Fon yatırımcılarının dikkat etmesi gereken 8 esas
İBRAHİM ETHEM AFACAN
ibrahim.afacan@dunya.com
Yatırım fonu dünyası, her geçen gün büyüyor, gelişiyor ve çeşitleniyor. TEFAS’a açık fon sayısı 850’yi, yatırımcı sayısı ise 5 milyonu aştı. Fon yatırımcıları da artık hisse senedi yatırımcıları gibi çok fazla al-sat yapabiliyor. Tabii ki bu hızlı değişimlerin odağında getiri yer alıyor. Ancak yalnızca yakın zamandaki getiriye odaklanmak birçok yönden aldatıcı olabilir. Bu nedenle bu yazıda fon yatırımcılarının dikkat etmesi gereken ve fonun fiyatına etki eden faktörlerden kısa kısa bahsetmeye çalışacağım.
1 Fonun risk değeri ve yatırımcının risme toleransı
Yatırım fonu seçimi yaparken ilk adım, yatırımcının kendini tanıması ve risk toleransını belirlemesi diyebiliriz. Risk toleransı, yatırımcının volatiliteye ne kadar dayanabileceğini gösterir ve portföy yönetim şirketlerinin sunduğu risk profile anketleri ile tespit edilebilir. Fonların risk değeri ise, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından 1'den 7'ye kadar bir ölçekte belirlenir: 1 en düşük oynaklık (en düşük risk), 7 en yüksek oynaklık (en yüksek risk) anlamına gelir. Bu değer, fonun volatilitesini yansıtır ve yatırımcı bilgi formunda yer alır. Düşük riskli fonlar (örneğin, para piyasası fonları) sabit getirili finansal enstrümanlara (mevduat gibi) yakın performans gösterirken, yüksek riskli fonlar (hisse senedi ağırlıklı) büyük kazanç veya kayıplara yol açabilir. Yüksek riskli fonlarda uzun vadeli yatırım önerilir ancak yatırımcıların önemli bir kısmı, özellikle hisse senedi fonlarını çok sık değiştirmektedir.
2 Yatırım fonunun getirisi ve volatilitesi
Yatırım fonlarında getiri, yatırımcıların ilk baktığı noktadır. Bu getirinin nasıl yapıldığına ise az yatırımcı bakmaktadır. Ancak bu durum da oldukça önemlidir. Zira bu durum, fonun gelecek volatilitesi yani oynaklığı ile ilgili de fikir verir. Fon volatilitesine bakılırken, fonun aylık getirilerinin gösterdiği değişkenlik göz önüne alınmaktadır. Bir fonun getirisinde görülen değişkenlik (volatilite), fonun aylık getirisinin ortalama getirisinden uzaklığını ölçen standart sapma ile ölçülmektedir. Bir fonun getirisinin, aldığı riske değip değmediğini anlamamızı sağlayan sharpe oranının yüksek olması ise, fonun aldığı riske göre daha iyi getiri sağlaması demek oluyor diyebiliriz. Geçmişte piyasadan çok pozitif ayrışıp son bir yılda bunu başaramayan fonları, oldukça inişli çıkışlı grafiğe ve zaman zaman birkaç hisse senedinde yoğunlaşmasına rağmen kayda değer getiriye ulaşanları ve sabit getirili araçlara göre pozitif ayrışıp düzenli getiri sağlamasına rağmen volatil fonların çok gerisinde kalan fonları görebiliriz. Mühim olan ise yatırımcının aslında önce kendisini tanıması ve alacağı fonun geçmişini de araştırarak beklentisini ve psikolojisini yönetmesidir. Ancak bu şekilde yapılan seçimler, ‘keşke’yi önlemektedir. Grafiklerde bu konudaki örnekleri görebilirsiniz.
3 Portföyün varlık dağılımı
Fonun portföyü, portföy dağılım raporları ile KAP’ta yayımlanır ve hangi varlıklara (hisse, tahvil, döviz vb.) yatırım yapıldığı gösterilir.
Bir hisse senedi yoğun fonda, portföyün yüzde 80’i mutlaka hisselerden oluşması gerekirken, tablodaki gibi değişken bir fonda farklı finansal varlıklar farklı yüzdelerle bulunabilmektedir. Yatırımcılar, dağılımı inceleyerek portföy yöneticisinin riski nasıl çeşitlendirdiğini inceleyebilir. Portföyün varlık dağılımında veya bir hisse senedi yoğun fonda bir diğer önemli nokta ise kriz zamanlarında nasıl hareket edildiğidir. Yatırımcılar, zor dönemlerde fonun varlık dağılımının nasıl değiştiğine ve fon yöneticisinin / yönetim komitesinin riskten korunma stratejilerinin nasıl olduğunu incelemelidir.
4 Yatırım stratejisi ve karşılaştırma ölçütü
Fonun yatırım stratejisi, izahname ve yatırımcı bilgi formunda detaylı olarak belirtilir. Bu strateji, fonun hangi varlıklara (hisse senedi, tahvil, altın vb.) ne oranda yatırım yaptığını ve yönetim yaklaşımını belirtir. Yatırımcıların beklentisi de buna göre şekillenmelidir. Yatırımcıların fonun performansını kıyaslamak için kullanılan karşılaştırma ölçütüne (benchmark) de bakmaları gerekmektedir. Fonun getirisi bu ölçütten düzenli olarak yüksek ise fon başarılı sayılır. Ancak özellikle enflasyonun çok yüksek seyrettiği dönemlerde benchmark üzeri düzenli getiriler dahi yatırımcıyı mutlu etmemektedir. Karşılaştırma ölçütünün çok üzerinde getiriler için ise fonun aktif yönetimi oldukça büyük önem taşımaktadır.
5 Fonun giderleri
Maliyetler, net getiriyi doğrudan etkiler. TEFAS’ta görülen getiriler ise net getiridir. 9 Temmuz 2025 ve sonrasında alınan yatırım fonlarında stopaj oranı yüzde 17,5 olarak güncellenmiştir. Hisse senedi yoğun fonlarda ise yüzde 0 stopaj devam etmektedir. Ayrıca fon portföyünde sabit olarak yüzde 51 ve üzeri yerli hisse taşıyan değişken fonları da bir yıl elinde tutan yatırımcılar yüzde 0 stopaj avantajından yararlanır. Fonlarda yönetim ücreti (fonun varlıklarından kesilen yıllık ücret) oranları da zaman zaman tartışma konusu olmaktadır. Şu an hisse senedi yoğun fonlarda en yüksek yıllık yüzde 3,55 yönetim ücreti görülürken, serbest fonlarda yıllık yüzde 5 görülebilmektedir. Serbest yatırım fonlarında ise yönetim ücreti ile beraber performansa dayalı ücretlendirme yapılabilmektedir. Bu ücretlendirme yapılırken fonun getirisi ile belirlemiş olduğu karşılaştırma ölçütünün getirisi arasındaki farka bakılmaktadır. Özetle fon yönetim ve performans ücretine bakılması gerekir ancak yüksek maliyetli bir fon da kayda değer getiriler sağlayabilir. Hatta bulunduğu kategoride en iyilerden olabilir. Örneğin fonlar ödediği alım-satım komisyon bedellerini de KAP’ta yayınlarlar. Burada bazen olağandışı bir şekilde çok ciddi komisyon bedelleri görülebilir. Bu, fonun aktif yönetimi ile ilgilidir. Ancak bu aktif yönetimin sonucunun alınıp alınmadığına bakılmalıdır. O nedenle bir fona, yalnızca yönetim ücreti yüksek veya çok fazla alım-satım komisyonu ödüyor diye olumsuz not verilmemeli, hem getirisine hem de fonun yapısına bakılmalıdır.
6 Fon yöneticisi ve getiri içermeyen hedefleri
Portföy yönetim şirketleri, ilgili fonları kimin yönettiğini KAP’ta paylaşır. Burada bazen çok sayıda yönetici gözükürken, bazen tek bir fon yöneticisi gözükmektedir. Bazı fonlarda yönetim bir komite ile gerçekleşirken, bazılarında bir veya iki fon yöneticisi kararları verir. Fon yöneticisi, yazılı ve görsel basında yer alan fonların karakterinin tespiti daha kolaydır. Zira fon yöneticisi zaman zaman piyasa ile ilgili görüşlerini ve nasıl bir strateji güttüğünü belirtir. Ancak tabii ki getiri hedefi ile alakalı herhangi bir şey söylemesi mümkün değildir. Ayrıca fon yöneticisinin geçmiş performansı önemlidir, ancak gelecek için tek bir ölçüt olamaz.Her fon yöneticisinin iyi ve kötü performans gösterdiği zaman dilimleri olur. Ayrıca kimi coşkulu piyasada iyiyken, kimisi zor zamanda portföyü korumada ve benzerlerinden pozitif ayrışmada başarılıdır.
7 Fon büyüklüğü ve fona para giriş-çıkışı
Fon büyüklüğüne göre fon yöneticisinin stratejisi değişebilmektedir. 100 milyon TL’lik bir hisse senedi yoğun fonunun yöneticisi kayda değer bir getiri sunduğunda ve borsaya para akışı olduğunda örneğin 1 milyar TL üzeri büyüklüğe sahip olduğunda yatırım stratejisi büyük ölçüde değişebilir. Zira Borsa İstanbul’da likit hisse senedi bulmakta zorluk çekilebilir ve bu durum alfa yaratmasını zorlaştırabilir. Ancak vadeli işlem teminatları aktif kullanıldığında belki bu zorluğu aşabilir. Bazı fon yöneticileri, fon büyüklüğünün hantallığa sebep olduğunu belirterek fona para girişini kapatabilmektedir. Ancak tabii ki çok ciddi bir büyüklüğe sahip olduğu halde piyasadan pozitif ayrışan fonlar da bulunmaktadır. Ayrıca fona para giriş çıkışının yoğun olduğu zamanlar da fon yöneticilerinin en çok zorlandığı noktalardandır. Hızlı para çıkışında fon yöneticisi, belki de önemli beklentisi olan varlıkları satmak zorunda kalabilir. Hızlı para girişlerinde ise fonda uygun varlıklara yatırım konusunda zorlanabilir. Dolayısıyla fonlarda para trafiğinin yoğun olduğu zamanlarda fırsatı kaçırma korkusu ile alımlar, çoğu zaman kazanç getirmemektedir.
8 Fonlarda valör
Alım-satım kuralları, izahname ve bilgi formunda belirtilir. Valör tarihi ise bir işlemin sonuçlandığı tarihi ifade eder. Ancak işlemin yapıldığı tarih ile sonuçlandığı tarih aynı olmayabilir. Bu nedenle, işlem tarihinde belirtilen T+0 (işlem günü) sonrası işlemin tamamlanacağı tarih, genellikle T+1 veya T+2 olarak belirtilir ve bu tarih ‘valör tarihi’ olarak adlandırılır. Para piyasası fonlarında T+0 uygulanırken ihbarlı fonlarda T+1, T+2 veya T+3 gün sürebilir (örneğin, 13:30'a kadar talimat ertesi gün gerçekleşir). Yurt dışı fonlarında tatil günleri gecikme yaratabilir. Bu da bazen yatırımcılar için önemlidir. Özellikle hisse senedi piyasasının çok hızlı hareket ettiği veya tatil zamanlarında.
source