Özel: Gerçekten utanıyorsanız o partiden istifa edin
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin "Millet İradesine Sahip Çıkıyor "mitingleri kapsamında İstanbul'un Kartal ilçesindeki Kartal Meydanı'nda düzenlediği mitingde konuştu. Özel, "Maç olur polis çalışır, konser olur polis çalışır. Afet olur, çalışır. Pandemide çalışır. Bayramda çalışır. Eylemde çalışır, mitingde çalışır. Kaskını yastık yapar, yatar. 12 saat çalış, 12 saat dinlen, canı çıkar. 1 kuruş tazminat almaz. 1 kuruş mesai almaz. Ama kimse de dönüp bir derdin var mı diye bakmaz. Her şeyde toplumun karşısına, işçinin karşısına polisi koyarlar. Buradan İçişleri Bakanı'na geçmişte verdikleri sözleri bir kez daha hatırlatıyorum. Polisimiz, bekçimize, jandarmaya, sahil güvenliğe tez elden düzenleme bekliyoruz. Saraçhane'de gençlerle karşı karşıya getirmeye çalıştıkları polislerin gözünün içine bakınca biz çok şey gördük. Tüm polis teşkilatına yürekten alkış yapalım" ifadesini kullandı.
Özel, mitingde savunma işçilerinin açtığı pankartı göstererek, "Sefalet ücreti dayatıyorlar. Bu Tayyip Erdoğan, gerine gerine neyle övünüyorsa, savunma sanayii, MİLGEM, top, tüfek hepsini yapıyorlar. Alın teri, göz nuru, dirsek çürüterek avuçları patlatarak çalışıyorlar. Bu işçilere 39 bin TL veriyorlar. Bütün kamu çalışanları çerçeve sözleşme için meydanlarda. Biz de arkalarındayız. Grev kararı aldılar 26 Ağustos'ta. Sözüme değer veren herkese sesleniyorum. 26 Ağustos'ta kamu emekçilerine sahip çıkın, meydanlarda onları yalnız bırakmayın" diye konuştu.
Özel, şunları kaydetti:
"Hırsızdan hesap soracak olana darbeye kalktılar"
"Emeklilerin 16 bin TL'ye mahkum edilmesine, asgari ücretin açlık sınırının altında kalmasına, kamu işçisinin yaşadıklarına hep birlikte sahip çıkıyoruz. 23 yıldır 'ben kazandım' diyeni 4 seferdir yenen Ekrem'in arkasında duruyoruz. Bütün açlıktan, yoksulluktan, işsizlikten, sefaletten, adaletsizlikten, zulümden sorumlu bir kişi var. 'Benim ben' diyor ya, sorumlusu sensin Erdoğan, sen. Milletin derdiyle dertlenmeyen, kendi menfaatini milletin menfaatinin önünü koymuş birileri, kendinden sonra gelecek cumhurbaşkanına, milletimizin takdiriyle görevi ondan alacak olana, yüzleri güldürecek olana, işsizliği bitirecek olana, maaşı zammı yapacak olana, vergide adaleti getirecek olana, hırsızdan, yolsuzdan hesap soracak olana darbeye kalktılar. İşte o darbe, Türkiye'ye çok ağır bir bedel ödetti. O günden bugüne zaten kötü olan ekonomi, iyice dibe battı. Maliyeti 150 milyar dolar. 6 trilyon TL maliyetle hepsinin birden yükünü sırtınıza, özellikle düşük gelirlinin sırtına vurdular. Maalesef, Türkiye yoksullukta Avrupa'da birinci. Gıda enflasyonunda dünyada birinci. Dışarıdan et ithalatında dünyada birinci. Ama adalet sıralamasında dünyada 117'nci. İşte, adalet olmayınca, adalete güven olmayınca, adalet asla ve asla doğru bir terazi gibi tartmayınca memleketin hiçbir tarafı düzelmiyor, kimsenin iki yakası bir araya gelmiyor.
"Her birinizin cebinden 10'ar çeyrek altın çaldılar"
Emekliye verdikleri zammın 150 katını darbede harcadılar. 6 Şubat depremine harcanan paranın 1,5 katını darbede harcadılar. İmamoğlu'na darbe yapmak için yaktıkları dövizi, düşürdükleri borsayı, yükselen faiz maliyetlerini hesaplayın. Toplam 6 trilyonu hepimize bölersek, evinde oturan herkesin, dün gece doğmuş bebeğin, ya da ölüm döşeğinde bekleyen birinin cebinden ayrı ayrı 70'er bin TL para çıktı. Her birinizin cebinden 10'ar çeyrek altın çaldılar. 19 Mart darbesinin mağduru herkes, kaybettiğinizi nerede bulacaksınız biliyor musunuz? 3 Kasım 2002'de sandıkta kaybettin, ilk sandıkta bulacaksın o altınları.
"Bütün hırsızlar kötüdür, hepsinin Allah belasını versin"
Baki Aydöner kardeşimi, bu iftira çetesi iftirayla suçluyor. Baki Aydöner diyor ki, 'Ömrümde Aziz İhsan Aktaş'ı görmedim, değmedim, konuşmadım, tanımam.' Aziz İhsan Aktaş'ın ortağı Gürkan Dölekli'nin Kızılcahamam'da oteli var. Bu hafta sonu Tayyip Erdoğan, bütün milletvekilleriyle Kızılcahamam'da kamp yaptı, o kamp yaptıkları otelin sahibi o adam. Kamp yaptığı adama bizim arkadaşlara iftira attırıyorlar, kendileri kampı o iftiracıların otelinde yapıyorlar. Geçen hafta Antalya Manavgat'ta baklava kutusu görüntüsü çıktı. Kaynar sular başımdan aşağı döküldü. Dedim ki bu kadar iftira varken, bu kadar masum insan içerdeyken, böyle bir şey olduysa yazık oldu, bütün arkadaşları karalayacak bu iş. Önce bela okudum, iki muhakkik yolladım. Bütün hırsızlar kötüdür, hepsinin Allah belasını versin. O baklava kutusuna altı ok yapışmadı çünkü kumpas kurdukları, o namussuzu -bizim suçumuz yok mu, var, belediye meclis üyesi yapmışız- kuyruğundan tutmuşlar, baklava kutusunu da eline tutuşturmuşlar, videoyu da çekmişler, nasıl bir kumpas kurduklarını gördük, o günden beri meydan meydan anlatıyorum, o günden beri baklava diyebiliyorlar mı. Baklavanın üzerinden ampul çıktı, ampul. Utanmaz bozuk tohum, ne oldu baklava kutusu, ne oldu?
"Gerçekten utanıyorsanız o partiden istifa edin"
Kızılcahamam kampında milletvekilinin biri söz almış, 'Sokağa çıkamıyoruz, karşıdan gelen asgari ücretlinin yüzüne bakamıyoruz, yılda 4 kere bile zam yapabiliriz demiştiniz ama hiç olmazsa asgari ücrete temmuzda zam yapılsa' demiş, Tayyip Bey hiç oralı olmamış. Ben buradan millete verdiği sözü tutamayıp da utanan AK Parti milletvekillerine sesleniyorum. Bu yolun sonu yol değil, bu milletin yüzüne bakamıyorsunuz, arasına karışamıyorsunuz. Bırakın o partiyi, istifa edin, onurunuzla istifa edin. Bu AK Partili arkadaşlara gerçekten utanıyorlarsa, sıkılıyorlarsa o partide bir dakika durmamalarını öneririm. Milletimiz, emeğini sömürenlerden, kanını emenlerden kurtulacak. Bu ayıba ortak olmamak isteyen bütün AK Partilileri bilhassa zorla üye yaptıklarını, habersiz üye yaptıklarını, söz verip de tutmadıklarını, AK Parti'den istifa etmeye, baba ocağına gelmeye davet ediyorum. Son 6 ayda AK Parti'den ayrılanların sayısı 300 bine yakın. CHP'ye katılanların sayısı 500 bine yakın. Büyüyoruz, güçleniyoruz.
"Şaban Vatan'ı hapse koydular, elleri kırılsın"
Bu ülke maalesef adaleti mumla arayanların ülkesi haline geldi. Geçen ocak ayında Mattia Ahmet Minguzzi katledildi, davası görülüyor. Sizlerin yürekten verdikleri destek, dayanışma çok kıymetli. Acılı annesine, babasına bir kez daha sabır diliyoruz. Ahmet Minguzzi'ye Allah'tan rahmet diliyoruz, adaletin geleceği günler için de söz veriyoruz. İddianame hazırlandı, yargılamadan emsal bir karar bekliyoruz, yüreğimiz onlarla, gözümüz kulağımız orada. 11 yaşında Rabia Naz'ı katletmişlerdi. Babası Şaban Vatan, 7 yıldır kızının şüpheli ölümünün peşinde koşuyor. Bir belediye başkanının oğlunun, kızını katlettiğini ve AK Partili dönemin Milli Savunma Bakanı'nın olayı örtbas ettiğini söylüyor. Mücadele veriyordu, bu mücadele sırasında gözaltı yaptılar, yargıladılar, Şaban Vatan'ı acılı babayı hapse koydular. Elleri kırılsın inşallah. Şaban ağabeye de söz olsun. Nasıl Somalı ailelere söz verdiysek, nasıl bütün mağdur ailelere söz verdiysek, bu düzen değişecek, bu devir kapanacak, halkın iktidarı gelecek, Rabia Naz'a da Soma'ya da adalet gelecek.
Memlekette halinden memnun olan çok az. Bir dokun bin ah işit. En büyük şikayet AK Partili kadın seçmende. Evladının aldığı eğitimden memnuniyet inmiş yüzde 21'e. Bu hafta sonu 1 milyon aileyi tedirgin eden LGS'nin sonuçlarında 719 tane birinci çıktı. Geçen yılın tam iki katı. Ailelerin içine kurt düştü. Soruları var, yanıt bekliyorlar. Buna efendice yanıt vermek, yüreklere su serpmek, tahkikat başlatmak, sonucunu şeffafça paylaşmak yerine Milli Eğitim Bakanı olacak zat, önce 'Geri zekalıya anlatır gibi anlattım' dedi. Sonra, 'LGS'den pis kokular gelmiyor, CHP'li belediyelerden geliyor' dedi utanmaz. Şimdi çıktı, sınav bitmeden soruların whatsapp gruplarına dağıldığını kabul ediyor. Sınav bitmeden soruların PDF'lerinin havada uçuştuğunu biliyor ama halen daha bir burnu büyüklükle, hadsizlikle hem millete hem Türkiye'nin birinci partisine hakaretler yağdırıyor. Yusuf Tekin, o Yüce Divan kurulacak. Yüce Divan'da yargılanacaksın. Çocuklarının babasının alın terini çaldınız ama çocukların geleceğini çalıyorsunuz, hesabını Yüce Divan'da vereceksiniz. Söz veriyorum yargılayacağız onları.
"Güldür güldür iktidara geliyoruz"
Güldür güldür iktidara geliyoruz. Tükeniyorlar. Yüzde 30'un altına düştüler. Yalnız kaldık, zayıfladık dememek için ittifakta olmadıkları partilere ittifak ortağıyız diyorlar. Onlar da yalanlıyor. Ey Tayyip Erdoğan, bundan sonra bu yolu tek başına gideceksin, arkanda kimseyi bulamayacaksın. İşlediğin ve işlettiğin tüm suçların hesabını vereceksin. AK Partili olmak, üyesi olmak, delegesi olmak, oy vermek suç değildir. Hırsızlar korksun, yolsuzlar korksun. Hiçbir suçu olmayan Anadolu insanı korkmasın. Korkmasın. Seçimden sonra AK Parti'nin suça bulaşmamış, haram yememiş tertemiz insanlarına tertemiz beyaz bir sayfa açacağız. Sadece CHP'lilerin değil, hepsinin yüzünü güldüreceğiz, karnını doyuracağız, emekli maaşını artıracağız. Sendikalı yapacağız. Kimse korkmasın.
"Ya Cumhuriyet'i koruyun ya o ünvanı bırakın kardeşim"
Malatya'da şimdiki belediye başkanı öncekine söylüyordu, Hatay Hassa'da ise önceki bugünküne diyor. Hassa'nın önceki belediye başkanı 'Mal almadan fatura kesiyor, akrabalarına para transfer etti, ilçeyi soydu. Bir adam yumurta çalsın aynı gün içeri atarsınız, koca belediyeyi soydular, niye harekete geçmiyorsunuz' diyor. Ey Erdoğan, bak burada gizli tanık yok, iftiracı yok. İddiaları ben söylemiyorum, senin belediye başkanın söylüyor. Halen daha kimse parmağını kıpırdatıp da Hassa Belediyesi'ne bir kenardan olsun bakmıyor. Malatya'ya bakmıyor. Dünya kadar yolsuzluk dosyasını önceki dönem için Ekrem Başkan 37 tane verdi, Süleyman Soylu el koydu, kimse sayfasını bile açmıyor. Bozuk tohumun babası hakkında 97 yolsuzluk dosyası var, savcılar açmıyor. Buradan, bütün Cumhuriyet savcılarına bir kez daha sesleniyorum. Bu kadar muhteşem bir ünvan olmaz. Atatürk bizlere cumhuriyet ünvanı vermedi. Ne milletvekilinde var ne eczacıda ne doktorda ne öğretmende var. Ama size Cumhuriyet'i koruyun diye, beytülmala el uzatanın elini kırın diye yetkiler verilmiş. Ama Tayyip Erdoğan'ın korktuğu rakibine bir tane delil olmadan gizli tanıkla iftiracıyla saldıranlar ispatlı, şahitli, adamın kendi söylediği yolsuzluğun üzerine gitmiyorlar. Ya Cumhuriyet'i koruyun ya o ünvanı bırakın kardeşim.
"Akşamüstü profil resmini değiştirmiş"
Bu davalarda büyük zulümler var. Bunları yapan bir yapı var, içlerinde bir tanesi var, uyardım kendisini, 'Yapma, akını başına topla' dedim, dinlemedi. Tehdide, şantaja devam etti. Önceki görevi cezaevleriymiş, oradan bilirmiş, canım insanları nöbetleşe yatılan yerlere yolluyor sırf zulmetmek için. 60 yıllık şirketlere, babadan dededen kalan şirketlere gözünün yaşına bakmadan el koyuyor, mala çöküyor. Önceden lafını çıkarıp müzakere ediyordu diye çok konuşuluyor. Onu da kayda alıyorum tek tek. Bugün söyledim. Bir baktım. Uyarıyoruz, halen daha kendi bildiğini okuyor, zulme devam ediyor. Bir de böyle artistlik yapıyor. Bir baktım masasının üstüne beyaz Toros koymuş. Tayyip Erdoğan, hafta sonu diyor ki ‘Beyaz Toroslar Kürt meselesini büyüttü, PKK’yı büyüttü.’ Bu beyaz Toros’la aklınca tehdit yapıyor. Beyaz Toros’la aklınca göz korkutuyor, önündeki beyaz Toros’u da sosyal medyasından paylaşıyor hadsiz. Bunu söyledim, ‘Kimi tehdit ediyorsun?’ dedim. ‘Ey Erdoğan, bu adamın nasıl arkasında duruyorsun?’ dedim. ‘HSK, görmüyor musun? Ne demek beyaz Toros? Utanılacak bir şeyle nasıl övünüyor, bizi nasıl tehdit ediyor?’ dedim. Akşamüstü profil resmini değiştirmiş. Hani çok efeydin ya, çok delikanlısın ya, önüne geleni tehdit ediyorsun ya? Hadi tutsaydın. Ne koymuş? Fatih Sultan Mehmetimizin türbesinin resmini koymuş beyaz Toros yerine. Bre hadsiz, benim memleketimde yetişti Fatih. Bre hadsiz. Sen Fatih’i koyup da pisliğini mi örteceksin beyaz Torosların? Bak Fatih 19 yaşında Manisa’da bugünkü Fatih Parkı’nın ortasında babasının vefat haberini duyunca iki dizi üstüne çöktü, beyaz atının üstüne atladı. Ve arkadaşlarına baktı ve şöyle dedi. Şimdi o sözü Ekrem Başkan söylüyor, ben söylüyorum. ‘Beni seven arkamdan gelsin. Beni seven arkamdan gelsin.’ Ekrem Başkan sesleniyor: ‘Beni seven arkamdan gelsin.’ Onunla yürümeye var mısınız? Bu haksızlığa, adaletsizliğe meydan okumaya, Ekrem Başkan’ın peşinden iktidara yürümeye var mısınız? Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini hep birlikte iktidara taşımaya var mısınız? Yürüyelim arkadaşlar, yürüyelim."
source