Merkez bankaları parasal gevşemeyi hızlandırdı

Merkez bankaları enflasyonla mücadelelerini sürdürürken değişebilecek ticaret stratejileri başta olmak üzere küresel ekonomideki belirsizliklerin etkisiyle temkinli davranmaya devam ediyor.

Dünyanın en büyük ekonomisi konumundaki ABD'nin korumacı ticaret politikasının enflasyonist baskıları güçlendirebileceği ve büyümeyi olumsuz etkileyebileceğine yönelik endişeler diğer büyük ekonomilerin kararları üzerinde etkili oluyor.

Yılın ilk yarısında Avrupa Merkez Bankası (ECB) 3 temel politika faizinde 100'er baz puan, İngiltere Merkez Bankası (BoE) 50 baz puan, Güney Kore Merkez Bankası 50 baz puan, Avustralya Merkez Bankası (RBA) 50 baz puan, Yeni Zelanda Merkez Bankası (RBNZ) 100 baz puan ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 150 baz puan indirim yaptı.

Japonya Merkez Bankası (BoJ) ise yılın ilk yarısında 25 baz puan faiz artırımına giderken, dünyanın odağındaki ABD Merkez Bankası (Fed) yılın ilk yarısında para politikasını değiştirmedi.

Tarife belirsizlikleri Fed'in faiz indirim döngüsünü durdurdu

Yılın ilk 6 ayında Fed politika faizi olan federal fon oranı hedef aralığının yüzde 4,25-4,50 arasında sabit tuttu.

Fed, enflasyonda kaydedilen ilerlemeyle geçen yıl eylül ayında 4 yıl aradan sonra ilk kez faiz indirimine gitmiş ve politika faizini 50 baz puan düşürmüştü.

Geçen yılın kasım ve aralık aylarında da politika faizini 25'er baz puan indiren Fed, ocak ayında, geçen yıl art arda 3 toplantıda gittiği faiz indirimlerine ara vermişti.

Fed, mart, mayıs ve son olarak haziran aylarındaki toplantısında politika faizinde değişikliğe gitmeyerek para politikasındaki sıkı duruşunu korudu. ABD'de enflasyon, Haziran 2022'de yıllık bazda yüzde 9 ile 1981'den itibaren en yüksek seviyeyi görmesinin ardından 2025 Mayıs ayında yıllık bazda yüzde 2,4 olarak kaydedildi.

ABD'de özellikle ocak ayı sonrası odağa yerleşen ve etkilerinin hala devam ettiği ABD yönetiminin korumacı ticaret politikası Fed'in gevşemesinin önündeki temel engel olarak öne çıkarken, küresel ticarette ciddi dalgalanmalar olabileceği endişesi ekonomi çevrelerini daha temkinli davranmaya yönlendirdi.

Fed Başkanı Jerome Powell'ın basın toplantılarında sık sık altını çizdiği tarifelerin orta ve uzun vadeli etkilerinin enflasyonist baskıları artırabileceği ve büyümeyi yavaşlatabileceği endişeleri yılın ilk yarısında Bankanın sıkı duruşunun temel nedeni oldu.

ECB, resesyon endişelerini baskılamak için her toplantıda faiz indirdi

ECB yılın ilk yarısında 3 temel politika faizini 100'er baz puan düşürerek parasal gevşemesini sürdüren büyük merkez bankaları arasında yer aldı. Yılbaşından bu yana düzenlenen 4 toplantıda 25'er baz puan indirime giden ECB, bölgedeki devam eden resesyon endişelerini baskılamak için parasal gevşeme tutumunu sürdürdü.

Avrupa'da devam eden resesyon endişeleri ve imalat sanayisi aktivitesindeki daralma bölgenin ana ekonomik gündem maddelerinden biri olmayı sürdürürken, ECB'nin yılın geri kalanında da faiz indirim sürecini aralıklarla da olsa sürdürmesi bekleniyor.

Analistler, ECB'nin odağında bölgedeki şirketlerin finansman maliyetlerini düşürmenin olduğunu kaydederek, gelecek dönemde yıllık enflasyonun dar bantta hareket etmeye devam etmesi durumunda Bankanın büyümeyi destekleyici ek adımlar atılabileceğini ifade etti.

Güney Kore faiz indirirken, Japonya faiz artırdı

Asya tarafında da enflasyonla mücadele devam ederken Güney Kore Merkez Bankası ekonomik yavaşlamanın önüne geçmek ve güç kaybeden enflasyona paralel olarak politika faizini yılın ilk 6 ayında toplamda 50 baz puan indirdi.

Güney Kore'de mayıs ayına ilişkin tüketici enflasyonu yüzde 1,9 ile Bankanın yüzde 2 olan orta vadeli enflasyon hedefinin altında gerçekleşirken, ülkede politika faizi yılın ikinci yarısına yüzde 2,50 seviyesinde başladı.

Japonya tarafında ise yılın ilk yarısında bir kez faiz artırımına gidilerek para politikasının sıkılaştırılmasına yönelik adım atıldı. BoJ'dan yapılan açıklamalarda pirinç fiyatları kaynaklı gıda enflasyonuna dikkat çekilirken, fiyat artışlarında beklentilerin üzerinde bir artış olması durumunda parasal sıkılığın artırılacağı vurgulandı.

Japonya'da politika faizi temmuz ayı itibariyle yüzde 0,5 seviyesinde bulunurken, ülkede enflasyon mayıs ayı itibariyle yıllık bazda beklentilere paralel olarak yüzde 3,5 seviyesinde gerçekleşti.

Analistler, para piyasalarındaki fiyatlamalarda BoJ'un yılın ikinci yarısında da 25 baz puanlık ikinci bir indirime gidebileceğinin fiyatlandığını belirtirken, ülkenin ABD ile olan ticari ilişkileri ve gıda fiyatlarındaki gelişmelerin para politikası için temel göstergeler olduğunu söyledi.

Avustralya'da RBA faiz indiren merkez bankalarına katıldı

Avustralya'da RBA şubat ayında ülkedeki güç kaybeden enflasyonun etkisiyle Ekim 2020'den sonra ilk kez referans faiz oranını 25 baz puan düşürerek faiz indiren merkez bankalarının arasına katıldı.

Mayıs ayında da politika faizini 25 baz puan indiren RBA, yılın ilk 6 ayında toplamda 50 baz puanlık parasal gevşemeye gitmiş oldu. Son politika metninde, politika faizi oranının 25 baz puan düşürülerek yüzde 3,85'e çekildiği belirtilerek, enflasyona yönelik yukarı yönlü risklerin azaldığı bildirildi.

Para politikasında daha fazla gevşeme konusunda da temkinli kalınacağına işaret edilen metinde, uluslararası gelişmelerin yakından takip edileceği vurgulandı.

Yeni Zelanda'da RBNZ de yılbaşından bu yana politika faizini 3 toplantıda toplamda 100 baz puan düşürerek yüzde 3,25'e çekti.

Parasal olarak en fazla gevşeyen merkez bankalarından olan RBNZ'de enflasyon ve küresel ticaret gelişmelerine yönelik risklerin yakından takip edilmeye devam ettiği vurgusu yapılmaya devam etti.

TCMB, yılın ilk yarısını toplamda 150 baz puan indirimle tamamladı

Yurt içinde ise TCMB bu yılın ilk 6 ayında iki toplantıda 250'şer baz puan olmak üzere toplamda 500 baz puan faiz indirmesine karşın nisan toplantısında 350 baz puan faiz artırımına gitti.

Böylece sene başından bu yana toplamda 150 baz puan gevşeyen TCMB, yılın ilk yarısında politika faizini yüzde 46 seviyesine indirmiş oldu.


source