39,6732
0.15%45,7678
0.1%4.277,93
-0,30%9102.02
-0,30%Bir kadının çantası, sadece eşyalarını değil, kimliğini, hayallerini ve gücünü taşır. Otrera, işte bu gerçekten yola çıkarak, kaliteli deriyi işlevsel tasarımla birleştiren, zarafetten ödün vermeden hayatı kolaylaştıran çantalar yaratıyor. Tasarımlar, kadınların hem savaşçı hem zarif ruhunu kucaklıyor. Markanın doğuş hikâyesinden yaz koleksiyonuna, minimalist ama çarpıcı estetik anlayışından global hayallere uzanan tutkulu bir yolculuğu keşfetmeye ne dersiniz?
Otrera markasını kurma fikri nasıl doğdu?
Bu dünyayı bir kadın olarak yaşarken, neye ihtiyaç duyduğumu, neyin eksik olduğunu, nelerin yalnızca ‘var’ olduğunu ama ‘bizden’ olmadığını çok iyi biliyorum. Kaliteli deriyle, işlevsel tasarımı buluşturan; estetikten ödün vermeden hayatı kolaylaştıran bir çanta markası aradım ama bulamadım. “O halde ben yapayım” dedim. İşte böyle doğdu. Otrera, adını mitolojideki güçlü savaşçı kadınlardan alıyor. Bir Amazon kraliçesi. Sembolü olduğu şey, sadece güç değil; zarafetle yürütülen bir mücadele. Biz kadınlar da her gün kendi hayatlarımızda savaşçı değil miyiz? Otrera, bu gücün, zarafetin ve dayanışmanın adı.
Çanta tasarımlarınızda hangi kültürel, sanatsal veya kişisel hikayelerden ilham alıyorsunuz?
İlham, hayatın tam içinde. Yürüdüğüm sokakta, bir kadının duruşunda, eski bir fotoğrafta ya da bir müzikte karşıma çıkabiliyor. Ama en önemlisi, Otrera benim için yalnızca bir marka değil; bir anlatım biçimi. Kadınların hayatına dokunmak, onların ihtiyaçlarına hem estetik hem fonksiyonel olarak cevap vermek markanın temel motivasyonu. Gözlem yapmayı, keşfetmeyi, okumayı çok seviyorum. Ve şunu biliyorum ki: Bir kadının çantasında taşıdığı şeyler sadece eşyalar değil, aynı zamanda kimliğinin parçaları. Estetik ve konforu aynı anda sunmak, işte o dengeyi yakaladığınızda kadınların kalbine dokunuyorsunuz.
Bir çantanın tasarım süreci nasıl işliyor?
Her tasarım bir fikirle başlıyor ama asıl hikâye, o fikrin şekillenmesiyle yazılıyor. İlk adım, gündemi takip etmek ve trendleri gözlemlemek. Ama sadece modaya uymak değil niyetimiz. Kadınının hayatına gerçekten dokunan, onunla yaşayan tasarımlar yaratmak istiyoruz. Ekibimizle fikir alışverişi yaparak, ihtiyaçları ve duyguları merkezine alan çizimlerle yola çıkıyoruz. Ardından teknik detayları değerlendiriyoruz. Prototipin ilk halini elimizde tuttuğumuzda, hissettirdiklerine çok önem veriyoruz. Çünkü bizim için bir çanta yalnızca ‘taşınan bir şey’ değil bir deneyim. Son olarak kalite kontrol… En titiz adım burası. Bir çantanın tasarımdan üretime, atölyeden Otrera kadınının omzuna uzanan yolculuğu, tutku ve sorumluluk dolu bir süreç.
Minimalist ama çarpıcı tasarımlarınızla tanınıyorsunuz. Bu estetik anlayışı nasıl geliştirdiniz?
Görünür olmak… Ama gösterişli değil; anlamlı bir şekilde. Bizim estetik anlayışımızın temelinde bu yatıyor. Çarpıcı ama sade, güçlü ama zarif, iddialı ama kullanışlı bir tasarım dili yaratmak istedik. Çünkü Otrera kadını da böyle. O, bir odada durduğunda sesini yükseltmeden dikkat çeken kadın. Estetik detaylara değer veren biriyim. Bir şeyi güzelleştirmek, ona anlam katmak beni motive eder. Zamanla anladım ki, iyi bir tasarım, ilk bakışta değil, yıllar sonra da “iyi ki” dedirtendir. Otrera çantaları da sizinle yaş almalı ama değerinden hiçbir şey kaybetmemeli.
Otrera’yı diğer lüks çanta markalarından ayıran temel özellikler nelerdir?
Bizi farklı kılan; estetikten ödün vermeden fonksiyonel olabilmek, zamansız bir çizgiyi korurken cesur yenilikler yapabilmek. Ve tabii en önemlisi kadınlara dokunmak, tüm emeğimiz kadınları mutlu etmek ve bizi gururla taşımalarını sağlamak. Biz ürün satmıyoruz; bir duygu, bir deneyim ve bir bağ kuruyoruz. Otrera ile tanışan, genellikle bir daha vazgeçemiyor. Çünkü bu çantaların her biri, kadına “sen özelsin” diyor. Ve bizce her kadın bunu hak ediyor.
Yaz koleksiyonunuzdan bahseder misiniz? Bu koleksiyonun ilham kaynağı ve öne çıkan özellikleri neler?
Her sezon bizim için yeni bir hikâye. Ama yaz koleksiyonlarının ayrı bir büyüsü var. Daha özgür, daha cesur ve daha canlı. Bu yaz ferahlık ve özgünlük getirmek istedik. Çok sevilen Taco modelimizi, yaz için hasır dokunuşlarla yeniden yorumladık. İkonik modelimiz Leda’ya etnik bir dokunuş ekledik, makrome detaylarla yaza hazırladık. Çizgili Leda modelimiz, bir sahil kasabasına, çizgili şemsiyelerin altına, elinizde buz gibi bir içecekle hayal kurduğunuz o ana götürüyor. Otrera çantaları her mevsim değil, her ruh haline uygun. Bu yüzden yaz koleksiyonumuz da sadece sezonsal değil; zamansız bir yaz hissi taşıyor.
Moda sizin için ne ifade ediyor? Bir tasarımcı olarak modayı nasıl tanımlarsınız?
Moda benim için bir ifade biçimi, bize en doğru şekilde eşlik eden ürün ve detayların tamamı. Sadece kıyafetler ya da aksesuarlar değil; kendini anlatma şekli. Ne hissettiğini, neye inandığını, hayatta nasıl bir yer tuttuğunu gösteren sessiz bir dil. Benim için modanın özü; kişiye yakışanı bulmak, o ‘an’la ve ‘ruh’la buluşmak. Otrera olarak da tam burada konumlanıyoruz. Stil sahibi olmak pahalı parçalarla değil; karakterli tercihlerle mümkün. Biz stilin dostuyuz. Moda gelip geçici olabilir ama tarz kalıcıdır. Ve biz, kalıcı olanı üretmek istiyoruz.
Otrera için hayal ettiğiniz en büyük hedef nedir?
Bu soru beni her seferinde biraz duygulandırıyor. Çünkü Otrera benim hayalimdi. Ve ben aslında her gün bu hayalin bir parçasını yaşıyorum. Markamızı tercih eden kadınların sayısı her geçen gün artıyor. Ulaştığımız şehirler, ülkeler, dokunduğumuz hayatlar… Tüm bunlar tarif edilmesi güç bir mutluluk. Ama en büyük hayalim, Otrera’yı global ölçekte bir “Love Mark” haline getirmek. Türkiye’den çıkan, dünyaya ilham veren; hem tasarımı hem duruşuyla fark yaratan bir marka olmak. Ve bunu yaparken kadın istihdamını desteklemeye, kadınlara alan açmaya devam etmek. Çünkü Otrera’nın kalbi kadınlarla atıyor. Ve bu yolculuk onlarla anlam kazanıyor.
GENEL
3 gün önceGENEL
19 gün önceGÜNDEM
20 Haziran 2025SPOR
20 Haziran 2025GÜNDEM
20 Haziran 2025GÜNDEM
20 Haziran 2025GÜNDEM
20 Haziran 2025