Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından “aile ve iyilik” temasıyla ATO Congresium Kongre ve Sergi Merkezi’nde Uluslararası Aile Fuarı düzenlendi.

Fuarın açılış kurdelesi, Bakan Göktaş ile Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş tarafından kesildi.

Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın gönderdiği mesaj okundu.

Mesajında ailenin tüm toplumların en temel yapı taşı, medeniyetlerin yükseldiği beşik ve tüm dinlerin kutsalı olduğunu belirten Erdoğan, bugünün dünyasında yaşanan hızlı dijital dönüşüm, bireyselleşme eğilimleri ve değerler erozyonu gibi etkilerin aile yapısında ciddi kırılmalara ve çözülmelere yol açtığını vurguladı.

Bu bağlamda aile kurumunun karşı karşıya bulunduğu olumsuz değişimlere dikkati çekmenin, aile müessesesinin bireyden topluma uzanan vazgeçilmez önemini hatırlatmanın ve bunu küresel diyaloğa dönüştürmenin elzem ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Emine Erdoğan, şunları kaydetti:

“O nedenle aileyi mukavemetli kılmada ve geleceğe taşımadaki ortak sorumluluğumuzu yerine getirmenin insanlığa yapılan büyük hizmet olduğu kanaatindeyim. Bu şuurla 2025 Aile Yılı kapsamında düzenlenen ve aile olgusunu çok boyutlu şekilde ele alan Uluslararası Aile Fuarı’nın kültürler arası bilgi ve deneyim paylaşımına zemin hazırlayacağını düşünüyorum. Bu vesileyle fuarı düzenleyen Diyanet İşleri Başkanlığına ve Türkiye Diyanet Vakfına tebriklerimi iletiyor, bu konuda göstermiş oldukları hassasiyet ve sürdürdükleri titiz çalışmalar için şükranlarımı sunuyorum. Yurt içinden ve dışından gelen tüm STK’lere ve katılımcılara kıymetli katkıları için teşekkür ediyor, herkesi en kalbi duygularla selamlıyorum.”

“Dijitalleşme gün geçtikçe aile bağlarını zayıflatıyor”

Açılışta konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, fuarın sadece bugün değil, yarınlara da umut ve ilham veren değerli etkinlik olduğunu belirterek, 2025 Aile Yılı kapsamında düzenlenen fuarın hayırlara vesile olmasını diledi.

Ailenin toplumun yüreğindeki iyilik mayasının kaynağı olduğunu ifade eden Göktaş, bu iyiliğin sadece evin içinde kalmadığını, asırları aşan bir medeniyete dönüştüğünü söyledi.

Göktaş, aile kurumunun bugün ciddi tehlike ve tehditle karşı karşıya kaldığını vurgulayarak, “Artık bireyselliğin ön plana çıktığı, sınırsız özgürlüğün yüceltildiği bir çağda yaşıyoruz. Bu bakış açısı, aileyi toplumsal hayatın merkezinden çekip sadece kişisel tercihe indirgemeye başladı. Gün geçtikçe dayanışmanın yerini yalnızlık, bağlılığın yerini geçicilik, sorumluluğun yerini ise sınırsız seçenekler alıyor. Diğer yandan aile kurumunu tehdit eden cinsiyetsizleştirme gibi küresel ideolojik akımlar hızla yaygınlaşıyor.” diye konuştu.

Dijitalleşmenin yüz yüze iletişimi azaltarak aile içi ilişkileri olumsuz etkilediğini belirten Göktaş, “Teknolojik gelişmeler ve dijitalleşme gün geçtikçe aile bağlarını zayıflatıyor. Modern hayatın dayattığı yaşam biçimi, aile kurmayı bir yük gibi gösteriyor. Gençlik evlilikten uzaklaşıyor, anne babalık rolleri zayıflıyor, kuşaklar arası bağlar kopuyor.” dedi.

Göktaş, Türkiye’de doğurganlık hızının nüfusu yenileme seviyesinin altına düşerek tarihinin en düşük seviyesi olan 1,48’e gerilediğine dikkati çekerek, “Bu gidişata dur demek, aileyi ve dinamik nüfus yapısını korumak ise artık hepimiz için mecburiyettir. Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planımız, bu doğrultuda hazırlanmış kapsamlı yol haritasıdır. Bu belgeyle, aileyi ve dinamik nüfus yapısını korumak, dijital güvenliği sağlamak, küresel risklere karşı aileyi dirençli kılmak, kuşaklar arası dayanışmayı güçlendirmek gibi pek çok stratejik hedef ortaya koyduk. Bu hedefler doğrultusunda kurumsal yapımızı güçlendirdik.” ifadelerini kullandı.

“Aileyi koruma ve güçlendirme çalışmalarımızı seferberliğe dönüştürmeliyiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın takdirleriyle ilan edilen 2025 Aile Yılı’nın ekonomik desteklerden eğitime, kültürel etkinliklerden dijital dönüşüme uzanan çok katmanlı bir hareketin çatısı olduğunu kaydeden Göktaş, şöyle devam etti:

“Evlenecek gençlerimize ve çocuk sahibi olmak isteyen ailelere sağladığımız destekler, ailelere yönelik özel indirim avantajları, bu desteklerin sadece bir kısmını oluşturuyor. Aile Yılı’nda vatandaşlarımıza verdiğimiz önemli desteklerden biri doğum yardımları oldu. Bugün 220 bin 268 annemizin hesabına haziran ayı doğum yardımı ödemelerini yatırıyoruz. Böylece bugüne kadar yaklaşık 1 milyar 750 milyon liralık ödeme gerçekleştirerek ailelere destek olduk.

Diğer yandan aileyi güçlendirmeyi sadece iç mesele olarak değil, uluslararası boyutta da işbirliği alanı olarak ele aldık. Güçlü aile diplomasisiyle ortak değerler etrafında buluşan ülkelerle aile kurumunu tehdit eden küresel risklere karşı birlikte çözüm üretmeye gayret ediyoruz. Yürüttüğümüz tüm bu çalışmalar gösterdi ki aileyi koruma ve güçlendirme çalışmalarımızı uzun vadeli seferberliğe dönüştürmek gerekiyor.”

Bakan Göktaş, her alanda aileyi merkeze alan güçlü adımlar atacaklarını vurguladı.

“Aile kurumu, küresel boyutta tam bir kuşatma altında”

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş da ailenin tarihin başlangıcından beri insanın en doğal sığınağı, toplumun en temel yapı taşı olduğunu belirterek, zaman içerisinde kültürler, gelenek ve görenekler değişime uğrasa da aile kurumunun önemini her zaman muhafaza ettiğini söyledi.

Ailenin insanı hayata hazırlayan değerlerin öğrenildiği eğitim yuvası olduğunu ifade eden Erbaş, dünyaya gelen her insanın ilk eğitimini burada aldığını, din ve ahlaki değerleri burada öğrendiğini, fiziksel ve ruhsal gelişimini burada tamamladığını anlattı.

Erbaş, İslam’ın ailenin korunmasına büyük önem atfettiğini, aile kurumunu dini ve hukuki bakımdan bütün ayrıntılarıyla güvence altına aldığını dile getirdi.

Dünyanın hızlı ve kapsamlı küreselleşme sürecinden geçtiğine dikkati çeken Erbaş, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Başta sosyal medya olmak üzere dijital dünyanın hem kültürel hem de toplumsal değişimleri alabildiğine hızlandırdığı bir döneme tanıklık ediyoruz. İnanç, değer, algı ve kültür bakımından çeşitli olumsuzlukların yaşandığı bu dönemde egemen kültürlerin yıkıcı etkisi, özgün ve yerleşik olan her türlü sosyal yapıda değişimlere ve ciddi örselenmelere sebep olmaktadır. Bütün dinamikleriyle toplumlar için geçmişten geleceğe kurulan bir köprü olan aile kurumu da bu örselenmelerden ne yazık ki çok fazla etkilenmektedir.

Geldiğimiz noktada aile kurumu, küresel boyutta tam bir kuşatma altındadır. Aileyi hedef alan pek çok olumsuz etken, bu hayati yapıya ait değerleri yıpratmakta ve onu şiddetli şekilde sarsmaktadır. Özellikle dijital mecralarda aile kurumu ötelenmekte ve itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktadır. Bilhassa son yıllarda bazı dengesiz ve sapkın akımların, baskı gruplarının, aileyle ilgili temel ögeleri bile değişime zorladığına şahit oluyoruz.”

“Ülkemizde aileye yönelik güçlü duyarlılık ve farkındalık gelişmekte”

Erbaş, söz konusu gruplar ve onların etkilediği çevrelerin çeşitli kavramlarla aile kurumunu yozlaştırmaya, ailevi değerleri dejenere etmeye çalıştığını vurgulayarak, “Bu yaklaşım, aile kurumuyla birlikte başta gençler, çocuklar olmak üzere aile bireylerini yeni ve girift sorunlara düçar etmekte, içinden çıkılmaz krizlere ve bunalımlara mahkum etmektedir. Bu sebeple bugün aile kurumunu ve dolayısıyla insan fıtratını koruma noktasında daha büyük hassasiyet ve gayrete ihtiyaç vardır. Şu da bir gerçektir ki bütün olumsuzluklara rağmen ülkemizde aileye yönelik güçlü duyarlılık ve farkındalık gelişmektedir.” diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak aile kurumuyla ilgili sorumluluklarının farkında olduklarını belirten Erbaş, aileye dair çalışmaları yurt içinde ve dışında giderek artan ivmeyle gerçekleştirdiklerini söyledi.

Başkan Erbaş, aile konusunda faaliyet gösteren 40’a yakın ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşunun katılımıyla gerçekleştirilen fuarın, aileyi tehdit eden güncel sorunlar karşısında nasıl yol izlenmesi gerektiğine dair arayışın bir tezahürü olduğunu ifade etti.

Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü İzani Turan ise “21. asırda aziz milletimizin karşı karşıya kalmış olduğu en önemli tehdit ve tehlikenin nikahsızlık, cinsiyetsizlik ve gayrimeşru birlikteliklerin olduğu hepimizce malumdur. İşte buna işaret etmek, bunu gündemimize almak, farkındalık oluşturmak adına Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfımız ile ortaklaşa Aile Yılı’nda bu konuyu gündemimize aldık. Umarım ki bir farkındalık oluşturulacaktır.” dedi.

Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyanet Vakfı Gençlik Hizmetleri Müdürlüğünce düzenlenen Vakıf İnsan Yarışması’nda dereceye girenlere ödülleri verildi.

Ayrıca, Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile Uluslararası Müslüman Topluluklarla Dayanışma Vakfı işbirliğiyle “Ailemle Kainatın Kalbine Gidiyorum” sloganıyla gerçekleştirilen “Aile Umresi” projesinin çekilişi gerçekleştirildi ve kazanan 500 aile belirlendi.

Bakan Göktaş ve Erbaş, daha sonra fuardaki stantları gezdi.