Ben Vakko’yum…
Ece CEYHUN
ece.ceyhun@dunya.com
“Başlangıcı bir masal kadar uzak gelen, mükemmelliğe adanmış bir devamlılığın sonucuyum. Kahramanlarım tasarımcılarım. Babam Vitali, Oğlum Cem; Ben Vakko’yum.”
Önce Vitali Hakko’nun ağzından Vakko’nun hikayesini dinledik, okuduk. Şimdi Vakko dile geldi ve 90 yıllık tarihinin kapılarını bir kitapla açtı. Bir markanın hikayesini, moda dünyasının değişim ve dönüşümünü duygusal bir dille anlatan “Bir Vakko Kitabı” aynı zamanda 'Moda Vakko'dur sloganıyla bir yaşam tarzını ortaya koyan Vakko’nun zamana nasıl meydan okuduğunu da anlatıyor.
“Hep markamızı taşıdık”
Kitabın ön sözünde sizi önce Cem Hakko bu yolculuğa çıkartıyor. Hakko, Vakko’yu ülke tarihinin ayrılmaz bir parçası kılan, geleceğe bakışı belirleyen ve tüm Vakko dostlarıyla yürüdükleri yolda, bıraktıkları tüm izleri bu kitaba sığdırdıklarını anlatıyor.
“Bizi hiç yalnız bırakmadınız” diyen Cem Hakko, kitabın tanıtımı için yapılan toplantıda, 90 yıllık mücadeleyi anlatırken “Biz hep markamızı taşımaya çalıştık” sözleriyle de odak noktalarındaki ‘çabaya’ dikkat çekti.
“Bir Vakko Kitabı”, bir markanın kendi hikâyesini kendi arşivlerinden süzerek ve kendi değerleriyle anlattığı yalnızca markanın değil; aynı zamanda Türkiye’nin modernleşme sürecine eşlik eden bir kültür mirasının temsilciliğini de üstleniyor.
Vakko Yönetim Kurulu Başkanı Cem Hakko, konuşmasında kitabın doğuş hikayesini “Senelerdir bizi yalnız bırakmadınız. Her zaman yanımızda olarak bu firmayı yücelttiniz. Mahcup etmemek ve daha iyisini yapmak için çalıştık. 90’ıncı sene için ne yapabiliriz diye konuşmaya başladığımızda, üç sene evvel ‘bir kitabımız olmalı’ dedik. 90 sene sonra bu kitap elimize geldi” sözleriyle anlattı.
Vakko’yu bir marka olarak konumlandırma çabalarına da değinen Hakko, “Hep markamızı ileriye taşıdık hem de çok çabaladık. Rakipler geliyordu ‘gelecekleri varsa görecekleri de var’ diyorduk. Zannedersem artık Vakko’nun bir dünya markası olmaya doğru gitmesi lazım” dedi.
Bir yolculuk hikayesi
Hakko şöyle devam etti: “Babam Vitali Hakko, "Hayatım Vakko" kitabını yazmıştı. Bugün sizlere sunduğumuz ise Vakko'nun kendi ağzından kendisini anlattığı ve bizim aldığımız mirası yıllardır büyüterek geldiğimiz noktayı anlatıyor.”
“Bu hikâyeyi birlikte yazdık” diyen Hakko, Vakko’nun ilk mağazasından bugünkü yaratıcı endüstri yatırımlarına kadar uzanan süreçte, modanın ötesine geçen bir yaşam tarzını bu defa farklı şekilde sunuyor.
Hakko, kitap için kaleme aldığı kısa yazıda ise “Vakko’yu ülke tarihinin ayrılmaz parçası kılan, geleceğe bakışımızı belirleyen ve bizi biz yapan milyonlarca Vakko dostuyla yürüdüğünüz yolda bıraktığımız izler, tutarlı bir devamlılık olarak görülürse bu kitap hedefine ulaşmış olacaktır” diyor.
Bir aile arkasından bir marka ailesine
Kitapta, Vakko’nun bir aile markasından bir marka ailesine aldığı yol şöyle anlatılıyor: “Üç kardeşin ortak tutku ve özenle hayat verdiği Vakko, köklerinden beslenen, zamanın ötesinde bir marka olarak doğdu. İlk günkü değerlerini koruyarak büyüyen, nesiller boyuracak bir kültüre dönüştü. Her ürün, her tasarım, her paylaşım zarafet ve süreklilikle işlenen bu hikayenin bir parçası oldu. Kurulan derin bağlar, Vakko’u moda Dünyası’nda bir sembol haline getirirken, kültürel ve sanatsal alanlarda da iz bırakan bir marka olmasını sağladı. Her vakko üyesi bu büyük ailenin bir parçası, birlikte alınan her karar, atılan her adım, markanın özündeki uyum ve bağllılığın yansımasıydı. Bu gelenek bu kuşaktan kuşağa aktarılan bir kültür olarak devam ediyor. Vakko‘nun imza dokunuşu ile her yeni günde yeniden hayat buluyor."
source