Suriye İçişleri Bakanlığı, Suriyenin güneyindeki Süveyda ilinde, Bedevi Araplar ile bazı Dürzi silahlı gruplar arasında çatışmaların durduğunu bildirdi.
Bakanlık, Bedevi Arap aşiretlerinin şehirden çıkarıldığını ifade etti.
Suriye güvenlik güçlerinin Süveyda komutanı ise, aşiretlerin cepheden çekilmesini ve devletin sorumluluğu üstlenmesine müsaade etmesini istediklerini ifade ederken, Ahmed Şara’nın ateşkese olan vurgusunu yineledi.
Suriyeli komutan ayrıca hiçbir mezhep ve gruba yönelik bir ön yargıları olmadığını belirtti.
Suriye Enformasyon Bakanı Hamza El Mustafa ise Suriye güvenlik güçlerinin şehrin doğu ve batı kırsalında konuşlanmaya başladığını bildirdi.
Bakan, Hikmet el-Hecri’nin yabancı güçlerin müdahalesini talep eden bir söylem benimsediğini ifade ederken, bedevi Araplar ile Dürziler arasındaki sosyal gerginliğin yeni olmadığını, Suriye’nin başlangıcına dayandığını vurguladı.
Enformasyon Bakanı ayrıca, devletin varlığının çözüm, yokluğunun ise sorun olduğunu dile getirdi.
Bakan, çatışmaların 48 saat içinde çözüme ulaşmasını beklediklerini bildirdi.
Jerusalem Post’a konuşan İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Süveyda’da süren çatışmalara dair açıklamada bulundu.
Katz “Bugün Dürzileri hedef alan gruplar yarın İsrail’i hedef alacak. Suriye’nin Cumhurbaşkanına güvenmiyoruz. Suriye’nin güneyi silahsızlandırılacak.” şeklinde konuştu.
Habertürk muhabiri Alihan Tok, Süveyda’dan son durumu aktarırken, Ateşkes anlaşması olduktan sonra bazı bedevi gruplar silah bırakmayı kabul etmediğini, 700’e varan can kaybı olduğunu ifade etti.
Alihan Tok, bölgeden son durumu detaylı olarak aktardı:
Dürzi ruhani liderliği ise son yaptığı açıklamada, Dürziler için uluslararası koruma talebinde bulunduklarını duyurdu.
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Süveyda ilinde yerel gruplar arasındaki çatışmaların kontrol altına alınmasına ilişkin, “Yerel gruplar arasındaki şiddetli çatışmalar, devletin müdahalesiyle kontrol altına alınmasaydı tamamen kontrolden çıkma noktasına gelmişti.” dedi.
Şara, Süveyda’daki son durumla ilgili ulusa sesleniş konuşması yaptı.
Süveyda’da son dönemde yaşanan olayların, “tehlikeli bir dönüm noktası” oluşturduğuna işaret eden Şara, “Bu gruplar arasındaki şiddetli çatışmalar, Suriye devletinin müdahalesiyle kontrol altına alınmasaydı tamamen kontrolden çıkma noktasına gelmişti.” ifadesini kullandı.
Şara, Suriye devletinin tüm zorluklara rağmen durumu yatıştırmayı başardığını belirterek, “Ancak İsrail’in güney bölgeleri ve Şam’daki devlet kurumlarını açıkça hedef alan saldırıları, ülkede istikrarı tehdit eden tehlikeli bir aşamaya sürükledi. Bu gelişmelerin ardından durumu yatıştırmak amacıyla Amerikan ve Arap arabuluculuk girişimleri devreye girdi.” dedi.
Devletin bazı bölgelerden çekilmesinin ardından Süveyda’daki silahlı grupların, Bedeviler ve ailelerine karşı intikam saldırılarına başladığını anımsatan Şara, “Bu saldırılar sırasında insan hakları ihlalleri yaşandı. Bunun üzerine diğer aşiretler, Süveyda’daki Bedevi kuşatmasını kırmak için harekete geçti.” diye konuştu.
Şara, Suriye’nin kurtarılmasından sonra devletin Süveyda’nın yanında durduğunu ancak bazı tarafların bu şehri ve ülkenin istikrarındaki rolünü zedeleyecek şekilde davrandığını söyleyerek, “Sırtı dış güçlere yaslamak ve Süveyda’yı uluslararası çatışmalarda bir araç olarak kullanmak, Suriye halkının yararına değildir, aksine krizi daha da derinleştirir ve ülkenin birliğini tehdit eder.” diye konuştu.
Tarih boyunca Arap aşiretlerinin ülkenin birliğini ve istikrarını korumada etkili rol oynadığına işaret eden Şara, şunları kaydetti:
“Ancak bazı gruplar, yalnızca kendi çıkarlarını savunmak için bu tehditlerle tek başlarına mücadele etmeye çalışmışlardır. Bu tür davranışlar, devletin yerini tutamaz ve Suriye’nin güvenliğini sağlayabilecek tek otorite devlettir. Devletin egemenliğini ve saygınlığını her alanda koruyabilecek tek güç de odur. Aşiretlere minnettarlığımızı ifade ederken onlardan ateşkese tam olarak uymalarını ve devletin emirlerine itaat etmelerini istiyoruz. Bu zor dönemde birliği sağlamak ve tüm Suriye halkının geleceğini korumak adına ortak bir şekilde hareket etmemiz gerektiğini hatırlatıyoruz.”
Bu süreçte üstlendiği rolü takdir ettiklerini ve ABD’ye teşekkür ettiklerini kaydeden Şara, Türkiye’nin, Arap ülkelerinin, Avrupa Birliği’nin, Rusya’nın ve Çin’in de güçlü bir tutum sergilediklerini vurguladı.
Şara, “Köklü bir geçmişe sahip Dürzi toplumu, küçük bir grubun bu toplumu temsil etmeyen tutumlarına kaymış olması nedeniyle toptan mahkum edilemez. Süveyda ili, hala Suriye devletinin asli bir parçasıdır ve Dürziler, Suriye’nin ulusal dokusunun temel taşlarından birini oluşturmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Son aylarda yaşanan gelişmelerin, Süveyda halkının tüm kesimleriyle birlikte devletin yanında durduğunu ve bölünme projelerini reddettiğini açıkça ortaya koyduğuna dikkati çeken Şara, şunları dile getirdi:
“Suriye devleti, ülkedeki tüm azınlıkları ve mezhepleri koruma taahhüdünü sürdürmektedir ve hak ihlallerinde bulunan herkesin hesap vermesini sağlamaya kararlıdır. Suçlar ve ihlaller, ister Süveyda’dan, ister başka yerlerden kaynaklansın, hepsinden uzak durduğumuzu açıkça ifade ediyor, adaletin sağlanmasının ve hukukun uygulanmasının önemini vurguluyoruz.”
Şara, bu hassas durumda akıl ve hikmet sesinin öne çıkması, akıllı ve bilge kişilere söz hakkı tanınmasının büyük bir ihtiyaç haline geldiğine işaret ederek, “Suriye devletinin gücü, halkının birliğinden, bölgesel ve uluslararası ilişkilerinin sağlamlığından ve ulusal çıkarlarının bağlantılı olmasından kaynaklanmaktadır.” dedi.