Marmara Bölgesi’nde mayıs yağışları, 1991-2020 yıllarını kapsayan döneme ait uzun yıllar ortalamasına kıyasla yüzde 5 azalırken, geçen yıla göre ise yüzde 17 arttı.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerinden derlenen bilgilere göre, bölgede mayıs ayı yağış miktarının uzun yıllar ortalaması 45,1 milimetre ölçüldü.

Bölgeye geçen yıl mayısta 36,7 milimetre, bu yılın aynı döneminde ise 42,8 milimetre yağış düştü.

Bölgedeki mayıs yağışlarının uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 5 azaldığı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 arttığı belirlendi.

Geçen yıla göre arttı ama…

İstanbul Aydın Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi ve meteoroloji mühendisi Güven Özdemir, Marmara Bölgesi’nde mayısta yağışların geçen yıla göre yüzde 17 arttığının gözlendiğini söyledi.

Bölgedeki yağışların uzun yıllar ortalamasına göre ise yüzde 5 düştüğünü belirten Özdemir, bu farklılığın yanıltıcı olmaması gerektiğini dile getirdi.

Özdemir, küresel ölçekte artan sıcaklıkların temel nedeninin fosil yakıtların yoğun kullanımı olduğuna dikkat çekerek, “Mayıs ayı, uzun yılların en sıcak ayı olarak değerlendirilebilir. Bu artış, yalnızca fosil yakıtlar değil, nüfusun artması, şehirlerin plansız genişlemesi ve ormanların azalmasıyla da yakından ilişkili” dedi.

‘Yaz aylarında su sıkıntısının habercisi olabilir’

İstanbul’a su sağlayan barajlardaki seviyelere de değinen Özdemir, sıcaklık artışının su kaynaklarına etkisini anlattı.

Özdemir, barajlardaki doluluğun yüzde 70’lerin altına inmeye başladığını vurgulayarak, “Bu durum, yaz aylarında su sıkıntısının habercisi olabilir. Mayıs ayında yüksek basınç sistemleri etkili oldu. Bu süreçte alçak basınç sistemlerine göre daha etkin olan yüksek basınçlar, güneyli rüzgarlarla birlikte Afrika üzerinden sıcak hava taşınımını artırdı. Bu da sıcaklıkların yükselmesinde önemli bir rol oynadı” diye konuştu.

Haziran, temmuz ve ağustos aylarında sıcaklık rekorları kırabileceğinin altını çizen Özdemir, kuraklığın sadece İstanbul’a özgü bir sorun olmadığını, Türkiye genelinde yeterli yağışın alınamadığını kaydetti.

Bu durumun tarım alanlarında haşerelerin artışı, orman yangını riski ve su temininde zorluklar gibi pek çok olumsuz sonucu beraberinde getirdiğinden bahseden Özdemir, “Barajlardaki doluluk oranı düştü. Yağışların azlığı sürecek gibi görünüyor. Bu nedenle suyu dikkatli kullanmalı, yaz aylarında zor durumda kalmamak için toplumsal bir bilinçle hareket etmeliyiz.” şeklinde konuştu.