39,5641
0.11%45,5392
0.35%4.282,62
0,05%9167.62
0,05%ALİ BAŞ / ESKİŞEHİR
Özaydemir: Çünkü biz, çatıya sadece bir yapı öğesi değil, yaşamın güvenli temeli olarak bakıyoruz. Kılıçoğlu olarak 100 yıla yaklaşan tecrübemiz boyunca “güven” ilkesinden hiç ödün vermedik. Ürettiğimiz her kiremidi, sadece bir malzeme değil; altında yaşanacak hayatlara duyduğumuz sorumluluğun bir temsili olarak gördük.
Ürünlerimizi dayanıklı, uzun ömürlü ve kullanıcıların konforunu gözeterek tasarlıyoruz. Bu anlayışla yalnızca nihai kullanıcıların değil, bayilerimizin, iş ortaklarımızın ve çalışanlarımızın da güvenini kazanmış bir markayız.
Munyar: Kiremit üretiminde Türkiye’nin lider firması olarak, sektördeki yeniliklere nasıl öncülük ediyorsunuz?
Özaydemir: Kılıçoğlu olarak sadece üretim yapan değil, sektöre yön veren bir marka olmayı her zaman ilke edindik. Bugün Türkiye’de en fazla model ve renk seçeneği sunan, neredeyse her iki yılda bir yeni bir kiremit modeli geliştiren tek markayız. Çünkü biz, çatıyı bir malzeme değil, bir yaşam alanı olarak görüyor; mimari estetikle teknolojiyi buluşturarak ilerliyoruz.
Kurduğumuz Usta Kulübü sayesinde çatı ustalarımıza da çağdaş uygulamalar ve doğru montaj teknikleri konusunda sürekli bilgi aktarıyoruz.
Kısacası Kılıçoğlu, yalnızca ürün geliştirmekle kalmıyor; bilgi, deneyim ve vizyonla sektörün geleceğini şekillendiriyor.
Munyar: Son yıllarda çatı yangınları ve uçmaları, özellikle yanlış malzeme kullanımı nedeniyle artış gösteriyor. Bunun nedenleri nelerdir?
Özaydemir: Ne yazık ki son yıllarda çatı yangınlarında ve çatı uçmalarında ciddi bir artış söz konusu. Bunun en temel nedenleri arasında; yangına dayanıklı olmayan, standart dışı malzeme kullanımı ve hatalı uygulama teknikleri yer alıyor. Aynı zamanda iklim değişikliğine bağlı olarak artan ekstrem hava olayları da bu durumu tetikliyor.
Aslında bu konuda elimizde çok açık bir kılavuz var: Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik. Bu yönetmelik açıkça, çatı sistemlerinde yangına dayanımı olmayan ürünlerin kullanılmaması gerektiğini belirtir. Ancak uygulamada denetim ve kontrol mekanizmalarının yetersizliği nedeniyle, ne yazık ki bu kurallar her zaman hayata geçirilemiyor. Öte yandan, artık literatüre geçmiş gibi görünen bir kavramla da karşı karşıyayız: çatı uçması. Her fırtınadan sonra yetkililer, “vatandaşlar çatı uçmasına karşı dikkatli olmalı” diye uyarılarda bulunuyor. Oysa asıl dikkat edilmesi gereken; çatının doğru yapılması, kullanılan malzeme ve uygulama tekniğidir.
Munyar: Türkiye’de çatı konusunda en büyük problemler neler?
Özaydemir: Türkiye’de çatıyla ilgili en temel sorun, ülke çapında geçerli bir çatı regülasyonunun olmamasıdır. Binalarda kolon, kiriş, betonarme ve hatta cephe ısı yalıtımı gibi unsurlar için oldukça net standartlar ve denetim süreçleri bulunurken, konu çatılara geldiğinde işler ne yazık ki serbestliğe bırakılıyor.
Bugün Türkiye’de bir çatının nasıl olması gerektiğini, hangi standartları taşıması gerektiğini belirleyen, tüm yapılar için geçerli ortak bir düzenleme yok. Bu durum, yanlış malzeme seçiminden hatalı uygulamalara kadar birçok sorunun temelini oluşturuyor.
Munyar: Bu sorunlar nasıl çözülür?
Özaydemir:
· Ülke genelinde çatılara özel teknik şartnameler ve yönetmeliklerin oluşturulması
· Belediyeler ve yapı denetim firmaları tarafından çatı projelerinin daha sıkı kontrol edilmesi
· Yangın yönetmeliğine uygun, rüzgâra ve her türlü hava koşuluna dayanıklı malzemelerin kullanılması teşvik edilmeli bu konuda bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı. Çatıda Isı yalıtımı konusunda bilgilendirme ve bilinçlendirme yapılabilir. Kılıçoğlu olarak biz, çatıyı sadece “ kaplama” olarak değil, yapının konfor, güvenlik ve enerji verimliliği açısından en kritik noktası olarak görüyoruz. Ülkemizin de bu bakış açısını sistemsel olarak benimsemesi gerektiğine inanıyoruz.
Çatı kentin bütünsel görüntüsünün parçasıdır
Munyar: Bir kentin silüetini oluşturan en önemli unsurlardan biri çatı sistemi midir? Doğru malzeme ve tasarım neden bu kadar önemlidir?
Özaydemir: Kesinlikle öyledir. Bir kente havadan baktığınızda, gözünüze ilk çarpan şey çatı dokusudur. O kentte kullanılan çatı formları, renkleri ve malzemeleri; sadece estetik değil, aynı zamanda o bölgenin kültürel yapısı, mimari anlayışı ve hatta sosyo-ekonomik gelişmişliği hakkında da ipuçları verir.
Özellikle Avrupa’daki şehirlerde bu durumu çok net görebiliyoruz. Belirli bölgelerde çatıların aynı eğimde, benzer renk ve formlarda, hatta aynı malzeme türünde olması tesadüf değil; bu, şehir estetiğini korumaya yönelik bilinçli bir tercihtir. Çünkü çatı, sadece binanın üstü değil, kentin bütünsel görüntüsünün bir parçasıdır. Ne yazık ki Türkiye’de bu konuda bir standartlaşma ve görsel bütünlük anlayışı yeterince oturmuş değil.
Munyar: Sektörde sürdürülebilir ve çevre dostu üretim konusunda Kılıçoğlu nasıl bir vizyon benimsiyor?
Özaydemir: Sürdürülebilirlik bizim için yalnızca bir trend değil, uzun vadeli bir sorumluluk anlayışıdır. Kılıçoğlu olarak üretimin her aşamasında çevreyi korumayı, kaynakları verimli kullanmayı ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmayı temel ilke edindik.
Barış Özaydemir Megaron Kiremit Üretim Tesisimiz’e entegre ettiğimiz GES (Güneş Enerjisi Santrali) yatırımı sayesinde artık Megaron kiremitlerini güneş enerjisiyle üretiyoruz. Bu sadece enerji maliyetlerini azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda karbon ayak izimizi ciddi oranda düşürüyor. Ayrıca atık suların geri kazanımı konusunda da örnek projelere imza atıyoruz.
Kil kiremit üretimimizde “sıfır atık” yaklaşımıyla hareket ediyoruz. Bu çevre dostu yaklaşımı sadece üretimle sınırlı tutmuyoruz. Çatıda enerji üretimine yönelik çözümler geliştiriyoruz. BIPV (Building-Integrated Photovoltaics) uygulamalarıyla çatı sistemine entegre güneş panelleri sunuyoruz. Çatılar artık sadece koruma değil, enerji üretim alanı da oluyor.
Munyar: Çatı kaplama sektörü önümüzdeki yıllarda nasıl bir dönüşüm geçirecek? Kılıçoğlu’nun bu konuda çalışmaları nelerdir?
Özaydemir: Çatı artık sadece bir koruma unsuru değil; enerji üreten, konfor sağlayan, estetik katan ve sürdürülebilir yaşamın parçası haline gelen akıllı bir yapıdır. Yani gelecekte çatılar enerji üretimiyle hayatımızın önemli bir parçası haline gelecek.
Kılıçoğlu ve Megaron Çatı Teknolojileri markalarımızla BIPV sistemleriyle entegre çözümler geliştiriyoruz. Çatı yüzeyini bir enerji santraline dönüştürmek artık mümkün. Kılıçoğlu olarak biz, bu dönüşümün sadece tanığı değil, aynı zamanda aktörüyüz. Bugün attığımız her adım, geleceğin çatısına bugünden hazırlanmak içindir. Bu konuda da sektörde öncü olacağımızı düşünüyorum.
-Kılıçoğlu, 1927 yılında bizzat Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla kurulmuş; Cumhuriyet’in sanayileşme hamlelerinin öncülerinden biri olmuştur. O dönemde ülkemizde kiremit üretiminin yerli imkânlarla yapılması, modern Türkiye’nin kalkınma vizyonunun önemli adımlarından biriydi. Kuruluşumuzdan bu yana Türkiye çatı sektöründe sayısız ilke imza attık.
-1949 yılında Türkiye’nin ilk modern kiremit tesisini hayata geçirdik. 1974 yılında açılan Yalçın Tesisi ile tünel fırın teknolojisini sektöre kazandırdık; otomasyonla üretimde yeni bir çağ başlattık. 1996 yılında Eskişehir OSB’de faaliyete geçen ve bugün hâlen üretimimizi sürdürdüğümüz Endel Kiremit Tesisi, yalnızca Türkiye’de değil, Avrupa’da da sayılı üretim komplekslerinden biri olma özelliğine sahiptir.
-2014 yılında devreye alınan Megaron Kiremit üretim tesisimizle agrega kiremit üretimine başlayarak sektörde en fazla alternatif çatı malzmesi üreten marka olduk. Aynı zamanda kurduğumuz uzman bayi sistemi ile anahtar teslim garantili çatı hizmeti sunmaya başladık.
GENEL
2 gün önceGENEL
19 gün önceGÜNDEM
19 Haziran 2025SPOR
19 Haziran 2025GÜNDEM
19 Haziran 2025GÜNDEM
19 Haziran 2025GÜNDEM
19 Haziran 2025