KOBİ’ler borç yapılandırmak için ‘Anadolu yaklaşımı’ bekliyor

Nurdoğan A. ERGÜN

Son iki yılda artan girdi ma­liyetleri ve yüksek kre­di faizleri nedeniyle nakit problemi derinleşen KOBİ’ler, ödeyemediği borçlarına ‘yapı­landırma’ talep ediyor. Özellikle esnaf ve küçük işletmelerin son dönemlerde borç yükü nedeniy­le sıkıntılı günler yaşadığına dik­kat çekilirken, artan haciz ve blo­kelerin de firmaları iflasa sürük­leyebileceği belirtiliyor.

Esnaf ve KOBİ temsilcilerinden yükse­len sesler, son dönemlerde ‘taş­kın haciz’ olarak adlandırılan uy­gulamaların ciddi mağduriyetle­re yol açtığına işaret ediyor. Cüzi bir borç nedeniyle, işletmelerin faaliyetlerini sürdürmesi için el­zem olan tüm makine, ekipman ve stoklara haciz konulması şek­linde tanımlanan ‘taşkın haciz’ nedeniyle borcun ödenmesinin daha da zor hale geldiği vurgula­nırken, bu durumun süreci, iş­letmelerin kapanmasına kadar götürebileceği dillendiriliyor.

Küçük ve Orta Büyüklükteki İş­letmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, mali­yeye ve bankalara olan borcunu ödeyemeyen esnaf ve KOBİ’lerin mağduriyetinin giderilmesi ve isimlerinin kara listeden çıkarıl­ması adına hükümete sicil affı ve borç yapılandırması çağrısında bulundu. Özgenç, “Geçmiş yıllar­da büyük kuruluşların borçları­nın yapılandırılması için getiri­len İstanbul Yaklaşımı gibi, KO­Bİ’ler için de ‘Anadolu yaklaşımı’ yapılsın” dedi.

“Mağduriyetler giderek artıyor”

İcra dairelerinde taşkın haciz krizi yaşandığını söyleyen KOBİ­DER Başkanı Nurettin Özgenç, “Küçük miktardaki borca kar­şılık bile taşkın haciz yapılması yani tüm hesaplara el konulması birçok firmayı zor durumda bıra­kıyor” dedi. “Taşkın haciz konu­su esnafın belası” diyen Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfede­rasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken de esnafın bankadaki paralarına erişimleri­nin kısıtlandığını ve borçları ka­dar bile çekim yapamadığına işa­ret etti.

Bu durumun borçlunun günlük yaşamını sürdürmesini, hatta temel ihtiyaçlarını karşı­lamasını bile engellediğini vur­gulayan Palandöken, “200 bin TL’lik bir borca karşılık bir dai­reye el konulmuşsa, diğer taraflar bırakılsın ki ödemeye gücü kal­sın, ayakta durabilsin. Zaten kre­diye ulaşmak çok zor, ticari faiz­ler mevduatların çok üzerine çık­tığı bir dönemdeyiz” yorumunu yaptı.

“Tüm mal varlığına el konulabiliyor”

Son yıllarda ekonomide yaşa­nan sıkıntılarla nakit darboğazı­na giren sanayici ve KOBİ’lerin “taşkın haciz” adlı uygulamay­la daha da zor durumda kaldığı­nı dile getiren Nurettin Özgenç, şunları söyledi: “Haciz işlemle­rinde son çare olarak başvurulan ve hukuki açıkları nedeniyle ter­cih edilmeyen bu yöntem ile icra dairelerinden çıkarılan ‘Tüm mal varlığına el konulsun’ ibareli taş­kın haciz uygulamasıyla en ufak bir kredi gecikmesinde borçlu­nun araçları dahil tüm mal var­lığına haciz konulabiliyor. Ban­ka hesapları bloke ediliyor.

Tüm ticari faaliyetleri bir anda duran işletme, mahkemeye itiraz baş­vursa yapsa bile, sonuç alması en az 6 ayı buluyor.” Özgenç’in iddia­sına göre, taşkın haczin arkasın­da bankaların hızlı tahsilat yarışı yatıyor. Özgenç, “Çünkü kredisi­ni ödemekte zorlanan borçluya ilk haciz kararını aldıran banka ipotekte ilk sırada yer alıyor” ifa­delerini kullandı.

“Tam işler açılacakken haciz şoku geliyor”

Esnaf ve sanatkârlar için iş­lerin tam açılacağı ve paraya ih­tiyaç duyulan bir dönem yaşan­dığını dile getiren KOBİDER Başkanı, “Ancak taşkın haciz uy­gulaması esnafı mağdur ediyor.

Dolaysıyla bazı icra dairelerinde sıkça yaşanmaya başlayan taşkın haciz ile tüm banka hesaplarına el konulan işletmeler, hiçbir şe­kilde banka üzerinden işlem ya­pamayınca işletme sekteye uğ­ruyor” diye devam etti. İcra İf­las Kanunu’ndaki düzenlemenin “borca yeter mal haczi” şeklinde olduğunu aktaran Özgenç, “Yani borç miktarı kadar haciz işlemi yapılabilir. Borcu karşılayacak mal üzerinde haciz kalmak üzere, mahkemeden fazla yapılan ha­cizler kaldırılabiliyor, bu da 3- 4 aylık bir süre gerektiriyor.

Örne­ğin esnaf ve KOBİ’lerin 30 bin TL borcu için Türkiye çapındaki bütün menkul ve gayrimenkulle­rine haciz uygulanması ya da iş­letme sahibinin 50 bin TL borcu için Türkiye genelindeki 9 adet ve 200 bin TL değerindeki gay­rimenkullerine haciz konulması orantısız bir uygulama. Bu esnafı kilitliyor ve mağdur ediyor” diye konuştu.

“İşletmelerin yaşam süresi kısalıyor”

Son zamanlarda alacaklıların, borç miktarının çok üzerinde tutarları banka kanalı ile bloke edip borçlu işletmenin operasyonel sürecini sekteye uğrattığını söyleyen İstanbul Tüccarlar Kulübü Başkanı İlker Önel, bu durumun da işletmelerin normal yaşam sürecini kısalttığını belirtti. Önel, “Burada yapılması gereken alacakların kanunla düzenleme yapılıp borç tutarı kadar olan kısmına haciz konulması gerektiği.

Yoksa bu durumun işletmeleri ve piyasayı zor durumda bırakabileceği gayet açık ve net. Uzun zamandır özellikle operasyonel maliyetlerini ve nakit akışını yönetemeyen işletmeler var. Diğer taraftan Merkez Bankası makro ihtiyati tedbirler kapsamında TL ticari kredi yüzde 2.5 sınır sebebiyle bankalarda finansmana ulaşmadaki imkansızlık, piyasada iflas ve konkordatoların artmasına ve hacizlerin çoğalmasına sebep oldu” dedi.


source