Ferit PARLAK
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın katkılarıyla, Ankara Sanayi odası ve Nükleer Sanayi Derneği’nin iş birliği ile düzenlenen 11. Nükleer Santraller Zirvesi’nde (NPPES) sektörün ulusal ve uluslararası temsilcileri bir araya geldi. Zirvede konuşan ASO Başkanı Seyit Ardıç, Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefi doğrultusunda geliştirdiği Ulusal Enerji Planı’nın nükleer enerjinin bu yolculuktaki stratejik önemini açıkça ortaya koyduğuna dikkat çekti.
Ardıç, “Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin ardından Sinop ve Trakya’da planlanan projelerle birlikte, ülkemiz 2040 yılına kadar 20 bin megavat nükleer kurulu güce ulaşmayı hedeflemektedir. Bu hedef sadece enerji üretim kapasitesinin artırılmasını değil, aynı zamanda yüksek teknolojiye dayalı üretimin, sanayi kümelenmelerinin ve yerli mühendislik kabiliyetinin gelişimini de içermektedir” dedi.
Ardıç, Türkiye’nin, bu stratejik yatırımlarla küresel enerji dönüşümünün bir parçası olmanın ötesine geçerek, bölgesel bir teknoloji ve tedarik merkezi haline gelmeyi hedeflediğine vurgu yaparak, “Özellikle SMR olarak adlandırdığımız küçük modüler reaktörler, nükleer enerjide esneklik, güvenlik ve maliyet avantajı sağlayarak geleceğin enerji sistemlerinde kritik bir rol oynamaktadır. Daha düşük başlangıç yatırımı, daha kısa inşa süresi ve şebeke uyumluluğu gibi avantajlarıyla SMR teknolojileri, ülkemizin enerji arz güvenliği ve teknoloji üretimi açısından önemli bir fırsat sunmaktadır. Bu alanda da yerli sanayimizin etkin rol almasını sağlamak büyük önem taşımaktadır” şeklinde konuştu.
ASO olarak bu dönüşümün bir parçası olmayı görev bildiklerini söyleyen Ardıç, “Türkiye’de ilk kez kurulan nükleer sanayi kümelenmesi NÜKSAK ile sanayicileri hazırlamaya başladıklarını ifade eden Başkan Ardıç, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın Kümelenme Destek Programı kapsamında yürüttüğümüz NÜKSAK ile özellikle Akkuyu projesinin yerelleştirilmesine katkıda bulunuyoruz.
Firmalarımıza uluslararası nükleer standartlara ulaşmaları için destek oluyoruz” ifadelerini kullandı. Ardıç sözlerini şöyle sürdürdü: “75 öncü sanayicimizin katılımı ile ilk fazını tamamladığımız NÜKSAK, nükleer enerji alanında çok önemli tecrübeler edinmemizi sağlıyor.
Türkiye’de ilk kez nükleer kalite paslanmaz çelik Ar-Ge çalışması, ürünlerin uluslararası sertifikasyonu ve kritik iş anlaşmaları bu proje ile hayata geçirildi. NÜKSAK’ın, Nükleer Düzenleme Kurumu tarafından verilen imalatçı onay belgesi süreçlerindeki destekleriyle birçok firmamız Akkuyu’da iş yapma fırsatı buldu. Bu başarıyı daha ileri taşımak adına başlattığımız NÜKSAK-2 ile yeni bir döneme giriyoruz. NÜKSAK-2 ile birlikte sadece üretim değil, teknolojiye dayalı güçlü bir yerli sanayi altyapısı kurmayı amaçlıyoruz.”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdür Vekili Salih Sarı ise, “Türkiye olarak, büyüyen ekonomimiz ve artan nüfusumuzla birlikte her yıl yaklaşık yüzde 4 oranında artan elektrik talebimizi karşılamak dışa bağımlılığımızı azaltmak ve çevresel taahhütlerimizi yerine getirmek için dört ayaklı bir enerji stratejisini kararlılıkla uyguluyoruz. Bunlar; yenilenebilir enerji yatırımları, enerji verimliliğinin artırılması, yerli doğalgaz kaynaklarımızın geliştirilmesi ve elbette, nükleer enerjiye geçiştir” açıklaması yaptı.
Bu arada, Türkiye’nin 4. nesil nükleer reaktör geliştiren tek özel şirketi ThorAtom ile sürdürülebilir nükleer enerji alanında faaliyet gösteren Fransız şirket NAAREA, ergimiş tuz reaktörleri teknolojisinin ortak geliştirilmesi amacıyla stratejik işbirliğine imza attı.
ThorAtom ve NAAREA arasındaki anlaşma, 11. Nükleer Santraller Zirvesi’nde (NPPES) imzalandı. Temiz, güvenilir ve ölçeklenebilir yeni nesil nükleer enerji çözümlerinin yaygınlaştırılması açısından stratejik adım olarak öne çıkan anlaşma, ThorAtom’un bağlı bulunduğu FİGES Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Öğüt ve NAAREA Üst Yöneticisi (CEO) Jean-Luc Alexandre’nin katılımıyla gerçekleştirildi.
ThorAtom ve NAAREA arasında yapılan işbirliği kapsamında, başta Türkiye olmak üzere Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesi için küçük modüler reaktör (SMR) ölçeğinde ergimiş tuz reaktörlerinin üretimi hedefleniyor. Bu reaktörler, elektrik üretimi, ısı enerjisi ve hidrojen üretimi gibi çok çeşitli alanlarda uygun maliyetli ve kesintisiz enerji sağlamak üzere tasarlanacak.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörü Hasan Mandal, nükleer enerjinin, karbon azaltımı ve endüstriyel dayanıklılık hedefleyen bölgeler için sürdürülebilir ve güvenilir enerji politikasının temel taşı olarak öne çıktığının altını çizdi. Mandal, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yayımlanan 2030 Sanayi ve Teknoloji Strateji Belgesi, ‘Nükleer Teknoloji Geliştirme Parkı’ kurulmasını öngören vizyoner bir hedefi barındırıyor.
Bu iddialı girişim, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin akademik liderliğinde hayata geçirilecek.. Biz bunu yalnızca bir altyapı projesi olarak değil; dışa bağımlı bir alıcı değil, bilgi ve çözüm üreten, ihraç eden ulusal bir taahhüt olarak görüyoruz. İTÜ olarak nükleer inovasyon ekosistemini daha da güçlendirecek ‘Ulusal Araştırma Altyapısı’ başvurusu hazırlıyoruz” açıklaması yaptı.
GENEL
15 gün önceGENEL
02 Temmuz 2025GÜNDEM
02 Temmuz 2025SPOR
02 Temmuz 2025GÜNDEM
02 Temmuz 2025GÜNDEM
02 Temmuz 2025GÜNDEM
02 Temmuz 2025