Brokerliğin sigorta üretimindeki etkisi yıllık 150 milyar TL
Sevilay ÇOBAN
Bugünün risklerini anlayan, yarının çözümlerini tasarlayan sigorta reasürans uzmanlarının katkılarıyla Türkiye’de brokerlik sektörünün daha güçlü ve etkili bir yapıya kavuşacağını dile getiren Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği Başkanı Cenk Ecevit ile dünyada ve Türkiye’de sigorta ve reasürans brokerliğinin gelişimi üzerine konuştuk.
Görüşlerini DÜNYA Gazetesi ile paylaşan Ecevit, “Sigorta ve reasürans brokerleri, risklerin karmaşıklaştığı bu çağda, sadece poliçe satan değil, aynı zamanda risk danışmanı, finansal stratejist ve çözüm ortağıdır. Bu rolün daha iyi anlaşılması, hem sektörün gelişimi hem de kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından son derece önemlidir. Globalde ise iklim riski, jeopolitik tansiyon ve finansal kırılganlıklar nedeniyle sigorta ve reasüransın "sistemsel risk yönetimi aracı" olarak konumlandığı bir döneme giriyoruz” dedi.
Türkiye’de sigorta ve reasürans brokerliğinin gelişimi ve şu andaki durumunu değerlendirir misiniz?
Türkiye’de sigorta ve reasürans brokerliği sektörü, son 20 yılda ciddi bir dönüşüm geçirdi. 2007 yılında yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ile birlikte, brokerliğin yasal zemini daha net tanımlandı ve kurumsallaşma süreci hızlandı.
Özellikle 2010’lu yıllardan sonra artan sigorta bilinci, büyük ölçekli projeler ve yurtdışıyla entegre risklerin artması brokerlik mesleğinin önemini artırdı. Bugün itibarıyla sigorta brokerleri yalnızca poliçe temin eden aracı kuruluşlar değil, aynı zamanda risk analizi yapan, özelleştirilmiş teminat yapıları kurgulayan, hasar yönetimini aktif izleyen ve global piyasalara erişim sağlayan stratejik danışmanlar hâline geldi.
Global reasürans brokerliği pazarı hakkında rakamları paylaşır mısınız?
Global reasürans brokerliği pazarı, 2024 sonu itibarıyla yaklaşık 65 milyar dolar komisyon gelirine ulaştı. Bu pazarın büyük kısmı ABD ve Avrupa menşeli brokerlerin elindedir; Aon, Marsh, Gallagher Re ve Howden gibi firmalar öne çıkan global oyunculardır. Ancak son yıllarda Asya-Pasifik ve Orta Doğu’daki yerel brokerlerin de global piyasaya entegre olmasıyla birlikte coğrafi çeşitlilik artmaktadır. Türkiye de bu anlamda kritik bir konuma sahiptir; hem jeopolitik riske açıklık hem de büyüyen ekonomik yapı nedeniyle global reasürans brokerlerinin radarındadır.
Türkiye’deki hacim hakkında bilgi verir misiniz?
2024 yılı itibarıyla Türkiye'de hayat dışı branşlarda prim üretiminin yaklaşık %18’i brokerler aracılığıyla gerçekleşiyor. Bu oran sağlık, enerji, inşaat, ulaştırma ve siber riskler gibi daha teknik ve kompleks branşlarda çok daha yüksek seviyelere çıkıyor. Reasürans işlemlerinde ise brokerlerin aracılık oranı %70’lerin üzerinde. Brokerlik sektörü; yıllık yaklaşık 150 milyar TL’lik bir sigorta üretiminin yönlendirilmesinde doğrudan etkili. Bu büyüklük, sektördeki uzmanlaşmanın ve güvenin göstergesi.
Derneğin üye sayısı ve bunların pazardaki durumlarını anlatır mısınız?
Bugün Türkiye ‘de ruhsatlı 222 broker faaliyet göstermekte iken Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği olarak, bugün itibarıyla 204 üyemiz bulunuyor, üye olmayan brokerler de derneğimiz aracılığı ile regülasyon süreçlerine dahil oluyor. Üyelerimiz arasında Türkiye’nin en büyük brokerlik şirketleri olduğu gibi, farklı uzmanlık alanlarında faaliyet gösteren butik firmalar da yer alıyor.
Üyelerimizin tamamı, SEDDK tarafından yetkilendirilmiş ve düzenli denetime tabi kurumlardır. Pazarda temsil ettiğimiz portföy, hem hacim hem kalite açısından dikkat çekicidir. Dernek olarak, üyelerimizin uluslararası standartlarda hizmet sunmasını desteklemek amacıyla eğitim, mevzuat takibi ve sektörel iş birliği çalışmalarını sürekli yürütüyoruz.
Hem Türkiye hem de global anlamda 2025 yılsonu tahminlerinizi paylaşır mısınız?
2025 sonunda Türkiye sigorta pazarı toplam prim üretiminin 30 milyar dolarlara varacağını öngörüyoruz. Bu artışın arkasında enflasyon etkisinin yanı sıra, dijitalleşme, DASK sonrası yeni afet modeli, siber ve yönetici sorumluluk sigortalarında büyüme gibi yapısal faktörler olacak.
Globalde ise iklim riski, jeopolitik tansiyon ve finansal kırılganlıklar nedeniyle sigorta ve reasüransın "sistemsel risk yönetimi aracı" olarak konumlandığı bir döneme giriyoruz. Türkiye’deki brokerler için bu, hem yerli müşteriye yeni ürünler sunma hem de uluslararası kapasiteye daha güçlü erişim anlamına geliyor.
Reasürans maliyetleri arttı
Jeopolitik, iklimsel, doğal afetler gibi risklerin artması reasürans tarafını nasıl etkiliyor? Bu durum sigortacılık sektörüne yansımasını yorumlar mısınız?
Jeopolitik gerilimler, iklim değişikliği ve artan afet frekansı reasürans piyasasını doğrudan etkiliyor. 2023 ve 2024 yıllarında artan deprem, sel, orman yangını gibi hasarlar, reasürans maliyetlerinde ciddi artışlara yol açtı. Bu durum hem sigorta şirketlerinin hem brokerlerin fiyatlama stratejilerini yeniden kurgulamasına neden oldu. Sigortalılar açısından ise teminat erişimi zorlaştı; özellikle büyük sanayi risklerinde limit bulmak zorlaştı. Brokerler burada devreye girerek, hem alternatif kapasite arayışı (örn. MGA’lar, parametrik çözümler) hem de yerli-yabancı kapasiteyi birlikte sunma noktasında çözüm üretici bir rol üstleniyor.
source