Faiz giderlerindeki kontrolsüz artış, kamu harcamalarının yüksek seyretmesiyle bütçe açığı 6 ayda 1 trilyon liraya dayanırken, ekonomistler iktidara tasarruf çağrısı yapmaya devam ediyor. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz, bütçe açığını azaltmak için tasarruf genelgesinin kapsamının genişletilmesi gerektiğini vurguladı.
Bu yılın ilk 5 aylık tasarruf tedbirleri kapsamındaki kalemlere harcanan tutarın, kamu harcamalarının yaklaşık yüzde 1.3’ü (2023’te yüzde 2’ydi) düzeyinde olduğunu hesaplayan Yılmaz, “Tasarruf genelgesinin bütçe açığını azaltmadaki etkisi azalıyor. Bu durumun önüne geçmek için yürürlükteki tasarruf genelgesinin kapsamının genişletilmesi konusunda yasal düzenlemelere ihtiyaç var” dedi.
Borçlanma politikasında 2017 öncesine dönülmesi gerektiğini belirten Yılmaz, “Hazine’nin borç yönetimi, 2017 sonrasında döviz, faiz ve vade riskine açık hale geldi. Bu nedenle gerek döviz cinsi gerekse altın cinsi devlet iç borçlanma senetlerinin ihraçlarının piyasa koşullarındaki iyileşmeye bağlı olarak kademeli bir şekilde azaltılması önceliklidir. Bu kapsamda, döviz cinsi, dövize endeksli ve altın senetlerinin geri alım ve değişim ihaleleri ile itfa edilebilir. Ayrıca yeni borçlanmalar TL cinsinden yapılmalı. Faiz riskinin azaltılması için sabit faizli senetlerin ihracına ağırlık verilmeli” önerilerinde bulundu.
Binhan Elif Yılmaz
Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “Faiz giderlerinin çok yüksek olduğu doğru. Ama faiz giderleri kendi kendine yükselmez. Kamudaisraf varsa borçlanma artar, borçlanma artarsa faizler yükselir, faizler yükselirse faiz giderleri artar” dedi. “Kamu israfı sebep, faiz sonuçtur” ifadelerini kullanan Eğilmez’e göre, kamu israfı azaltılmadığı sürece borçlanma ve faiz yükü kronik hale gelecek.