2 milyar dolarlık kumaş ithalatına analiz şartı!

YENER KARADENİZ/İSTANBUL

Tekstil ve konfeksiyon sektöründe yıllık 2 milyar dolara yakın ithalata sahne olan kumaşta karışım oranlarının yanlış beyan edilmesi Ticaret Bakanlığını harekete geçirdi. Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü tarafından yapılan yeni duyuruda, özellikle kumaş ithalatında karışım oranı beyanlarının doğru yapılmaması nedeniyle firmaların sıkıntıya girdiği vurgulanarak yeni bir uygulama başlatıldı. Mevcut uygulamada, firmalar DİİB başvurusu sırasında iplik veya kumaşın türünü, GTİP numaralarını ve karışım yüzdelerini 12’li bazda detaylı şekilde beyan etmekle yükümlü. Ancak pratikte, ithal edilen kumaşın üretici veya tedarikçi tarafından verilen beyanı baz alınarak işlem yapılıyor. Firmalar çoğu zaman ithalat sırasında ayrıntılı bir analiz raporu almadan bu beyanı kullanıyor. Bunun sonucunda ise ihracat aşamasında yapılan ayniyet tespiti sırasında kumaşın gerçek karışım oranı beyan edilenden farklı çıkabiliyor. Bu durumda DİİB kapsamındaki vergi avantajı, teşvik veya izin iptal edilebiliyor; firmalar para cezalarıyla veya uzun gümrük işlemleriyle karşı karşıya kalıyor. Ticaret Bakanlığı, sektörden gelen yoğun şikayetler üzerine yaptığı duyuruda özellikle ithalat listesinde kumaş bulunan belgeler için yeni bir yol haritası önerdi. Buna göre, ithalat aşamasında analiz işlemi yaptırmak tavsiye ediliyor. Analiz raporu sayesinde kumaşın gerçek karışım oranı netleşecek ve DİİB başvurularındaki beyanlar doğru ve uyumlu olacak.

İhracat süreci hızlı ve sorunsuz olacak 

Bu kararın en önemli etkisi, ihracat aşamasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların ve cezai yaptırımların önüne geçilmesi olacak. İthal edilen kumaşın karışım oranı baştan doğru bir şekilde tespit edilip beyan edildiğinde, gümrükte yapılan ayniyet tespitinde farklılık çıkması riski azalacak. Böylece firmalar, Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamındaki vergi avantajlarının iptali ya da cezai yaptırımlar gibi sorunlarla karşılaşmadan işlemlerini tamamlayabilecek. Ayrıca, ihracat süreçlerinin daha hızlı ve sorunsuz ilerlemesi sağlanarak firmaların uluslararası pazarda rekabet gücü korunacak ve Türkiye’nin tekstil ihracatında güvenilir bir tedarikçi imajı güçlenecek.

Ön koşul olarak uygulanmalı

Ancak bu uygulamanın firmalar için bazı muhtemel zararları ve ek yükleri de olacak. İthalat aşamasında analiz işlemi yaptırmak, firmalara ilave bir maliyet kalemi getirecek. Özellikle küçük ölçekli firmalar için laboratuvar analiz ücretleri ve işlem süresi ek bir yük oluşturabilir. Ayrıca firmaların tedarikçileriyle daha detaylı ve şeffaf sözleşmeler yapması gerekecek, bu da iş süreçlerini karmaşıklaştırabilir ve ticari ilişkilerde yeni müzakereleri zorunlu kılabilir. Bakanlık yetkilileri, bu yeni uygulamanın “zorunlu” değil “tavsiye niteliğinde” olduğunu, ancak firmalar açısından büyük fayda sağlayacağını vurguladı. Özellikle ihracat odaklı çalışan firmalara, ithalat sırasında analiz raporu almadan işlem yapmamaları tavsiye ediliyor. Bakanlık açıklamasında ayrıca, sektörün 2015/2 sayılı Genelge’ ye göre baştan beri karışım oranlarını doğru beyan etmekle yükümlü olduğu hatırlatıldı. Ancak bugüne kadar analiz raporu zorunlu kılınmadığı için hatalı veya eksik beyanlar nedeniyle sık sık ihracatta retler ve cezalar yaşandığı belirtildi. Yeni dönemde, özellikle DİİB’li işlemlerde kumaş ithalatı yapan firmaların “analiz raporu” almayı bir ön koşul olarak görmesi, Türkiye’nin tekstil ihracatında rekabetçiliğini koruması ve ihracatçının gümrükte yaşadığı sıkıntıları azaltması açısından kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.

 

 


source