Süt üreticisi tepkili: 7 ay sonra yüzde 7 zam hayal kırıklığı yarattı

VEYSEL AĞDAR

1 Ağustos 2025 itibarıyla geçerli olacak fiyat, yüzde 3,6 yağ ve yüzde 3,2 protein içeriğine sahip çiğ süt için geçerli olacak. Soğutma, nakliye ve diğer cari giderler üretici tarafından karşılandığı takdirde, bu giderlerin üreticiye ayrıca ödeneceği belirtildi. Fiyatta baz alınan yağ ve protein oranlarındaki her 0,1’lik değişim için 27 kuruşluk artı/eksi fark uygulanacak. USK’dan yapılan açıklamada, söz konusu fiyatın Eylül 2025 döneminde yeniden değerlendirileceği de bildirildi. Bu arada fiyat açıklamasının ardından üreticilerin nasıl bir yol izleyeceği merak konusu.

Beklentinin altında kaldı

Sanayici ve üreticinin uzun süredir beklediği fiyat artışı, birçok üretici açısından hayal kırıklığı yarattı. Yılbaşından bu yana girdi maliyetlerinin yüzde 40’a yakın arttığını hatırlatan sektör temsilcileri, USK’nın yalnızca yüzde 7’lik bir artış yapmasını eleştiriyor. Uzun süredir alım fiyat açıklaması için USK’ya çağrıda bulunan Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı Müslüm Doğru, 1 Ocak 2025’te açıklanan 17,15 TL’lik litre fiyatın 7 ay sonra yalnızca 1,20 TL artırılmasını “üreticiye haksızlık” olarak nitelendirdi.

“Üretici artık borç batağında”

Üreticinin Ocak ayından bu yana artan yem, akaryakıt ve elektrik zamları altında ezildiğini kaydeden Doğru, “Yemde yüzde 30, akaryakıtta yüzde 45, elektrikte yüzde 35 artış var. Bu maliyetler karşısında çiğ süt alım fiyatında yüzde 7'lik bir artış hiçbir anlam ifade etmiyor. Üretici artık borç batağında” dedi.

Açıklanan tavsiye fiyatın 1 Temmuz yerine 1 Ağustos itibarıyla geçerli olması da üreticiye ek yük bindirdiğini vurgulayan Doğru, “Bu bir aylık gecikmenin doğrudan üretici cebinden çıkmakta. Bu resmen gasp” diye konuştu.

"Sözleşmeler kağıt üzerinde kaldı"

TÜSEDAD Başkanı Doğru, USK'nın belirlediği fiyatın sanayici tarafından da uygulanmadığını belirterek şunları kaydetti: “Zaten 17,15 TL'lik fiyat da sahada uygulanmıyordu. Sanayici 12 ila 15 TL arasında alım yaptı. Tarım Bakanlığı'nın TİP sözleşme zorunluluğu getirmesi olumlu bir adımdı ancak bu sözleşmelere uyulmadı. Ne fiyatlar ne de ödeme süreleri dikkate alındı. Denetim ve yaptırım olmayınca sanayici üreticiyi ezmeye devam etti.”

Doğru, süt üretiminin yalnızca çiftçiyi değil, yem tedarikçisinden veteriner hizmetlerine, lojistikten işçiye kadar çok sayıda sektörü etkilediğini vurgulayarak, "Süt üreticisi ayakta kalamazsa hayvancılık çöker" dedi.

“Süt tozuna mı kalacağız?”

Türkiye'deki süt ve süt ürünleri tüketiminde yaşanan düşüşün sorumlusunun üretici olmadığını ifade eden Doğru, "Halkın alım gücü düşmüş olabilir ama çözüm üretimi kısıp dışa bağımlılığı artırmak olmamalı. Biz üretmezsek ne olacak? İthal süt tozuyla mı süt üretilecek? Bu mümkün değil. Süt üretimi durursa sadece çiftçi değil, milyonlar etkilenir. Bu fiyatla hepimiz uçurumdan aşağı itildik” diye konuştu.

 

 


source