NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, zirvede yaptığı açıklamada, ABD’nin NATO’ya ve özellikle de ittifakın kalbi sayılan “Madde 5” yükümlülüğüne tam bağlı olduğunu vurguladı. Ancak bu bağlılığın karşılıklı bir sorumluluk gerektirdiğini ifade eden Rutte, özellikle Kanada ve Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarını hızla artırmaları gerektiğini söyledi. Rutte, “Bu sadece güvenlik açısından değil, aynı zamanda adalet açısından da gereklidir. ABD kadar biz de taşın altına elimizi koymalıyız,” dedi.
Ayrıca, Çin’in giderek artan askeri faaliyetleri ile Pekin’in ve Kuzey Kore’nin, İran’la birlikte Rusya’ya Ukrayna’daki savaşta verdiği destek de NATO tarafından ciddi bir tehdit olarak değerlendirildi. Bu nedenle yeni savunma stratejisinin, sadece mevcut tehditlere karşı değil, gelecekteki potansiyel krizlere karşı da hazırlık anlamı taşıdığı belirtildi.
Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, ülkesinin savunma harcamalarını gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) %3,5’ine çıkaracağını açıkladı. Ayrıca %1,5 oranında da askeri altyapı yatırımı yapılacağı duyuruldu. Almanya’nın bu kararı, sadece NATO içindeki yük paylaşımını dengelemekle kalmayacak, aynı zamanda Avrupa’nın savunma kapasitesini NATO şemsiyesi altında daha otonom hale getirmesine de katkı sağlayacak.
Orban’dan Farklı Bir Perspektif: Asıl Tehdit Ekonomik Rekabet Gücü
Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise daha temkinli bir çizgi izleyerek, Avrupa için asıl tehdidin güvenlik değil, ekonomik rekabet gücünün kaybı olduğunu savundu. Orban, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski’nin zirveye katılımının iptal edilmesini de değerlendirerek, “Ukrayna NATO üyesi değil. Benim görevim mevcut durumu korumak,” ifadelerini kullandı.
Biden’dan Sert Uyarı: NATO Harcamaları %5’e Çıkmalı
ABD Başkanı, zirvede yaptığı ortak basın toplantısında, NATO üyelerinin savunma harcamalarını GSYİH’nın %5’ine yükseltmeleri gerektiğini yineledi. Bu çağrı, Avrupa ülkelerine doğrudan bir baskı olarak yorumlandı. Biden, bu artışın yakın zamanda gerçekleşeceğini ve bu yolla NATO’nun caydırıcılık gücünün artırılacağını vurguladı.
NATO’nun Yeni Dönemi ve Türkiye’ye Etkisi
Lahey Zirvesi, NATO’nun yalnızca güvenlik konseptini değil, ekonomik ve siyasi yük paylaşımı paradigmasını da dönüştürdüğü bir dönüm noktası oldu. ABD’nin Avrupa’dan daha fazla katkı talep etmesi, kıtanın kendi askeri kapasitesini artırmasını da zorunlu hale getiriyor.
Bu gelişme, Türkiye gibi hem doğrudan Rus tehdidine sınırdaş olan hem de NATO’nun güney kanadını temsil eden ülkeler için stratejik anlamda büyük önem taşıyor.
source
News
