CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 15 Temmuz hain darbe girişimi için, “Biz o gece buradan herkesi darbeye direnmeye çağırdık. Darbeyi kim yapıyor, niye yapıyor hiç önemi yok. Millete karşı yapıyor” dedi.
CHP lideri Özgür Özel, Habertürk TV’de 15 Temmuz özel yayınında, Meclis bahçesinde Habertürk Ankara Haber Müdürü Aykut Türel ve Habertürk Editörü Mahir Kılıç’ın sorularını yanıtladı.
“O gün Meclis kapalıydı. 1 gün önce geç saatlere kadar çalıştı Meclis. Akşam üstü 17.00 gibi Meclis’ten ayrıldım. Benim burada ailem yok misafirhanede kalıyorum. Misafirhaneye giderken çok alçaktan birkaç uçak geçti. Reuters’in muhabirini gördüm köprüyü kapatmışlar haberininiz var mı dedi. Ben o gece grubumuza Genel Merkez’de toplanalım diye SMS attım. Orada kısa bir değerlendirme yaptık. Bütün darbelerin bir hedefi vardır, sembol mekanları hedef alırlar. ‘Meclis’i kuşatacaklardır, Meclis’e sahip çıkalım’ dedik. Meclis’e geldik. Genel Başkanlarımız uçaktaydı, ona ulaşamıyorduk. 3 parti vardık ama HDP de Ankara’da olmadıklarını, bildiriye destek vereceklerini söylediler.
100 yıllık partiyiz, millet ne görev verirse onu yapıyoruz. Millet bize ana muhalefet görevi verdi. Seçilmiş parlamentonun, yöneticilerin, hükümetin, demokrasinin arkasındayız; darbenin karşısındayız dedim. Biz o gece buradan herkesi darbeye direnmeye çağırdık. Darbeyi kim yapıyor, niye yapıyor hiç önemi yok. Millete karşı yapıyor.
FETÖ böyle büyüdü, çok sinsi bir örgüt. Her yere sızan, giren bir örgüt. FETÖ ile mücadelede şunu kabul etmek lazım; emniyette, yargıda çok sayıda bağlantılı kişi uzaklaştırıldı. İş, siyasetçilere gelince durdu. Darbenin siyasi ayağına gelince, en üst düzeyde siyasetçilerin akrabaları aklanınca bu iş yarım kaldı. Bundan sonra gelecek iktidarın FETÖ’nün siyasi ayağının üzerine gidip, kamudan temizlenmeden bu iş bitmez. Sayın Cumhurbaşkanı FETÖ’ye karşı dirayetli bir tutum sergilemiştir ama etrafındakilerin yönlendirmesiyle 19 Mart darbesini talimatlandırıyorsa; bu sistem denge-denetlemeyi ortadan kaldırdığı için sonuca ulaşmamıştır. Bir AK Partili tanıdığınız varsa kendinizi kurtardınız. Devlette o enfeksiyon devam ediyor.
Cumhurbaşkanı üçümüz varız diyor. Sonra yer yerinden oynadı. Erdoğan’ın oyu düşmüş 29’a. Meydanlar 19 Mart darbesine karşı direniyor. Ahlaki, psikolojik, çoğunluk enerjisi CHP’de. Her zaman geçmişte de kalabalık meydanlar için memurları topla getir, bu gücünü de kaybetti. Şimdi bir tarafta İstanbul’da 100 bin kişi ayakta, haftasonu Bayburt’ta 25 bin kişi ayakta. Dönüyor diyor ki, ‘Yeni bir oyun kurdum, ben, MHP, DEM’le beraberim. Biz kalabalığız korkmayın’ kendi kitlesine bu mesajı veriyor. Acziyet toplantısıdır. Siyaseten sefil duruma düştüğü için büyük bir acziyet içinde. İnsan utanır. Sayın Pervin Buldan ‘Siyasi ittifak yok, süreçle ilgili görüşüyoruz’ diyor.
Erdoğan 19 Mart’ta demokrasi treninden indi. 19 Mart 2028 en geç, Saraçhane’de ben Habertürk’te canlı yayında konuşacağım. Erdoğan kendisinden sonra Cumhurbaşkanı olması olası Ekrem İmamoğlu’na darbe yaptı. Trump’ın yardımcıları; ‘3. dünya ülkelerinde bunlar olur. Erdoğan bu işi halletti’ diyene itiraz etmiyor, o Erdoğan CHP’li 17 belediye başkanını içeri attırdı. Bir kör kuruş yok ortada. Attıkları bütün yalanlar çöktü. Bütün yalanlar çöküyor, Erdoğan 19 Mart’ı yönetiyor ya da yönetenlere mani olamıyor.
Bugün Sayın Numan Kurtulmuş, o gün Meclis’te bulunan genel başkanlar arasında bir tek ben varım. Toplantıya davet ediliyorum; Sayın Kurtulmuş, Sayın Erdoğan konuşup gideceğiz. Tükenmiş, bitmiş bir iktidarla karşı karşıyayız. Yalana sarıldılar. İttifak ortakları peşi sıra yalanladı. Bir acziyetin itirafıdır.
Biz siyahlar bırakılacaksa, Türkiye birlikte barış içinde yaşayan bir ülke olacaksa bu iyi bir şey, destek oluruz. Bu Meclis çatısı altında en müspet katkıları sağlayacağız. Bu terörün kökünün kazınması lazım, güçlü bir demokrasi inşa edilmesi lazım. Meclis’in etkin rol üstlenmesi lazım. Biz üzerimize düşen görevi yaparız.
12 arkadaşımız kent uzlaşı nedeniyle hapiste. Onlar Abdullah Öcalan ile yurt uzlaşı yaptılar. Bizimkiler hapiste kalmaya devam edecek. Sen ilk önce kent uzlaşısında belediye meclislerinde yer alan arkadaşları dışarı çıkaracaksın. Kayyum atadığın belediyeleri geri vereceksin, sonra müspet katkı yapılacak.
Erdoğan belli bir yaşa gelmiş, muhakeme yeteneğini kaybetmiş, demokrasiden nasibini almamış birisine dönmüş durumda.
Komisyonla ilgili Sayın Kurtulmuş görüş sordu. Komisyonu böyle olacak diye dayatırsa yanlış yapar. Bir makulde anlaşalım, onun üzerinde yol yürüyelim. İyi niyetle giderken adını, sanını, sayısını belirlemişse bu iş yürümez.
Türkiye demokratikleşsin; terör sorunu demokratik adımlar atılarak çözülür. Sırf CHP’yi dışarıda tutmak için Erdoğan olur olmaz işler yapılmaya kalkılırsa sessiz kalmayız. Konforlu siyaset kalmadı. Türkiye’nin birinci partisiyle muhatap olan, bunu bilecek.
CHP olarak o baklava kutusunu alan CHP’nin belediye meclis üyesiydi. Vaktiyle onu aday yaptığımız için utanç içindeyiz. Onun adaylaşmasında süreci yöneten eski ve yeni Manavgat üyelerimizi askıya aldık. Rüşveti alan ve 2 kişiyi attık. Aldığı rüşvet kompozisyonmuş. Alkol kaçakçılığı yapıyormuş. Bunu eğitip donatmışlar ve baklava kutusunu beklemek üzere belediyeye yollamışlar. Bunu çalışmışlar, getirmişler, koymuşlar. Kumpasmış. Ben adamın sahtekar, suçlu olduğunu kabul ediyorum ama devamında o kişi toplam 6 belediye meclis üyemizin adını verdi. Belediye AK Parti’ye geçsin diye 6’sının ismini veriyor. Baklavacı pazar gecesi, ertesi gün belediye CHP’den AK Parti’ye geçsin diye istifasını geri alarak, CHP’nin sayısını AK Parti lehine değiştirmeye çalıştı. Bu kumpası görelim.”