Meclis önünde ağlatan konuşma - Ötüken Haber
DOLAR 39,8283 0.01%
EURO 46,9640 0.3%
ALTIN 4.272,560,32
BITCOIN 4342177-0,75%
Ankara
23°

AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Meclis önünde ağlatan konuşma

Meclis önünde ağlatan konuşma

ABONE OL
Temmuz 4, 2025 07:34
Meclis önünde ağlatan konuşma
0

BEĞENDİM

ABONE OL

MUĞLA İkizköylüler, yeni Maden Yasası teklifine tepki göstermek için TBMM Dikmen kapısı önünde toplandı. Köylüler, “Havama, suyuma, toprağıma dokunma”, “Maden yasası geri çekilsin”, “Toprağa dokunan eller kırılsın” sloganlarını attı. Muğla İkizköy Mahalle Muhtarı Nejla Işık, ilk sözü aldı. BBC’nin 2024 yılında dünyada ilham kaynağı ve etkili olan 100 kadın listesinde yer alan Işık şöyle konuştu:

Meclis önünde toplanan vatandaşlar, Maden Yasası’na tepki gösterdi.

‘TEK SES TEK YÜREĞİZ’

“Her yerden tek ses tek yüreğiz ve tek bir şey istiyoruz: ‘Bu çökme yasasını kabul etmiyoruz.’ Ama inatla, ısrarla sesimizi duymuyorlar; duyuyorlar ama işlerine gelmiyor. Biz dünden bu yana buradayız, küçük bir grup geldik. Şirketler TBMM’ye alınırken, biz köylüler, sadece 6 kişiydik, Meclis’e giriş yasağı koyuldu bize. Burası milletin Meclis’i değil mi? Şirketlerin Meclis’i mi?”

‘HEPİMİZ GELİP GEÇİCİYİZ’

Enerjinin farklı yollarla üretilebileceğini söyleyen Nejla Işık, toprağın ve suyun önemine vurgu yaptı:

“Emeğimizi hiç kimse şirketlere feda edemez. Bir ağaç yetiştirmeyen insanlar söz kurmasın. Emekçiler, çiftçiler, üreticiler burada. Karşımıza enerjiyle gelmesinler artık. Enerjinin alternatifleri var ama toprak giderse, su giderse yaşam biter. Bizler bu dünyanın hükümdarı değiliz. Hepimiz gelip geçiciyiz. Topraktan geldik, toprağa gideceğiz, bu dünya kimseye kalmaz. Yok ederek değil, yaşatarak bırakacağız gelecek nesillere.”

“Ben köylü kızı Zeynep hele bir kulak verin”

Adı gibi top top çamları olan, çam fıstığının yetiştiği yerden geliyorum. Benim adım Zeynep. 
Köylü kızı Zeynep’im ben. Başka bir ünvanım yok. Köyüm o kadar güzel ki. Ama 10 yıl öncesinden bir şirket geldi ve köyümün masalsı güzelliğini yerle bir etti. Köyümde öyle bir çam ağaçları vardı ki tek bir güneş ışığı sızıp da giremezdi. Öyle derelerimiz vardı ki suyu eğilip içerdiniz. O çam ağaçlarının yerini kumdan dağlar aldı, dere yataklarını molozlar sardı. Atamdan, dedemden böyle masalsı bir köy teslim almışken ben çocuklarıma ne teslim edeceğim şimdi? Kumdan tepeleri mi vereceğim, akmayan dereleri mi, olmayan suyu mu göstereceğim çocuklarıma? Hiçbir şeyim kalmadı elimde.

‘Yazık değil mi bize?’

“Bana zeytini sök başka yere dik diyorlar. Benim başka yerim yok ki nereye dikeceğim? Yerimizi, yurdumuzu, her şeyimizi aldılar.”

‘Fındık eksen 10 kat değerli’

Cevat Amca: “Ordu’da 3 bin dönüm maden işlediler. 13 milyon geliri var. Fındık eksen 10 katı kar yapar. 13 milyonun 5 katını verseler bu pislik temizlenmez.”

‘Kömürden ürün çıkmaz’

Hatice Teyze: “İhtiyar halimizle topraklarımızı korumaya geldik. Kekik, buğday, nohut, mercimek, darı, badem, ceviz… Bunları toprak yetiştiriyor kömür değil.”

YORGUN DÜŞTÜLER

Zeytinini, doğasını yani hayatını korumak için Ankara’ya gelen köylüler, yorgunluktan banklarda uyuyakaldı. Yaşlı başlı insanların bu hallere düşürülmesi utandırdı, yürek burktu.

source

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r