Macron’un bindiği lüks Fransız

Geçtiğimiz haftayı Fransa İsviçre arasında, Türki­ye'de kasım ayında satı­lacak bir otomobil için test sürü­şü yaparak geçirdim. Fransız pre­mium marka DS’nin eylül ayında üretimine ve satışına başlayacağı kasım ayında da Türkiye'ye gön­dereceği 4.8 metrelik premium modeli NO 8’i kullandım. Fransa cumhurbaşkanı Emmanuel Mac­ron’un da makam aracı olarak kul­landığı elektrikli model 750 km'ye kadar menzil sunabiliyor. 350 + 25 HP güç üreten dört tekerlekten çe­kişli versiyonun yanı sıra Türki­ye'ye uyarlanmış özel bir motorla gelecek olan 213 HP’Lik versiyon önden çekişli aktarmaya sahip. Markanın amiral gemisi olacak olan model son dönemde kullan­mış olduğum en sessiz Fransız.

D segmenti bir elektrikli oto­mobil üretmek her marka için riskli. Müşteri portföyü, beklen­tilerin çok yüksek olduğu, özel­likle iş adamlarının kullanmayı tercih ettiği bir segment. Ayrıca filo müşterileri açısından da yi­ne üst düzey müşterilerin bek­lentilerine cevap verecek model­lere üretmek hele ki o segmenti Almanlar domine ediyorsa o zor. Ama Fransızlar kendine güveni­yor, hem batarya teknolojisine hem de pil teknolojisini yaptık­ları yatırımların karşılığını alma­yı planlıyorlar. Avrupa'da yak­laşık 60 bin euro başlangıç fiya­tıyla satışa sunulacak olan NO8, bakalım Türkiye'de nasıl bir fi­yat etiketiyle satışta olacak. Ta­bii Türkiye'nin vergi koşulları­na uyum sağlayabilmek için güç­ten fedakarlık edilse de otomobil en dikkat çekici özelliği jantlar­dan fedakarlık edilmemiş, hatta 21 inçlik kullanılacak. Yaklaşık 750 kilometrelik menzil oldukça etkileyici. İki gün boyunca oto­mobili test ettik, oldukça düşük bir tüketim verisi ile 15-16 kWh ile maceramız tamamladık. En önemli şey bu otomobilin şehir­lerarası yolculuklarda bile uzun menzil sunuyor olması.

Paris’ten Lyon’a tek şarj

Fransızlar bu konuda oldukça iddialı. Hatta bize gösterdikleri videoda bütün Alman rakipleriy­le modeli karşılaştırdılar. 120 km ortalama sürüşle bu otomobil Pa­ris'ten Lyon'a yani neredeyse İs­tanbul'dan İzmir’e gidebilmiş ol­dukça önemli.

Bunun yanı sıra 10 dakikalık şarj bir de 200 km menzil kazanı­yor olması otomobilin şehir içe­risindeki kapasitesini de arttırı­yor. Üç farklı rejenerasyon, beş farklı sürüş modu, dev multimed­ya ve gösterge ekranları otomo­bil farklılaştırıyor. Cam tavanda tam anlamıyla bir cam kullanıl­mış ama antirefle cam. Standart donanımda cam perdesi bulun­muyor ama Türkiye'de opsiyonel olarak satılacak. Arka koltuklar konforlu, biraz daha eğimli olma­sını beklerdim. Ön koltuklar ise gerçekten harika. Nappa deri ve alcántara kaplamalar oldukça şık ve konforlu hale getiriyor. Yine ön koltuklarda hem sürücü hem yolcu için masaj, soğutma, ısıt­ma fonksiyonları bulunuyor. Tek butonla sollama yapabiliyor, ol­dukça iyi ve başarılı bir aydınlat­ma far sistemine sahip. 16 inçlik multimedya ekranı oldukça bü­yük. Cabrio otomobillerde gör­meye alışkın olduğumuz koltuk­lardaki boyun ısıtma üfleyici bu otomobilde bulunuyor. 2.9 met­relik aks mesafesi ile birlikte arka koltuklarda oturanlar da konfor­lu ve uzun yolculukların keyfini yaşayacak. DS Marka Direktörü Selim Eskinazi, bu modelden çok yüksek volüm beklemediklerini ama markanın çıtasını daha yük­seğe taşıyacağını söyledi. Özel­likle premium beklentili, Fransız otomobillerini beğenen bir kitle ile buluşturmayı hedefledikleri­ni ifade etti.

Turgutreis'ten Kos'a 16 dakikada yolculuk

Geçtiğimiz hafta Doğuş Ma­rine ekibiyle birlikte önce Bodrum ardından da Yunanis­tan'ın Kos adası arasında, hem markanın yeni modellerini gö­rebileceğimiz bir buluşma, hem yenilikleri öğrenebileceğimiz bir organizasyona katıldım, İtal­yan marka Novamarine’in Bla­ck Shiver model ailesiyle keyifli bir seyir yaptım. Öncelikle Doğuş Grubu denizcilik sektörüne oto­motiv sektöründe elde ettiği tec­rübeyi aşılamaya niyetli. Bura­da işin başında çok önemli, okul­dan denizci ve çok profesyonel bir yönetici olan Mustafa Uluer’i getirmiş grup. Otomotiv sektö­ründeki profesyonel denizciliğe uyarlamak kolay bir iş değil, bu­nu da söylüyor Uluer, fakat şu an­da bebek adımlarıyla yavaş yavaş ilerlediklerini her yıl üstüne kata kata yol aldıklarını anlatıyor. İs­tanbul, Göcek ve Bodrum merke­zi operasyon noktası, Göcek'te­ki Kara parkı, refit alanı marka­nın yoğunlaştığı noktalardan biri. Yine otomotiv sektöründen çok profesyonel bir ekiple devam edi­yor Uluer. İtalyan Üretici Nova­marine ile yola çıkan, ardınan Au­di işbirliğinde üretilen Aerofoil ile yola devam eden marka, yeni ve çok daha büyük işbirlikleri için de görüşüyor. Avustralyalı mar­ka Riviera da bunlardan biri. Her yıl eylül ayında düzenlenen Fran­sa'daki Cannes fuarında da yine yeni markalarla görüşmeler de­vam edecek gibi gözüküyor. Ulu­er ile birlikte Novamarine BS 100 ile Bodrum Turgutreis’ten Kos’a gitmemiz yaklaşık 16 dakika sür­dü. Yolun dört dakikasında neza­ket bayrağı çekerken oyalandık. Bunun yarısını ortalama 30 knot seyir hızıyla yola devam ederken maksimum seyir hızının 55 knot­lar dolaylarında olduğunu da ha­tırlatmakta fayda var. Sardunyalı markanın hem içten hem de dış­tan takma motor ailesini yavaş yavaş Türkiye'ye getireceklerini söyleyen Uluer, yakın dönemde markanın çok daha fazla duyula­cağının da altını çizdi. Ben de çok merak ettiğim e-foil ile keyifli bir seyir yaptım oldukça heyecanlı ve yorucu olsa da denge konusunda başarılı sporcuların ve deniz tut­kunlarının hobi oyuncağı olacağı kesin fiyatı yaklaşık 820 bin lira olması dışında çok fazla büyük bir sorun yok. Ama özellikle büyük megayatların, motor yatların en büyük alışveriş listesinin başında geldiği ortada.

Motosiklette eğitim şart

Son dönemde, akaryakıt fiyatlarının, trafiğin, mali­yetlerin artmasıyla birlikte adeta çığ gibi yükselen motosiklet dünyasında Honda, Türkiye’nin en önemli oyuncusu durumunda. Trafik güvenliğinde motosiklet­lerin rolünün bu denli önemli olduğu bu günlerde eği­timsiz motosiklet kullanıcılarının bilinçli ya da bilinçsiz yarattıkları tehlikeler, trafik güvenliğini etkiliyor. Hon­da Motosiklet Eğitim Merkezi de dünya genelinde 21 ülkedeki 55 merkezden biri. İstanbul’daki eğitim mer­kezinde ben de iki gün eğitim aldım. Gördüm ki moto­siklete olan ilgi yüksek, fakat sistemsel olarak hata var. Çoğu kullanıcı daha ehliyet, eğitim almadan motor alı­yor. Honda iste önce eğitim, ehliyet, ekipman ve ardın­dan motosiklet diyor. İki günlük eğitimin ardından mo­tosiklet konusunda empati yapma yeteneği gelişirken, risklerin algılanması konusunda da ciddi farkındalık ya­ratılıyor. Şu ana kadar 21 bin 300 kişiye verilen eğitimde başlangıç, scooter, 2,3,4 gibi temel eğitim setleri var.