR
14 Haziran 2025GÜNDEM
14 Haziran 2025GÜNDEM
14 Haziran 2025GÜNDEM
14 Haziran 2025FOTO GALERİ
14 Haziran 2025