CHP’nin mevcut Genel Başkanı Özgür Özel’in seçildiği 4-5 Kasım 2023’teki 38’inci Olağan Kurultay’ın iptali talebiyle açılan davalar mahkeme tarafından birleştirilerek tek bir dosya haline getirilmişti.
Bundan önce en son 26 Mayıs 2025’te yapılan duruşma, dosyadaki eksiklerin giderilmesi amacıyla 30 Haziran’a ertelenmişti. Bu duruşmanın tahkikat celsesi olarak yapılması ve gerek görülmesi halinde sözlü yargılamaya geçilmesi öngörülüyor. Farklı hukukçulara ve siyasetçilere göre mahkeme davayı teknik nedenlerle Temmuz ayının ortasına erteleyebilir.
Davanın hukuki boyutu bir süredir kamuoyunda çok sık tartışılan “mutlak butlan” kavramı etrafında şekilleniyor.
Eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ile bazı delegeler tarafından kurultaya dair mahkemeye taşınan iddialarda Siyasi Partiler Kanunu’na aykırılıklar olduğu ve bu durumun kurultayı “mutlak butlan” ile geçersiz kıldığı savunuluyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, duruşma öncesinde DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in sorularını yanıtladı.
Gül Çiftci son dönemde çok fazla gündemde tutulan “mutlak butlan” terimini ve CHP kurultayı için konuşulan bu ihtimali bir hukukçu olarak diğer meslektaşları gibi şaşkınlıkla izlediğini söylüyor ve şöyle konuşuyor:
“Mutlak butlanı Medeni Kanun düzenliyor. Peki Medeni Kanun mutlak butlanı neden getirmiş? Evlenme için. İnsanlar ikinci bir kez evlenirse diye konmuş bu hüküm. Yani adam gitmiş köyde evlenmiş, gelmiş kentte bir başkası ile evlenmiş. Bu olmasın diye mutlak butlanı getirmiş.”
Peki bu durumda neden 26 Mayıs’taki duruşmada mutlak butlan kavramı dosyaya girdi?
Çiftci, bunun nedeninin çok basit olduğunu, çünkü hukuk mahkemeleri yargılamalarında tarafların dilekçelerinde yazdıklarını hakimin duruşma zaptına geçirmek zorunda olduğunu ve bunun tamamen teknik bir detay olduğunu belirtiyor.
Kanunların “mutlak butlan, nispi butlan ve iptal” diye kavramlar getirdiğini ancak mutlak ve nispi butlan hükümlerini siyasi partiler için koymadığını vurgulayan Çiftci, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Siyasi partinin eğer bir kongresinde usulsüzlük kararı varsa iptal edilebilir. Ama bunun iptal yetkisi de zaten asliye hukuk mahkemelerinin elinde değildir. Seçimle ilgili bütün iş ve işlemlere Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bakabilir.”
Çiftci, kurultay sırasında sandık başında duranların zaten seçim kurulu memurları ve hakimleri olduğunu da vurgulayarak, “Dolayısıyla burada seçime yönelik usulsüzlük var ise bakacak yer seçim kurulu. İlçe seçim kurulu için itiraz süresi iki gün. 21’inci Olağanüstü Kurultayı da yaptık, onun için de gittiler seçim kuruluna ama reddedildi” diyor.
CHP’li hukukçunun geçmişten hatırlattığı bir başka benzer örnek ise eski genel başkanlardan Deniz Baykal döneminden. Çiftci, Baykal’a karşı kurultayı kaybeden Mustafa Sarıgül’e yakın bazı delegelerin önce il ve ilçe seçim kurullarına başvurduğunu, YSK’nın usulsüzlük görmeyerek reddettiğini, bunun ardından asliye hukuk mahkemesine yapılan başvuruların ise mahkeme tarafından yetkisizlik nedeniyle kabul edilmediğini hatırlatıyor.
Tüm bu nedenlerden dolayı Çiftci’ye göre bu sürecin en sonunda asliye hukuk mahkemesinin “ben görevli değilim” demesi gerekiyor.
CHP bu davanın başından beri asıl yetkili kurumun Yüksek Seçim Kurulu olduğunu söylerken, en son AK Parti’nin önemli isimlerinden, YSK Temsilcisi Recep Özel’in yaptığı açıklama da CHP’nin dediklerini doğrular çerçevede oldu.
Nefes gazetesinin sorularını yanıtlayan Recep Özel, iptali istenen kurultaya ilişkin olarak “YSK’nın verdiği kararı asliye ceza mahkemesi ya da ağır ceza mahkemesi bozamaz. Bozmamalı. Böyle bir şey olamaz. Bütün sistem allak bullak olur eğer mahkeme bu kararı bozarsa” değerlendirmesini yaptı.
Recep Özel’in “bütün sistem allak bullak olur” ifadesinin, bir siyasi parti kurultayının iptalinin yaratacağı hukuki ve idari kaosu vurgulamak için kullanıldığı değerlendiriliyor. Hukukçular, böyle bir kararın sadece CHP’yi değil, diğer siyasi partilerin kurultay süreçlerini de sorgulanabilir hale getirebileceğini ve bu nedenle emsal teşkil edecek bir kararın verilmesinin zor olduğunu savunuyor.
Hukukçuların çoğunluğu CHP kurultay davasının hukuki dayanağının zayıf olduğunu ve YSK’nın kurultayı onaylamış olmasının mahkemenin yetkisini sınırladığını düşünüyor.
AK Parti temsilcisi Özel’in açıklamalarına CHP ve İYİ Parti’nin Yüksek Seçim kurulu temsilcileri de destek verdi.
“Anayasa’nın 79’uncu maddesine göre Siyasi Partiler Kanunu uyarınca siyasi partilerin genel merkez, il ve ilçe kongreleri yargı denetiminde yani ilçe seçim kurulları tarafından yapılır ve verilen kararlar kesindir” diyen CHP’nin YSK Temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu, “Bu kesin kararlara karşı sadece ve sadece Yüksek Seçim Kurulu’na ‘tam kanunsuzluk’ iddiasıyla itiraz edilebilir ve Yüksek Kurulun kararı da kesindir. Tüm kamu kurum ve kuruluşları da mahkemeler dahil Yüksek Seçim Kurulu kararlarına uymak zorundadır. Bu kurum ve kuruluşlarca, verilen kararları tartışmak dahi olanaksızdır. Sadece eleştirilebilir” dedi.
Peki hukukçuların teknik olarak mümkün görmediği “mutlak butlan” kararı onların dediği gibi çıkmaz ise kurultay için diğer hukuki ihtimaller neler olabilir?
Çiftci’ye göre “mutlak butlan” tartışmasını hukuken anlamsız bulduğunu söyleyerek, teknik olarak mahkemenin “iptal kararı” verebileceğini belirtiyor ve bu durumun sonucunu şöyle açıklıyor:
“Böyle bir iptal kararından sonra çıkabilecek sonuç ise ‘bu iki yıl hiç yaşanmamış sayıldı’ şeklinde olmaz. Önceki yönetim geldi, olmaz. Bu bir seçim heyeti olur. Aynı anda 21’inci Olağanüstü Kurultay da iptal olmaz. Çünkü hukuk sisteminde her konu kendi talebiyle bağlıdır. Olağanüstü Kurultay için itiraz ettiler Seçim Kurulu’na ama Kurul dedi ki ‘burada bir sıkıntı yok, kurultay geçerlidir.’ Mazbatalarımızı da verdi seçim kurulu.”
Bu arada iptal kararı verilmesi durumunda temyiz için hukuki yolların açık olduğu da belirtiliyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel SPD Kongresi için gittiği Berlin’de DW’ye yaptığı açıklamada, “Seçim iptal olursa acaba eski genel başkan döner mi? Böyle bir ihtimal yok. Biz yolumuza bakıyoruz. Nasıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanmasına izin vermediysek, CHP’ye kayyum atanmasına ya da seçilmemiş birisinin gelip yönetmesine ben de izin vermem, partinin 2 milyon üyesi de izin vermez” dedi.
Öte yandan CHP her ne kadar 30 Haziran’da olumsuz karar çıkmasını yüksek olasılık olarak görmese de “yargının siyasallaştığı” tezinden ötürü her türlü ihtimale karşı hazırlıklı.
Tüm il başkanlarını Pazartesi günü Genel Merkeze çağıran parti yönetimi bunun rutin bir istişare buluşması olduğunu söylese de kulislerde bu gövde gösterisinin “CHP’nin birlik ve beraberliğini” yansıtmak amacıyla düzenlendiği değerlendiriliyor.
CHP’nin Parti Meclisi (PM) ve Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) üyeleri ise duruşmadan bir gün önce davaya katılma talebinde bulundu. Feri müdahillik dilekçesinde, “Davacı yanca ileri sürülen bu soyut ithamlar, yalnızca tarafımı değil, aynı zamanda tüm delege iradesine ve parti içi demokrasiye yönelmiş ağır bir saldırı niteliğindedir. Bu nedenle dava sonucunda verilecek kararın tarafıma etkisi olacağı kuşkusuzdur” denildi.
Kurultay davasından “mutlak butlan” ya da “iptal” gibi sonuçların çıkması durumunda parti yönetimine geri gelebileceği konuşulan eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu en son yaptığı açıklamalarda “mahkeme kararını tanımıyorum” denemeyeceğini belirterek “Görevi kabul etmezsem o zaman kayyum riski var. Umarım böyle bir karar çıkmaz. Neden bu kadar korkuyorlar? Kayyum gelse daha mı iyi olur? Kayyuma sebep olsam bu kez bana ’13 yıl partiyi yönettin şimdi de buna izin verdin’ diye tepki gösterirler” ifadelerini kullanmıştı.
Kılıçdaroğlu’nun bu tutumu partinin ve seçmenlerinin büyük bölümü tarafından benimsenmeyerek tepkiyle karşılanırken, CHP’li 10 milletvekili ise eski genel başkana destek açıklaması yapmıştı.
CHP, Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının 100’üncü günü olan Salı günü ise İstanbul Saraçhane’de bir miting düzenleyecek.
GENEL
12 gün önceGENEL
29 gün önceGÜNDEM
29 Haziran 2025SPOR
29 Haziran 2025GÜNDEM
29 Haziran 2025GÜNDEM
29 Haziran 2025GÜNDEM
29 Haziran 2025