Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail mesajı! 'Her türlü senaryoya karşı hazırlıklarımızı yaptık' - Ötüken Haber
DOLAR

39,5277

0.12%
EURO

45,5450

0.24%
ALTIN(gr)

4.306,37

0,14%
BİST 100

9196.13

0,14%
Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail mesajı! 'Her türlü senaryoya karşı hazırlıklarımızı yaptık'
  • Ötüken Haber
  • Ekonomi
  • Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail mesajı! 'Her türlü senaryoya karşı hazırlıklarımızı yaptık'

Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail mesajı! 'Her türlü senaryoya karşı hazırlıklarımızı yaptık'

ABONE OL
Haziran 18, 2025 10:06
Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail mesajı! 'Her türlü senaryoya karşı hazırlıklarımızı yaptık'
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şu şekilde:

* Aziz milletim, değerli vekil arkadaşlarım, kıymetli misafirler, her birinizi en kalbi duygularımla selamlıyorum. Toplantımızı takip eden tüm vatandaşlarımıza selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Dava arkadaşlarıma, AK Parti’nin her bir üyesine bugün bir kez daha sevgilerimi saygılarımı sunuyorum. 

* Heyecanlarıyla, coşkularıyla bizlere umut aşılayan gençleri muhabbetle selamlıyorum. Grup toplantımızın, değerlendirmelerin ülkemiz, milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Kurtulmuş’a tebrik

* Meclis Başkanlığı görevine ikinci kez seçilen Numan Beyi tebrik ediyorum. Yeni görev alan veya görevlerine devam eden vekillerimizi içtenlikle kutluyorum.

“Türkiye’nin muhalefet açığı giderek kronikleşiyor”

* Burada samimi bir üzüntümü de paylaşmak istiyorum. 86 milyonun siyasi farklılıklarını bir yana bırakıp muhabbetle kucaklaştığı ve helalleştiği bayram günlerinde Türkiye’nin ana muhalafet partisinin kendisini milletten ayrıştırması esefle söylüyorum demokrasimize de Türk siyasetine de asla yakışmamaktadır.

Toplumdan ayrışarak siyaset yapılmaz. Yapılsa dahi hayır gelmez. Ana muhalefet kendisine çeki düzen vermek yerine daha fazla dibe batıyor. Türkiye’nin kronikleşmiş muhalefet açığı giderek kronikleşiyor.

Siyasi rakibimiz de olsa bu tabloyu doğru bulmuyoruz. Özel ve ekibinin yanlışta ısrarından vazgeçip etkin pişmanlıktan faydalanmaları gerektiğine inanıyoruz. Sadece CHP’nin değil Türk demokrasinin de buna ihtiyacı var.

“Tetikçilere kasetler el altından teslim ediliyor”

Ana muhalefetin kim kimin yüzüne tükürecek tartışması ile meşgul olması utanç verici. Biri çıkıp çaldın diyor diğeri sen daha büyük çaldın diyor. Tetikçilere kasetler el altından teslim ediliyor. daha 2 yıl öncesine kadar yere göğe sığdıramadıkları cumhurbaşkanı adaylarına en ağır hakaretleri savuruyorlar. Böyle bir ana muhalefet partisi olur mu. Siyasi parti mi yoksa bir pembe dizi mi seyrediyoruz biz de karıştırır olduk.

Özel çıkmış mazot şişesi üzerinden hesaplar yapıyor. Petrol istasyonu işlettiğini bilmiyordum, eczacı biliyordum. Selefi biraz daha maharetliydi. Özel’in matematiğinin iç açıcı olmadığı anlaşılıyor. Göreve geldiğimizde 184 liraydı asgari ücret. 170 litre mazot alınıyordu bununla. 4 kez aracını fullüyordu asgari ücretli. Bugün ise 445 litre mazot alınabiliyor ve arabasının deposunu ayda 10 kez doldurabiliyor. Aynı oranlar dolar bazında da geçerli.

“Vatandaşın hayat standardını daha da yükselteceğiz”

Asgari ücret alım gücünde ciddi iyileşme söz konusu ama bu her şey güllü gülistanlık demek değil. Hayat pahalılığının farkındayız. Enflasyonla mücadelede mevzi kazandıkça vatandaşın hayat standardını daha da yükselteceğiz.

Yatırım taahhütlü avans kredisi desteği artıyor

* Şimdi yeni bir adım atıyoruz ve program büyüklüğünü 300 milyar liradan 500 milyar liraya çıkarıyoruz. Hükümet olarak ekonomide de ne yaptığımızı gayet iyi biliyoruz. Cari açığın kapanmasına ve fiyat istikrarına katkı sunan yatırımlara inşallah daha güçlü destek olacağız. Hayırlı uğurlu olsun diyorum.

“Sayın Özel’e tavsiyem, bildiği meselelerden bahsetsin”

Burada dingil kırmış kamyon şoförü misali ne yapacağını bilemeyen yalnızca CHP Genel Başkanı Sayın Özel’dir. Sayın Özel’e tavsiyem; kendini fazla yormasın, çok fazla hırpalamasın. Dış politika ve ekonomi gibi acemisi olduğu konularda kürsüden atıp tutmak yerine çok iyi bildiği meselelerden bahsetsin. Mesela, toplanmayan çöplerden, yanan otobüslerden, çalışmayan merdivenlerden, ödenmeyen Sosyal Güvenlik Kurumu borçlarından bahsetsin. Mesela, kapı dışarı edilen işçilerden, hısım akraba çiftliğine çevirdikleri için iflasın eşiğine getirdikleri belediyelerden bahsetsin. Mesela, şişirilmiş konser faturalarıyla soyulan beytülmaldan bahsetsin. Şayet yüreği yetiyorsa çıksın İstanbul’un yağmalanan kaynaklarından bahsetsin. Alınan rüşvetlerden, kesilen haraçlardan bahsetsin. Milletten topladıkları paralarla besledikleri trol ordularından bahsetsin.

“Sıcak gündemden kopan parti milli konularda inisiyatif alamaz”

Yıllarca şeffaflık diyerek mangalda kül bırakmazken kameralara bant çekerek neyi saklamaya çalıştıklarından bahsetsin. Değilse yaptığı her konuşma gündemi saptırmaktan ibaret kalacaktır. Sayın Özel’in patronaj ilişkisinden kendisini ve partisini kurtarmasını ve en kısa zamanda Türkiye’nin gerçek meselelerine geri dönmesini ümit ediyoruz. Bunu yapması hem kendi ruh sağlığı için hem partisi için hem de CHP’ye oy veren milyonlarca vatandaşımız için fevkalade yararlı olacaktır. Çünkü kendi problemlerini çözemeyenlerin Türkiye’nin sorunlarına çözüm bulmaları da mümkün değildir. Ülkenin ve dünyanın sıcak gündeminden kopan bir parti, dış politika ve güvenlik başta olmak üzere milli konularda inisiyatif alamaz.

Türkiye tüm enerjisini ve kapasitesini bekasına yönelik meselelere ayırması gereken çok hassas bir dönemden geçiyor. Stratejik önemi bugün daha iyi anlaşılan terörsüz Türkiye sürecimizin hedefine suhuletle ulaşması için uzlaşıya, iş birliğine, birlikte çalışma ruhunun geliştirilmesine ihtiyacımız var. Milletin sorumluluğunu taşıyan insanlar olarak hep beraber, özellikle yüce Meclis çatısı altında ortak bir irade ortaya koymamız lazım. CHP dahil, grubu bulunan tüm partilerin bu dönemde yüksek bir hassasiyet ve sorumluluk bilinciyle hareket etmelerini bekliyoruz. Hangi görüşte olursa olsun, milletimizin siyaset kurumundan talebinin de bu yönde tecelli ettiğini müşahede ediyoruz. Milletimiz siyasetçilerden şahsi ikbal kavgası vermelerini değil, sorunlarıyla hemhal olmasını istiyor. Ana Muhalefet Partisi başta olmak üzere herkesi bu noktada sağduyulu davranmaya davet ediyorum. Meseleye bu zaviyeden bakan bütün siyasi aktörlere de şimdiden milletin kürsüsünden teşekkür ediyorum.

“İran’ın İsrail’in karşısında kendisini savunması bir haktır”

İsrail bir yandan Gazze’de soykırım suçu işlerken diğer yandan Lübnan’a saldırdı, Suriye’ye saldırdı, Yemen’e saldırdı, buralarda sivilleri katletti. Batı Şeria’da her gün sivil yerleşim yerlerine saldırıyor, oralarda masumları öldürüyor, oraları adım adım işgal ediyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi İsrail, İran’daki bazı hedeflere saldırarak, İran içinde suikastlar düzenleyerek haydutluk sahasını biraz daha genişletti. Şunu en başta söylemek mecburiyetindeyim; İran’ın İsrail’in bu haydutluğu karşısında, bu devlet terörü karşısında kendisini savunması son derece doğal, meşru, hukuki bir haktır.

İran, hukuk tanımayan, kural tanımayan, ilkesi olmayan, şımarık, şımartılmış, gözü dönmüş bir ülke tarafından çok açık bir şekilde saldırıya uğramıştır. Üstelik bu saldırılar İran’ın nükleer müzakereleri devam ederken düzenlenmiştir. Kendisi nükleer silahlara sahip olan, üstelik nükleer çalışmalarında hiçbir uluslararası kuralı tanımayan İsrail, müzakerelerin bitmesini beklemeden, sonucu beklemeden tam olarak terör eylemi gerçekleştirmiştir. Bütün dünyanın, bütün insanlığın gözleri önünde yapılan bu saldırganlık karşısında ne yazık ki başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası kurumlar ve devletler sessiz kalmakta, hatta bazıları maalesef bu haydutluğa alenen destek vermektedir. Gazze’de tam 625 gündür insanlığın utancı olan bir tablo yaşanırken sükut edenler, şimdi ateş hızla tüm bölgemize yayılırken yine derin bir sessizliğe bürünmüşlerdir.

Tekrar söylüyorum; bu saldırganlık, bu kural tanımazlık, bu devlet terörü ve haydutluk karşısında sessiz kalmak olan bitene özellikle rıza göstermektir. İsrail’in bu şımarıklığına destek verenler kadar sessiz kalanların da eline, alnına katledilen sivillerin, öldürülen bebeklerin, çocukların kanı sıçramıştır ve o kan lekesi o ellerden, o alınlardan asla temizlenmeyecektir.

“Her türlü senaryoya karşı hazırlıklarımızı yaptık”

Tıpkı son 23 yılda karşı karşıya kaldığımız diğer çatışmalarda olduğu gibi İsrail’in İran’a yönelik terör saldırılarını da çok yakından takip ediyoruz. Bu saldırıların Türkiye’ye olası etkileri konusunda bütün kurumlarımız, ilgili bütün arkadaşlarımız teyakkuz halinde. Her türlü olumsuzluğa, her türlü senaryoya karşı hazırlıklarımızı yaptık ve yapıyoruz.

“Biz bakkal işletmiyoruz, Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetiyoruz”

Bir defa şunu herkesin bilmesi lazım; biz bakkal işletmiyoruz. Dünyanın en büyük ülkelerinden birini, Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetiyoruz. Devlet tecrübemiz, tarihi derinliğimiz, millet olarak yüzyıllara sari birikimimiz bu sürecin idaresinde bizim en büyük referans kaynağımızdır. İktidar sorumluluğu içi boş söylemleri, hamaseti, polemiği kaldırmaz. Sırtında yumurta küfesi olmayanların söylemleriyle hareket edemeyiz. Daha düne kadar İsrail’in gönüllü avukatlığına soyunup utanmadan, sıkılmadan Hamas’a terör örgütü diyenlerin kışkırtmalarını zaten muhatap almıyoruz. Meclis açılış hitabımda İsrail’in artan saldırganlığına dikkat çektiğimiz için bizi acımasızca eleştirenlere bugün bize akıl vermek, bizim hassasiyetimizi sorgulamak değil, şayet zerre miskal öz saygıları kaldıysa hatalarını kabul edip bizden özür dilemek düşer. Biz attığımız ve atacağımız adımları daha burunlarının dibini görmekten aciz bu vizyonsuzların tavsiyelerine göre değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışan devlet ciddiyetiyle belirliyoruz. Biz çatışmanın, şiddetin, zulmün tarafında değil; hakkın, adaletin, diyalog ve diplomasinin tarafındayız.

“Yoğun bir diplomasi trafiği içindeyiz”

Bu anlayışla saldırganlığın sona ermesi için 13 Haziran’dan bu yana yoğun bir diplomasi trafiği içindeyiz. Amerikan Başkanı Sayın Trump ve İran Cumhurbaşkanı Sayın Pezeşkiyan ile iki kez görüştük. Bölgemizdeki tüm kardeş ülkelerin liderleriyle aynı şekilde telefon görüşmelerimiz oldu. Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ile meseleyi enine boyuna değerlendirdik. Bizim dışımızda diğer arkadaşlarımız da muhataplarıyla sürekli temas içindeler.

“Türkiye’nin menfaatlerinin takipçisiyiz”

En başından beri İran’la da konuşabilen bir ülke olarak nükleer konusunun diplomasiyle çözümü için çabaladık. Bugün de silahların susması için üzerimize ne düşüyorsa yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Milletimiz müsterih olsun. Hükümetleri, Türkiye’nin menfaatlerinin, huzurunun, dirliğinin, güvenliğinin sonuna kadar takipçisiyiz. AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın güçlü dayanışması, bu fırtınalı sularda 86 milyonun tamamının güvencesidir.

“Bize saldırmayı kimse aklının ucundan dahi geçiremeyecek”

Milli Teknoloji Hamlesiyle savunma sanayine yatırım yapmayı, ürün geliştirmeyi, yenilikçi fikirleri pratiğe dökmeyi cazip hale getirdik. Şunu bugün gönül huzuruyla söyleyebilirim; Türkiye artık kendi semalarını yerli ve milli hava savunma sistemleriyle koruyan, entegre ve katmanlı bir savunma mimarisine sahip bir ülkedir. Nice engelleri aşarak geldiğimiz seviyeyi önemsiyor ama yeterli bulmuyoruz. Çok daha güçlü ve caydırıcı hale gelmemiz şart. Kabine toplantısı sonrasında da ifade ettiğim gibi caydırıcılığımızı öyle bir düzeye çıkartacağız ki bırakın bize saldırmayı, hiç kimse bunu aklının ucundan dahi geçiremeyecek.

“Milli üretim oranımızı daha da yukarılara taşıyacağız”

Hamdolsun, yüzde 20’lerden alıp yüzde 80’lere çıkardığımız yerli ve milli üretim oranımızı daha da yukarılara taşıyacağız. Şöyle başımızı iki elimizin arasına alıp bir düşünelim. Ya bu ülke toplu iğne üretemiyordu. Toplu iğne. Artık İHA’larımız, SİHA’larımız, Akıncılarımız hepsi var. Ve ciddi manada ihracata da başladık mı? Başladık. Savunma sanayinde tam bağımsızlık hedefimize ulaşana kadar sabırla, kararlılıkla, azimle ve sağlam adımlarla ilerleyeceğiz.

source

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r