İnşaat sektörü ve tahkim: Türk müteahhitlerin küresel başarısı
Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ural Aküzüm
Türkiye, uluslararası müteahhitlik hizmetlerinde dünyada ikinci sıradadır ve yalnızca fiziksel altyapı projeleriyle değil, bu projelerin karmaşık sözleşme yapıları, finansal kurguları ve uyuşmazlık çözüm mekanizmalarıyla da küresel bir aktör olarak öne çıkmaktadır. İnşaat sektörü, uluslararası tahkim hukukunun en yoğun uygulandığı alanlardan biridir. Zira yüksek finansmanlı, çok taraflı ve teknik açıdan karmaşık projelerde ortaya çıkan uyuşmazlıkların adil, uzmanlığa dayalı ve tarafsız bir şekilde çözülmesi kritik bir ihtiyaçtır.
Sektörün küresel etkinliği
2024 verilerine göre, Türk müteahhitlik firmaları tarihi boyunca 80’den fazla ülkede yüz milyarlarca dolarlık proje üstlenmiştir. ENR tarafından yayınlanan ‘Dünyanın En Büyük 250 Müteahhitlik Firması’ listesinde 42 Türk firması yer almaktadır. Bu firmalar, Ortadoğu, Afrika, Hindistan, Avrupa, Rusya ve Körfez bölgesinde özellikle 500 milyon doları aşan büyük altyapı ve üstyapı projelerinde aktif olarak yer almaktadır. Çok taraflı ve çok hukuklu komplike yapıları olan bu projelerde, tahkim hem sözleşmesel bir zorunluluk hem de fiilî bir ihtiyaç haline gelmektedir.
Türk firmaları, uyuşmazlıkların çözümü için ICC, LCIA, SIAC ve ISTAC gibi tahkim merkezlerine sıklıkla başvurmaktadır. Bu merkezler, tarafsızlık ve uzmanlık temelli yapılarıyla inşaat hukukunun karmaşık boyutlarını etkili bir biçimde ele almaktadır. ISTAC, son yıllarda hem yerli hem de uluslararası taraflar nezdinde itibarlı bir tahkim merkezi olarak öne çıkmıştır.
Uluslararası inşaat projelerinde en yaygın kullanılan sözleşme modeli olan FIDIC kitapları; işveren, yüklenici ve mühendis arasındaki ilişkileri, ödeme planlarını, gecikmeleri ve uyuşmazlık çözüm mekanizmalarını ayrıntılı şekilde düzenlemektedir.
FIDIC uluslararası inşaat projeleri için geliştirilmiş standart sözleşme kitaplarını ifade eder ve mühendislik projelerinde işveren, yüklenici ve danışman ilişkilerini sistematik biçimde düzenler. DAB (Uyuşmazlık İnceleme Kurulu), devamında tahkimi öngörmektedir. DAB, taraflar arasında çıkabilecek teknik ve idari uyuşmazlıkları proje süreci içinde çözmek üzere kurulan bağımsız bir uzman kuruludur. Bu sözleşmeler, çözüm yolu olarak önce DAB, devamında tahkimi öngörmektedir.
Türk müteahhitler, bu sözleşme rejimine olan uyumları sayesinde, yüksek değerli projelerde şeffaf, öngörülebilir ve denetlenebilir yapılar sunmakta; bu da global rekabet gücünü ciddi anlamda artırmaktadır.
PPP projeleri ve tahkimin stratejik rolü
Kamu-Özel İş Birliği modeliyle gerçekleştirilen mega altyapı projelerinde tahkim, sözleşme mimarisinin temel unsurlarından biridir. İstanbul Havalimanı, 1915 Çanakkale Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu gibi büyük ölçekli projelerde, tahkim şartları, projelere katılan uluslararası finans çevrelerinin öncelikli talepleri arasındadır. Tahkim şartları, bu sözleşmelerde çok dilli ve çok yargılı yapılarda tasarlanmaktadır. Bu durum, hem yabancı sermaye için hukuki öngörülebilirlik sağlamakta hem de taraflar arasındaki uyuşmazlıkların uzman kurumlarda çözülmesine olanak vermektedir.
Tahkim, uyuşmazlıkları çözmek için etkili bir aracıdır, ancak ideal olan bu uyuşmazlıkların doğmasının önlenmesidir. ‘Önleyici hukuk’ anlayışı, sözleşme tasarımlarının hukuki, finansal ve teknik açıdan dengeli ve net biçimde yapılandırılmasını esas alır. Türk inşaat firmaları bu konuda her geçen yıl daha fazla profesyonelleşmekte; projelerin başından itibaren hukuk müşavirleri, sözleşme uzmanları ve finans ekipleriyle entegre bir çalışma modeli geliştirmektedir. İnşaat uyuşmazlıklarında çok iyi yetişen bir Türk hukukçu grubu olduğu, bunların yeniliklere adapte olabilme kabiliyeti, yabancı dil bilgisi ve hukuk derinliği uluslararası tahkim çevrelerinde dillendirilmektedir.
Kurumsal yapilar: TMB ve İntes'in rolü
Türk inşaat sektörünü temsilen faaliyet gösteren TMB ve İNTES, tahkim konusunda sektörü eğitmekte ve uluslararası standartlara uyumu teşvik etmektedir. Her iki kurum, yüksek kurumsal hafızaya, uluslararası ağ ve uzmanlık altyapısına sahiptir.
Yeni dönemde TMB Genel Sekreterliği görevine atanan Fuat Kasımcan, daha önce Ekonomi Bakanlığı Anlaşmalar Genel Müdürlüğü'nde Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetleri Daire Başkanı olarak hukuk ve kamu diplomasisi boyutuyla önemli katkılar sunmuş deneyimli bir isimdir. TMB Başkanı Erdal Eren ise tecrübesiyle sektöre yön vermeye devam etmekte, önemli kazanımlara destek olmaktadır. İNTES tarafında ise tecrübeli Başkan Celal Koloğlu'nun liderliğinde, Genel Sekreteri Necati Ersoy'un uluslararası tahkim, sözleşme yönetimi ve sektörel diplomasi tecrübesiyle çalışmalar derinleşmektedir. Bu iki kuruluş, hukuk ile inşaat sektörü arasındaki kritik kesişim noktasına ve ekosisteme ciddi katkı sağlamaktadır.
Ülkenin gözbebeği inşaat sektörü
Türk inşaat sektörü, yalnızca projeleriyle değil, tahkim hukukuna yaklaşımıyla da küresel düzeyde bir profesyonellik sergilemektedir. Tahkim, firmaların finansal ve kurumsal kapasitesini artırmakta, sözleşme disiplini ve önleyici hukukla desteklendiğinde çok boyutlu bir rekabet avantajı sunmaktadır. Yerli tahkim merkezlerinin güçlenmesi, Türkiye'yi bölgesel bir tahkim cazibe merkezine dönüştürecek potansiyele sahiptir. Tahkim, önümüzdeki dönemde Türk müteahhitlik hizmetlerinin katma değer zincirindeki en kritik halkalardan biri olmaya devam edecektir.
source