39,6747
0.09%45,8457
0.21%4.278,39
-0,29%9102.02
-0,29%‘50 Top Pizza’, dünya çapındaki en iyi pizzacıları sıralayan ve tanıtan bir rehber. İtalya kendi mutfağını yurt dışında yaşatan mekanlarla tedarik ürünlerinin ötesinde güçlü bir bağ kuruyor. Malumunuz pizzadan bahsediyorsak; kullanılan peynirler, zeytinyağı, maya, un ve domates sos İtalyan olmak durumunda, yoksa başka bir şey oluyor, İtalyan pizzası olmuyor. İşte bu yüzden tüm dünyada pizza pazarı büyürken, İtalya gıda ihracatı da katlanarak büyüyor. Bu iyi tarım ve hayvancılık, yerinde istihdam, bolluk, bereket ve mutluluk demek. Üstüne eklenen bir de milli gurur. Düşünsenize dünyanın neresine giderseniz gidin herkes sizin mutfağınızı tanıyor, seviyor, kurtarıcı olarak görüyor.
Biz de güzelim dönerimizi yurt dışında gördüğümüzde seviniriz, sonrası biraz hayal kırıklığıdır. Paris Saint Michel’deki dönercilerde Türkler çalışır, Gyro diye satarlar. Hatta Türk patronlar bile dönerci açmaktan hoşlanmaz ve mavi beyaz Yunan Gyro dükkanları açar.
Almanya ise döneri bizden çok sevdi, 90’ların başından itibaren daha iyi et kalitesine paralel, yakışan soslar, garnitürler ekleyerek ve makul bir fiyatta satarak tüm fast food’ları geride bırakan cirolara ulaştı. Almanya’daki dönerin bize ekonomik bir faydası olmadı. Üstüne üstlük geçen sene Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier İstanbul ziyaretinde 60 kiloluk döner keserek gastrodiplomatik bir krize sebep oldu. Steinmeier Türkiye’de kökleri olan 2,7 milyon insanının başarılarını vurgulamayı amaçladığını söylese de, sosyal medya bunu bir meydan okuma, ‘döneri sizden aldık’ havası olarak algıladı.
Danilo Şef’in de yer aldığı 50 en iyi pizza listesindeki markaların pizza şefleri çoğunlukla Napoli kökenliymiş. Napoli’den giden her usta pizzanın malzemesini de yanında götürüyor. Bugün her markette gördüğümüz mozzarella peynirini ilk nerede gördünüz? Plastik kavanozda suyun içinde satılan beyaz yumru ile nerede tanıştınız? Önce bir restoranda deneyimlediniz, sevdiniz ve evinize aldınız. İşte burada restoranın kritik bir rolü, misyonu var. Bu yüzden yurt dışında açılan, Türk mutfağını yansıtan restoranlarımızı çok önemsiyorum. Hem kültürel bir sorumluluk taşıyor hem de ürünlerimizin deneyimleterek talep oluşmasını sağlıyor. Bu yüzden desteklenmesi gerekiyor. Geçmişte Turqualty programı çerçevesinde az da olsa fırsat verilmişken, uzunca bir süredir destek programı askıda.
Pizzanın Anadolu’daki üvey kardeşi pide ise mirastan pay alamıyor. Dünyanın en sevilen yiyeceği olan pizzaya rakip olamıyor. Bir olsa, bütün peynirlerimiz, pastırma ve sucuğumuz bayram yapacak. Düşünsenize calzone’ye rakip pastırmalı Kastamonu pidesi ya da Konya’nın yağ somunu, küflü peynirli, off off…
Burcu Fikretoğlu ve Gizem Naz Kudunoğlu liderliğindeki Perasma, Leros adasına, katmanlı tarihine ve çağdaş zorluklarına odaklanarak proje, sanatçıları, araştırmacıları ve yerel halkı zaman, hafıza ve kimlik üzerine düşünmek üzere bir araya getiriyor.
2023’te başlatılan Leros Projesi deney, diyalog ve kolektif keşif için bir platform görevi görüyor. Leros Projesi, yalnızca bir sanat etkinliği değil; yerel toplulukla oluşturulan güçlü işbirlikleriyle aynı zamanda bir sosyal etkileşim alanı. Sergi ada geneline yayılmış mimari özelliği olan yapılarda mekanla bütünleşen bir anlatımla gerçekleşiyor. Kadıoğlu Konağı, Roma Sineması, Yankı Duvarları, Lakki İlkokulu sergi alanlarından.
Mussolini’nin mimarları tarafından bir ütopya olarak tasarlanan Leros: Mussolini 1923’te burayı Doğu Akdeniz’in limanı olarak kurgular. Binlerce İtalyan’ın, askeri personel ve ailelerinin de dahil olduğu yerleşim yeri için limanda bir model kasaba inşa etmek üzere iki mimarı Rodolfo Petracco ve Armando Bernabiti’yi Leros’a gönderir. Liman betonla doldurulur, bataklıklar kurutulur.
20. yüzyılın başlarında İtalya’da gelişen bir mimari hareket olan Rasyonalizm etkisi ile basit ve işlevsel binalar yapılır, yapılarda modernizmin etkisine paralel Antik Yunan ve Roma tapınaklarının klasik geometrisinin izleri görülür. Yunan Adaları içinde eşsiz bir mimari ile farklılaşır.
Leros’ta mutfak sahnesi hızla gelişiyor ve Türkiye’den ve dünyadan daha fazla gurme turisti kendine çekiyor. Ancak ada, ürünlerinin özgünlüğünü ve değerlerini koruma konusunda da oldukça kararlı. Köklerine sadık kalıyor ve adanın tarihini, kültürünü ve ruhunu yansıtan gerçek ve çoğu zaman ilgi çekici bir mutfak deneyimi sunuyor.
Leros’a Bodrum Yalıkavak’tan İDO feribotları ile ulaşmak mümkün. Sergi 28 Haziran-14 Eylül arasında gezilebilir.
GENEL
3 gün önceGENEL
19 gün önceGÜNDEM
20 Haziran 2025SPOR
20 Haziran 2025GÜNDEM
20 Haziran 2025GÜNDEM
20 Haziran 2025GÜNDEM
20 Haziran 2025