Yasaya tepki için zeytin fidanı dağıttılar

Fethiye Yerel Tohum Derneği ve Fethiye Ziraat Odası işbirliği ile TBMM'de görüşülen zeytinliklerle ilgili yasa düzenlemesinin geri çekilmesi için eylem gerçekleştirildi. Eylem sonunda Fethiye Yerel Tohum Derneği ve Fethiye Ziraat Odası işbirliği ile temin edilen 200 adet zeytin fidanı ücretsiz olarak dağıtıldı. Zeytin fidanları kısa sürede sona ererken, yasanın geri çekilmesi talep edildi. Bazı zeytin üreticileri yasanın geri çekilmesi gerçekleşirse, ürettiği zeytinyağından tüm vatandaşlara beşer litre zeytinyağını ücretsiz vermeyi taahhüt etti. Eyleme Fethiye’deki bazı siyasi partilerin kadın kolları başkan ve üyeleri, sivil toplum kuruluşları başkan ve üyeleri ile zeytin üreticileri katıldı. Eylemde ‘Doğamız Satılık Değil’; ‘Zeytinlik Vatandır Kesilemez’; ‘Bura Muğla Yok Öyle Yağma’; ‘Toprağıma Dokunma’; ‘Mülkiyet Hakkına Dokunma’ ve ‘Zeytinime Dokunma’ afişler açılırken, yasanın geri çekilmesi ile ilgili sloganlar atıldı. Çocukların zeytinle ilgili şiir okuduğu eylemde Emine Yener isimli zeytin üreticisi de kısa bir konuşma yaparak, zeytinlik alanların korunması gereken alanlar olduğunu belirterek, “Zeytinlik vatandır, kesilemez” şeklinde konuştu.

“ZEYTİN, BU TOPRAKLARIN KUTSALIDIR”

Fethiye Yerel Tohum Derneği Başkanı Ebru Oğuzhan Yeter, “2022 yılında burada yine "zeytinime dokunma" demek için toplanmıştık. Toplumsal tepkilerde çoğu zaman bir adım geri atılsa da fırsatını buldukça üç adım ileri gitmekten vazgeçmeyen bir yeni Dünya düzeni ile karşı karşıyayız. Aramızda çiftçilerimiz var, zeytin üreticileri var geçimini zeytinden sağlayanlar var. Onların sesine de kulak vereceğiz. Bugün yine zeytinlikler tehlike altında: madencilik uğruna yaşam alanlarımız feda ediliyor! Zeytin, bu toprakların kutsalıdır. Binlerce yıllık geçmişiyle, hem doğamızın hem kültürümüzün temelidir. Ancak yeniden Meclis’e sunulan Maden Kanunu değişikliği, bu kadim yaşam alanlarını göz göre göre yok etmeye yöneliktir ve bugün vicdanların oyuna sunulacaktır.” dedi.

“RESMEN AÇILIYOR”

Yeter, “Yeni düzenlemeyle, zeytinlik alanlar, “kamu yararı” adı altında madencilik faaliyetlerine resmen açılmaktadır. Fiilen zeytinlik olan alanlarda madencilik yapılabilecek. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, zeytin ağaçlarının taşınması ya da eşdeğer alanda yeni zeytinlik kurulması şartıyla bu izni verebilecektir. Zeytin ağaçları yüzlerce yıl yaşayan canlılardır. Taşınmaları biyolojik olarak verim kaybına, hatta ölüme neden olur. Verim, toprakla ve iklimle bütünlük içindedir. Bu nedenle “eşdeğer zeytinlik” oluşturma vaadi bilim dışı ve kandırmacadır. Zeytin üreticisi bunu hepimizden daha iyi bilmektedir. 3573 sayılı Zeytinlik Kanunu, 25 metreden daha yakına tesis kurulmasını yasaklarken, bu düzenleme ile zeytinliklerin kalbine maden ocağı açılması mümkün hale geliyor. Mevcut Zeytin yasasının uygulanmasını istiyoruz. Zeytinliklerin tahribatı karşılığında işletme ruhsat bedeli kadar “rehabilitasyon bedeli” alınacak. Ancak bu paranın hiçbir miktarı, yok edilen doğanın, kaybolan ekosistemin ve köylünün geçim hakkının karşılığı olamaz. Bu kıyımın Ekolojik ve Sosyal Sonuçları çok ağır olacaktır. Zeytinlikler madencilikle yok edilecek. Tarım alanlarını kaybedeceğiz. Köylünün geçimini elinden alacaklar. Yerel ekonomi daha da çökecek. Biyoçeşitlilik yok olacak. Gıda egemenliği zedelenecek. Bu düzenleme aynı zamanda; ÇED süreçlerinde kurum görüşlerinin 3 ayda alınamaması halinde izin verilmiş sayılmasını getirerek doğa savunmasını hukuken zayıflatıyor. “Stratejik maden” adı altında kamulaştırmaların ve acil izinlerin önü açılıyor. Tüm bu girişimler yabancı ortaklara birlikte yapılıyor. Kısacası her yönden kuşatılmış durumdayız.” dedi.

“BU YASAYI GERİ ÇEKİN”

Fethiye Yerel Tohum Derneği Başkanı Ebru Oğuzhan Yeter, “Çocuklarımızın geleceği için, bizler bu suça ortak olmayacağız! Zeytinlikler sadece tarım alanı değil; aynı zamanda iklim direnci, biyoçeşitlilik ve toplumsal hafızadır. Zeytin susuzluğa zeytin kuraklığa zeytin her türlü zorluğa direnen bir ağaçtır. Zeytini ait olduğu yerde koruyup, kollamak ve yaşatmak zorundayız. Bu yasa tasarısı geçerse; Doğamız, Tarımımız, Gıdamız, Tohumumuz, Toprağımız, Geleceğimiz, geri döndürülemez biçimde zarar görecektir. Çağrımızdır: Tüm vicdan sahibi yurttaşlara, doğa hakkı savunucularına, çiftçilere, kadınlara, gençlere ve bizi yönetenlere sesleniyoruz: Zeytinlikleri madene değil, hayata açın çoğaltın.. Kamu yararı doğada değil, doğa tahribatında hiç değildir! Kamunun yararına olan doğanın kendisidir. Toprağın sesi olun, gıdanın, suyun, yaşamın tarafında durun! Bu kanun teklifi, Anadolu’nun yeraltı ve yerüstü zenginliklerini talan edici ve yağmalayıcı bir nitelik taşımaktadır. Yeni hazırlanan Maden Yasası, yaylalarımızı, meralarımızı, zeytinliklerimizi, tarım alanlarımızı madencilik faaliyetlerine peşkeş çekmek üzere kurgulanmıştır. Son 25 yılda neredeyse her yıl madencilikle ilgili bir yasa değişikliği yapıldı. 2025 yılı itibarıyla da zeytinlikler, yaylalar, meralar, ovalar ve ormanlık alanlarla ilgili kanunlarda değişiklik yapılmak üzere yeni adımlar atıldı. Sadece kendi geleceğimiz için değil, tüm canlıların aldığı nefes için yetkililere sesleniyoruz: Bu yasayı geri çekin !”dedi.

“ZEYTİNİMİZ GELECEĞİMİZDİR”

Başkan Yeter, “Komisyondan geçen teklif tarım topraklarımızı, su varlıklarımızı, ormanlarımızı ve yaşam alanlarımızı madencilik şirketlerinin hizmetine sunuyor. Mevcut ve hızla açılacak yeni madenler sebebiyle su kullanımı artacak ve bu durum su kıtlığına neden olacaktır. İçme suyu ve tarımsal sulama için kullanılacak su, madenlerle paylaşılacaktır. Madenlerde (altın, gümüş, bakır) kullanılan kimyasallar yer altı ve yer üstü su varlıklarını hızla kirletecektir. Doğal ve kültürel varlıklarımız yalnızca sağlıklı bir yaşamın değil, geleceğimizin de temelidir. Onları korumak hepimizin ortak sorumluluğudur." Zeytin ağacının gölgesinde büyümeyen nesiller, neyin bedelini ödeyeceklerini bilmeden karar veriyorlar. Ama biz biliyoruz!! Ve biz, zeytini savunmaktan, doğayı savunmaktan, yaşamı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Çünkü bu mücadele sadece zeytin için değil, nefes alan her canlı içindir. Toprağımız, tohumumuz, zeytinimiz geleceğimizdir. Zeytinlikler halkındır, ranta kurban edilemez!.” ifadelerinde bulundu.


source