Erdoğan: Yeni bir dönemin kapıları aralanıyor - Ötüken Haber
DOLAR 40,2237 0.08%
EURO 47,0150 -0.25%
ALTIN 4.337,560,08
BIST 10.358,460,26%
BITCOIN 48685652,84%
Ankara
27°

PARÇALI AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Erdoğan: Yeni bir dönemin kapıları aralanıyor

Erdoğan: Yeni bir dönemin kapıları aralanıyor

ABONE OL
Temmuz 13, 2025 21:30
Erdoğan: Yeni bir dönemin kapıları aralanıyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam’daki 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın kapanış konuşmasını gerçekleştiriyor.

Bu yıl format değişikliğine gidildiğini ve interaktif oturumları tercih ettiklerini belirten Erdoğan, partililere teşekkür etti.

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“2025-26 stratejik planlarımızı yaptık eksiklerimizin üzerine daha kapsamlı gideceğiz. AKP geçmiş tecrübelerinin ışığında yaptığı her işte kendini geliştirmeyi sürdürüyor. Verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Ülkemizin meselelerini milletimizin sorunlarını masaya yatırdık.”

‘TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ EN ÖNEMLİ BAŞLIKLARDANDI’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Terörsüz Türkiye sürecinde gelinen aşama ve bundan sonra atılabilecek adımlar, elbette en önemli gündem maddelerimizden biriydi. Bu konuda, genel başkan vekilimizin kapsamlı bir sunumu oldu. Ayrıca, siyasi iletişim, teşkilat kültürü, meclis grubu çalışmaları ve kalkınma odaklı faaliyetler gibi önemli başlıklarda arkadaşlarımız önemli değerlendirmelerde bulundu.

2025-2026 stratejik plan çalıştığımızda, yol haritamızı belirlemiş olduk. Biz de bu süreçte katılımcı arkadaşlarımızla bir araya geldik, hasbihal ettik, taleplerini aldık ve sahanın nabzını tutmaya gayret ettik. Toplantımıza sunumlarıyla, sorularıyla ve değerlendirmeleriyle katkı veren arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. İnşallah burada ortaya çıkan ortak akıl, politikalarımızın geliştirilmesine ve hayata geçmesine ışık tutacaktır.

Değerli kardeşlerim, teşkilatımızın kıymetli mensupları, dün açılış konuşmamızda ifade ettiğimiz samimi, kuşatıcı ve derinlikli değerlendirmelerin, hem kendi camiamız, hem kamuoyumuz, hem de komşularımız nezdinde olumlu karşılandığını görmekten memnuniyet duyuyoruz. Dost ve kardeşlerimize güven veren, hasım ve rakiplerimize korku salan mesajlarımızın yerini bulduğunu görüyoruz.

Milletimizin zaferlerle dolu şanlı bir maziden, parlak bir istikbale giden kutlu yolculuğu, hamdolsun yeni bir merhaleye ulaşmıştır.

Şunu unutmayın; ülkemizin önünde yeni bir dönemin kapıları aralanıyor. Türkiye Yüzyılı ülkümüzü adım adım kuvveden fiile çıkartıyoruz. Milletimizi kırk yedi yıl önce ayağına vurulan terör prangasından tamamen kurtarmanın eşiğine varmış bulunuyoruz. Yarım asırlık sabır ve mücadelenin meyvelerini yavaş yavaş toplamaya başlıyoruz.

Bunun somut işaretlerini şimdiden görmeye başladık. Cuma günü yapılan merasim bu bakımdan anlamlıydı. Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığımızın ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin riyasetinde kurulan mekanizmayla silah teslim sürecini sahada dikkatle takip ettik. Meclis komisyonunun teşekkülünü zaten Meclis Başkanımız yürütüyor. Yakında oradan da somut haberler almayı ümit ediyoruz.

Arzumuz, grup halinde olan tüm siyasi partilerin, Meclis çatısı altında atılacak adımlara hüsnüniyetle destek vermesidir. Kimsenin süreci akamete uğratmaya, baltalamaya, sabote etmeye, özellikle de böylesi önemli bir meselede küçük hesaplar yapmaya hakkı yoktur.

Hayatta ve siyasette hemen her şeyin telafisi olabilir, ancak seksen altı milyonun birliğini, dirliğini, toplumsal barışını ve huzurunu etkileyecek böylesine hayati bir meselede işi yokuşa sürmenin, mızıkçılık yapmanın ve bu saçma tavrı sergilemenin telafisi yoktur.

Sürece samimi bir temkinle, kuşkuyla ve hatta mesafeyle bakanları da anlıyoruz. Onların tereddütlerini gidermek için her türlü gayreti gösteriyoruz.

Ülkemizin önünde yeni bir dönemin kapıları aralanıyor. Türkiye Yüzyılı ülkümüzü adım adım fiile çıkartıyoruz. Terör prangasından kurtarmanın eşiğine varıyoruz

Unutulmamalıdır ki, parametreleri şekillenen bu yeni dönem AK Parti’ye, Milliyetçi Hareket Partisi’ne, DEM Parti’ye değil tüm siyasi partilere önemli mesuliyetler yüklemektedir. Parti yöneticilerinin sürece dahil olmalarını önemli görüyoruz. Biz 3 parti olarak bu süreci sonuna kadar selametle götürmekte kararlıyız.

Parti yönetimlerinin konuları birbirine karıştırmadan, bilhassa da şahsi ihtiraslarına gem vurup sürece dahil olmalarını çok önemli görüyoruz. Aksi takdirde, dün de ifade ettiğim gibi, biz üç parti olarak bu süreci sonuna kadar selametle götürmekte kararlıyız.

Dünyanın ve bölgemizin siyasi, sosyal, ekonomik ve askeri bakımdan adeta yeniden yapılandığı bir dönemde, ülkemizi hak ettiği yere ancak bu şekilde taşıyabiliriz. Büyük ve güçlü Türkiye’yi sadece bu şekilde kurabiliriz.

CHP’Yİ HEDEF ALDI

Değerli yol arkadaşlarım, bunu şunun için ifade ediyorum: Biliyorsunuz, 1. Dünya Savaşı sonrası kurulan küresel düzende etkin bir yer edinme fırsatını, ülkemizi işgalden henüz kurtarmış olmamız sebebiyle maalesef kaçırdık. 2. Dünya Savaşı sonrası yeniden kurulan düzende yer almayı ise önce tek parti dönemi CHP’sinin vizyonsuzluğu, ardından Demokrat Parti’nin başlattığı demokrasi ve kalkınma hamlesinin darbelerle kesilmesi yüzünden başaramadık.

Aynı şekilde, 1980 sonrası merhum Turgut Özal’ın ortaya koyduğu vizyon, kifayetsiz muhtelif siyasetçiler tarafından göz göre göre heba edildi. Bunun bedelini milletçe hep beraber ödedik. İstikrarsızlıklarla ödedik, ekonomik krizlerle ödedik, vatan bankalarla ödedik, sosyal çalkantılarla ödedik, terörle, kargaşayla ve gerilimle ödedik. Siyasi suikastlarla ödedik, toplumsal provokasyonlarla ödedik. Hukukun dışına çıkmayı rutin hale getiren çarpık kamu idaresiyle ödedik. Demokrasimizin zayıflaması, vesayetin güçlenmesi sorunuyla ödedik.

AK Parti’nin 23 yılı bulan iktidar süreci ise hiç şüphesiz Türkiye’nin her alanda çağ atladığı, bugünlere hazırlandığı bir dönem oldu. Esasen iktidarımız boyunca pek çok tuzağa, oyuna, senaryoya ve sinsi saldırıya maruz kaldık. Allah’ın yardımı ve milletimizin sarsılmaz desteğiyle hepsinin üstesinden gelmeyi başardık.

Şimdi ise yeni bir senaryo ile karşı karşıyayız. Son dönemde yürütülen sokak tehditlerinin, siyaset zırhına sığınılarak yapılan kanunsuz eylemlerin, sorumsuz ve şuursuz siyasi söylemlerin, son 23 yılda yaşadıklarımızdan bağımsız olmadığını görüyoruz. Bu sefer figüranlar farklı olsa da, oyun aynıdır. Çünkü biz bu tiyatroyu çok seyrettik. Amaçları da, yöntemleri de, aktörleri de artık çok iyi tanıyoruz.

Dünyada kartlar yeniden karılıyor. Ve Türkiye, kendi iç gündemiyle meşgul edilerek yine bu değişim dalgasının dışında bırakılmak isteniyor. Sadece terörsüz Türkiye sürecimizin toplumda yeşerttiği umut iklimi değil, aynı zamanda ülkemizin stratejik hamleleri de baltalanmaya çalışılıyor. Milli markaların hedefe konulduğu boykot listeleri yayınlanarak ekonomi programımıza zarar verilmek isteniyor. Türkiye’nin kendi meselelerini kendisinin çözmesi, sorunlarına yerli ve milli çözümler üretmesi engellenmeye çalışılıyor.

Artan toplumsal tepkiye rağmen, sokak çağrıları üzerinden körüklenen gerilimin temel gayesi işte budur, değerli kardeşlerim. CHP’nin ve başındaki karikatür tipin tüm çırpınışlarına rağmen kendilerini ciddiye almayışımızın sebebi de yine budur.

Biz kiminle hangi güç odaklarıyla mücadele ettiğimizi biliyoruz.

Ümmet bilinci nedir, ne değildir, bunu bilmezler. Müslümanlar olarak, Peygamber Efendimiz’in buyurduğu üzere bir duvarın tuğlaları gibi birbirimize kenetlenmemizin neresi yanlış, be gafiller?

İslam dünyasının vahdeti için gayret etmenin neresi kabahat? Milletin inancından ve değerlerinden bu kadar mı kopuksunuz? Türkiye’ye ve İslam dünyasına bu kadar mı yabancısınız?

Ümmetçiliğin karşısında duracağız diyorlar. Peki ne yapacaksınız? Ettikleri batılı patronlarının kılıcını kuşanıp Türkler, Kürtler, Araplar arasında fitne mi yayacaksınız?

Nefreti mi körükleyeceksiniz? Kavgayı mı büyüteceksiniz? Tam olarak ne yapacaksınız? Ne diyelim? Cenabı Allah bunlara akıl, izan ve basiret versin.

Bizi Ümmetçilik yapmakla suçlayanlara sadece şunu söylüyorum. Ekranları başında bizi izleyen milletime de bu arada sesleniyorum. Biz Türk milletindeniz. Hazreti Muhammed’in ümmetindeniz.

Fahri Kainat Efendimiz’in aşığıyız. Müslümanlar arasındaki tefrikanın, ayrılığın, gayrılığın son bulmasını savunmak utanılacak bir suç değil, şeref duyulacak imani bir duruştur. Ve biz bundan onur duyuyoruz, iftihar ediyoruz.

Rabbim bizlere son nefesimize kadar milletimizle birlikte, tüm Müslümanlar için, İslam ümmeti için hatta tüm insanlık için çalışmayı nasip eylesin.

Ne yaparlarsa yapsınlar, bu defa başaramayacaklar. Eliflerimizle aramıza giremeyecekler. Bizi kutlu yolculuğumuzdan geri döndüremeyecekler. Bu ülkenin yarım asırlık terör prangasını ayağından söküp atmasına mani olamayacaklar.

Bakınız, dün de söyledim. Bölücü terörün ülkemize maliyeti iki trilyon dolar civarında. Yıllarca okul, hastane, yol, fabrika inşa etmeye, çiftçiye, öğrenciye, tüccara destek için harcanması gereken kaynakları biz terörle mücadeleye harcadık.

Terörsüz Türkiye ile birlikte inşallah artık bu kaynakları emekliye, çiftçiye, esnafa, memura, sanayiciye, ev hanımlarına ve tüm kesimleriyle seksen altı milyonu harcayacağız.

Peki bu ne demek? Bu emekli daha fazla aylık alacak. Bu tüccar daha fazla kazanacak. Bu öğrenci daha fazla burs alacak. Bu sanayici daha fazla teşvik alacak demek. Bu daha fazla okul, daha fazla hastane, daha fazla fabrika demek.

Bu soframızdaki ekmeğin büyümesi, imkanlarımızın genişlemesi demek. Terörsüz Türkiye, kalkınmış, güçlenmiş, refahını artırmış, vatandaşlarının hayat standardını daha da yükseltmiş bir Türkiye’dir.

Bunun için her fırsatta kazananın 86 milyon olacağını vurguluyoruz. Bakın, bugün dünden hamdolsun daha iyiyiz. Yarın bugünden de iyi olacağız. Evlatlarımız ise Allah’ın izniyle çok daha iyi olacak.

Onlar inşallah terörsüz bir Türkiye’de, terörsüz bir bölgede yaşayacaklar. İşte sizler de gördünüz. Şu hakikate son üç-dört günde hep beraber bir kere daha ne yaptık? Şahitlik ettik.

AK Parti olarak, seksen altı milyonla birlikte yüz milyonlarca mazlumun da umudunu omuzlarımızda taşıyoruz. Liderlerden aldığım telefonlar bana aynı zamanda bunu gösteriyor. Bu telefonlar niye geliyor?

Türkiye’yle yatıp kalkan liderler şu anda bunun aşkıyla hepsi yanıp tutuşuyor. 81 vilayetimizin yanı sıra, dünyanın dört bir yanında eller semaya, bizim için açılıyor.

Gazze’de, Şam’da, Kudüs’te, Irak’ta, Pakistan’da, Somali’de ve daha pek çok yerde mümin yürekler bizim için bu kadronun başarısı için dua ediyor.

Önümüzde çok net iki seçenek var. Ya bu duaların, bu beklentilerin hakkını layıkıyla vereceğiz ve tarihin, ecdadın, medeniyetin, milletin bize yüklediği sorumluluğa sahip çıkacağız, ya da Allah korusun milletimizin gönlünden sakıt olmakla kalmayacak, yönünü bize dönmüş milyonlara hayal kırıklığı yaşatmış olacağız.

Buradaki hiçbir kardeşimin böyle ağır bir vebalin altına girmeyeceğine ben inanıyorum.

86 milyonun değil, tüm İslam coğrafyasının, tüm ümmeti Muhammed’in gözü bu kadronun üzerindedir. Sizlerin üzerindedir. Artık asıl büyük sıçramayı, asıl büyük atılımı gerçekleştirme vaktidir.

Şimdi ülke ve milletçe hakkımız olanı alma vaktidir. Şimdi Türkiye yüzyılını yükseltme vaktidir. Türkiye’yi güzel günlerin, çok daha güzel yarınların beklediğini görüyor ve bu milletin bir ferdi olarak şimdiden bunun heyecanını titreyerek yaşıyorum.

Birinizden bu bilinçle çalışmanızı istirham ediyorum. Parlamentonun kapanışından itibaren daha çok çalışacağız. Daha çok koşturacağız. Daha çok sahada olacağız. Milletimizin tüm kesimleriyle muhabbetimizi daha da artıracağız.

Doğruları bıkmadan usanmadan sabırla anlatacak, neyi niçin yaptığımızı halkımıza tek tek izah edecek, onları ikna edeceğiz. Bize halkımıza tepeden bakmak yok. Bize tevazu yaraşıyor.

source

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

300x250r
300x250r