11-12 Haziran tarihlerinde finans ve teknoloji liderlerini altıncı kez İstanbul’da bir araya getiren Istanbul Fintech Week 2025, bu yıl da küresel çapta ses getiren bir ekosistem buluşmasına dönüştü.
“Finansın Geleceğini Yapay Zeka ve Web3 ile Yeniden Tanımlamak” ana temasıyla gerçekleştirilen IFW 2025; finans ve ekonomi bürokrasisinin üst düzey isimlerinden uluslararası konuşmacılara, geleneksel finans temsilcilerinden blokzinciri yenilikçilerine sektörün farklı paydaşlarını bir araya getirdi. Ödemeler, blokzinciri, Web3, regülasyon, yatırım teknolojileri ve yapay zeka gibi güncel konuları gündeme taşıdı.
İşte 6 akışta 120 konuşmacıyı ve binlerce ziyaretçiyi iki gün boyunca bir araya getiren Istanbul Fintech Week 2025’ten öne çıkan konuşmalar…
Türkiye’de kripto varlık platformları için atılması gereken adımların daha net ve öngörülebilir olduğunu vurgulayan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkan Yardımcısı Ali İhsan Güngör, “Geleneksel finans kurallarını doğrudan bu yeni sektöre uygulamaya çalıştığımızda sektörle çatıştık. Bugün ise bu potansiyel zorlukların ve fırsatların sınırları belirginleşiyor. Geleneksel finans kuruluşlarıyla daha çok teknoloji konuşuyoruz, kripto şirketlerini ise finansın temellerine çekmeye çalışıyoruz. Bugün itibarıyla ABD tarafındaki düzenleme daha belirleyici olacak. ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu SEC’in ETF onayı, kripto varlıkların olgunlaşmasında bir dönüm noktasıydı. Artık kripto sektörü ile geleneksel finans arasındaki köprü kuruldu ve bu süreç geri döndürülemez” dedi.
Prof. Dr. Hatice Karahan: “FAST günde yaklaşık 15 milyon işlem gerçekleştiriyor”
Konuşmasında tokenizasyon, yapay zeka, kuantum bilişim gibi yeni teknolojilere değinen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hatice Karahan, gelecekte ödeme sistemlerinin daha hızlı, akıllı ve entegre hale geleceğini söyleyerek,“2021’de anlık ödeme sistemi FAST’i devreye aldık. Mayıs 2025 itibarıyla FAST günde yaklaşık 15 milyon işlem gerçekleştiriyor. Ayrıca, kolay adresleme, ödeme talebi ve emanet gibi ek hizmetlerle kullanıcı deneyimini güçlendirdik. Türkiye’nin ödeme altyapısı, birçok geleneksel adımı atlayarak küresel ölçekte dikkat çekici bir noktaya ulaştı” diye konuştu.
Başarılı bir ödeme altyapısının, inovasyon ve risk yönetiminin birlikte düşünülmesiyle inşa edileceğine dikkat çeken Hatice Karahan, konuşmasını Nobel ödüllü ekonomist Herbert Simon’ın şu ifadesiyle noktaladı: “Sınırlar, zorlandığında ortaya çıkar.”
Akademisyen ve yazar Sinan Canan ise etkinlikte yaptığı konuşmada; antropoloji, biyoloji ve tarih ekseninde insanın yeni dünyayla yaşadığı uyumsuzluğun köklerine dair tezini öne sürdü. “Bedenimiz, beynimiz, duygularımız binlerce yıllık evrimsel ihtiyaçlarla biçimlenmişken, bugün çok farklı, yapay ve hızlı bir dünyada yaşamaya çalışıyoruz. Bu nedenle ciddi bir uyum problemi yaşıyoruz. Bolluk içindeyiz ama eksik hissediyoruz. Aşırı bağlıyız ama yalnızız. Bilgiye erişimimiz sınırsız ama doğruyu bulmakta zorlanıyoruz. Bu uyumsuzluk, biyolojik mirasımızla tasarladığımız dünyanın çatışmasından kaynaklanıyor” diyen Sinan Canan, beden-zihin-ruh uyumuna şu ifadelerle dikkat çekti:
“Yaşamı bir sanat olarak görmek gerekir. Beden-zihin-ruh uyumunun sağlandığı bu bütünsel denge, sağlık dediğimiz şeyin temelidir. Yaşamın sanatı, öğrenilmesi ve emek verilmesi gereken en büyük projedir.”
Yeni kitabı Future Money’i IFW 2025 kapsamında ziyaretçiler için imzalayan Citi Finansın Geleceği Başkanı Ronit Ghose’un konuşması, paranın tarihiyle başladı. Paranın güveni ve karmaşayı çözmek için ortaya çıktığını, 50 yıldır fiziksel bir varlığa bağlı olmadan işlediğini vurgulayan Ronit Ghose, “Geçmişin deneyimleri bugün çok daha hızlı tekrar ediliyor. Gelecekte finansal sistem; yapay zeka, stabilcoin’ler, blokzincir ve genişletilmiş gerçeklik teknolojileriyle şekillenecek. Geleceğin para sistemi, tek bir altyapıya bağlı kalmayacak; çoklu yollar bir arada var olacak. İtibari para sistemleri gelişmeye devam ederken, blokzinciri teknolojisi de paralel bir taşıma katmanı olarak işlev görecek. Bankalar yok olmayacak, sadece araçlar çeşitlenecek. Blokzinciri artık yeni değil, tam 17 yaşında. Yasal netlik gibi eksikler tamamlandıkça entegrasyon da hızlanacak. Paranın geleceği bir teknoloji yarışından çok, kullanıcı ihtiyaçlarına uyum sağlayan çok katmanlı, esnek ve kapsayıcı bir yapıya dönüşüm sürecinin ta kendisi” dedi.
İkinci gün oturumlarının açılış konuşmasını yapan iktisatçı – yazar Dr. Mahfi Eğilmez, konuşmasına Türkiye’nin finansal teknolojilerdeki başarısına atıfta bulunarak başladı. “1980’li yıllarda ABD’de görev yaparken dahi Amerikan finans sektörünün Türkiye’den ne kadar geride olduğunu gözlemledik. Türkiye, bankacılık, sigortacılık ve finansla ilişkili alanlarda birçok ülkenin önünde” dedi.
Dünyanın son 75 yılda önceki 2 bin yıldan daha fazla teknolojik gelişme yaşadığını vurgulayan Dr. Mahfi Eğilmez, “İlk hesap makineleriyle yapılan IMF sunumlarından, bilgisayar tablolarına uzanan bu değişimi birebir yaşadım. Bugün yapay zekayla, üretkinliğin sınırları yeniden çiziliyor. Teknolojiye kayıtsız kalamayız. Onu doğru kullanmak ve fırsata dönüştürmek, genç neslin en büyük sorumluluğu. Ülkemizde bir nüve var. Bankacılık ve teknoloji gibi alanların birbiriyle kesiştiği yerler var. Bu başarıları tüm sisteme yaymak için genç kuşağa çok iş düşüyor” diye konuştu.
Mobil bankacılık, yapay zeka, servis modeli bankacılık ve dijital varlıklar gibi alanlara atıfta bulunan BDDK Başkan Yardımcısı Mustafa Aydın da mobil cüzdanların, temassız ödeme teknolojilerinin ve e-ticaretin Türkiye’de günlük hayatın olağan parçası haline geldiğine vurgu yaptı. “Bu dönüşümde düzenleyici otorite olarak BDDK’nın vizyoner ve proaktif yaklaşımı kilit rol oynadı” diyen Mustafa Aydın, inovasyon ve güvenliği birlikte ele alan dengeli yaklaşımlarının Türkiye’yi küresel ölçekte de öne çıkan bir fintek aktörü haline getirdiğini şu ifadelerle vurguladı:
“2005 yılında başlatılan bilgi teknolojileri denetimleri, 2007’de yayımlanan bilgi sistemleri tebliği, 2020’de uzaktan müşteri edinimini mümkün kılan yönetmelik ve 2021’de dijital bankacılık mevzuatı; sektördeki yapısal dönüşümün kilometre taşları oldu. Türkiye, dijital bankacılıkta şubesiz hizmet modellerini yasal zemine oturtan dünyanın sınırlı sayıdaki ülkesinden biri olarak öne çıktı. Bugün 21 milyondan fazla kişi bankacılık hizmetlerine dijital yollarla erişiyor, 5 dijital banka aktif olarak faaliyet gösteriyor. Servis modeli bankacılığı sayesinde fintech şirketleri, bankacılık altyapısıyla entegre hizmet sunabiliyor; bu da farklı sektörler arasında işbirliğini artırıyor. Regülasyon yalnızca kural koymuyor, doğru ele alındığında ilerlemenin önünü açıyor.”
GENEL
7 gün önceGENEL
24 gün önceGÜNDEM
24 Haziran 2025SPOR
24 Haziran 2025GÜNDEM
24 Haziran 2025GÜNDEM
24 Haziran 2025GÜNDEM
24 Haziran 2025