“Risk analizinde yapay zekâlı sistemler devreye girecek”
Sevilay ÇOBAN
Özellikle 2007 yılında çıkan Sigortacılık Kanunu ve ardından gelen düzenlemelerin, sigorta ve reasürans brokerliği sektörünün kurumsallaşmasını ve profesyonelleşmesini sağladığını kaydeden Doğan Sigorta Brokerlik CEO'su Selcen Gür, “Reasürans tarafında da benzer bir gelişim görüyoruz. Türk brokerleri artık sadece yerel sigorta şirketleriyle değil, Londra ve Dubai piyasası başta olmak üzere global reasürans devleriyle birebir çalışıyor. Bu da hem fiyatlandırmada hem de teminat kapsamlarında daha rekabetçi ve yaratıcı çözümler üretmemizi sağlıyor” dedi.
Gür, Türkiye'de faaliyet gösteren brokerlerin, dijitalleşmeye yatırım yaptığını, sektörel uzmanlığın geliştiğini ve müşterilerine bütüncül risk yönetimi hizmeti sunduklarını ifade ederek, “Elbette yolun başında olduğumuz alanlar da var; özellikle sigorta okuryazarlığı, alternatif reasürans modelleri ve iklim riskleri gibi konularda daha kat edecek çok yolumuz var. Ancak doğru yolda ilerliyoruz” diye konuştu.
Türkiye sigorta sektörünün bugün yaklaşık 500 milyar TL'ye yaklaşan yıllık prim üretimiyle oldukça güçlü bir ekonomik hacme sahip olduğuna işaret eden Gür, şunları söyledi: “Bu büyüklük içinde brokerlerin aracılık ettiği prim tutarı ise yaklaşık %20 -25 civarında. Yani kabaca 100- 125 milyar TL’lik bir hacim brokerler üzerinden dönüyor diyebiliriz. Bu, oldukça önemli bir oran ve her yıl artış gösteriyor.
Özellikle reasürans tarafında ise hacim daha konsantre ama daha teknik; burada brokerlerin rolü çok daha kritik. Örneğin, büyük enerji projeleri, altyapı yatırımları, havacılık, denizcilik ya da endüstriyel riskler gibi alanlarda genellikle doğrudan sigorta şirketlerine değil, brokerler aracılığıyla uluslararası reasürans piyasalarına çıkılıyor. 2023'te sadece mega projeler özelinde brokerlerin aracılık ettiği reasürans prim hacmi 1 milyar doların üzerindeydi.”
Hacim hem artıyor hem çeşitleniyor
Bu hacimin sadece bir satış değil; aynı zamanda riskin doğru yönetilmesi, teminatların doğru yapılandırılması ve hasar anında da sürecin etkin yönetilmesi anlamına geldiğine vurgu yapan Gür, “Ayrıca şunu da eklemek isterim: Sektör dijitalleşme ve yeni ürün çeşitliliği ile büyümeye devam ediyor. Siber güvenlik, iklim riski, parametrik sigortalar gibi alanlar yeni hacimlerin oluştuğu, brokerlerin de burada daha aktif rol aldığı segmentler. Dolayısıyla hacim sadece artmıyor, aynı zamanda çeşitleniyor” dedi.
Global reasürans brokerliği pazarının sigorta dünyasının bel kemiğini oluşturan kritik bir yapı olduğuna değinen Gür, 2024 verilerine göre, dünya genelindeki reasürans piyasasının hacminin yaklaşık 500 milyar dolar seviyesi olduğunu, bunun önemli bir kısmının da büyük reasürans brokerleri aracılığıyla yönlendirildiğini kaydetti.
Mülkiyet afet sigortasında fiyatlar %30-40 yükseldi
Gür, artan riskleri son yıllarda reasürans pazarını şekillendiren en önemli faktör olarak nitelendirerek, şunları söyledi: “Jeopolitik gerginlikler, iklim değişikliğine bağlı aşırı hava olayları ve büyük doğal afetler, reasürans şirketlerinin hem iştahını hem de fiyatlama modellerini köklü biçimde değiştirdi. Örneğin, 2023’te sadece deprem, fırtına ve sel gibi olaylardan kaynaklı global afet hasarları 120 milyar doları aştı.
Bu, son 10 yılın ortalamasının oldukça üzerinde. Bu artan risk ortamı, reasürans maliyetlerini yukarı çekti. Özellikle mülkiyet afet sigortası segmentinde fiyatlar %30-40 oranında arttı. Bu durum sigorta şirketlerinin maliyetlerine doğrudan yansıyor; onlar da doğal olarak bu artışı poliçe fiyatlarına yansıtmak zorunda kalıyor.”
Gür, bu değişimin aynı zamanda fırsatlar da yarattığına işaret ederek, “Örneğin, parametrik sigorta ürünleri, iklim riskleri karşısında daha öngörülebilir ödeme mekanizmaları sunduğu için hızla yayılıyor. Türkiye de bu dönüşümün dışında değil. Artık Türk brokerleri olarak bizler de, yurtdışındaki reasürans kapasitesini sadece bulmakla kalmıyor, aynı zamanda modelleme, risk mühendisliği ve yeni ürün tasarımı gibi süreçlere aktif katkı sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.
2025 yılı sonu itibariyle hem globalde hem Türkiye’de sigorta ve reasürans sektöründeki büyümenin sadece hacimle değil, kalite ve uzmanlıkla tanımlanacağını dile getiren Gür, “Küresel ölçekte prim üretiminin 7,5 trilyon dolara yaklaşması bekleniyor. Bunun yaklaşık 550 milyar dolarlık kısmı reasürans segmentinden gelecek. İklim kaynaklı doğal afetler, siber riskler ve jeopolitik belirsizlikler reasürans talebini ciddi oranda artırıyor.
Türkiye özelinde ise sektörün yılsonunda yaklaşık 600 milyar TL prim üretimine ulaşması bekleniyor. Bu büyümede kurumsal sigortalar, mühendislik ve siber risk branşları ön planda olacak. Aynı zamanda sektörde dijitalleşme, risk analitiği ve uzmanlaşma daha belirleyici hale geliyor” dedi.
Amaç, dünyaya uzanan bir risk yönetimi köprüsü kurmak
Doğan Sigorta ve Reasürans Brokerliği olarak, 2024 yılındaki büyüme hedeflerine zorlanmadan ulaştıklarını aktaran Selcen Gür, şöyle konuştu: “2025 için de aynı şekilde hedeflerimizi gerçekleştireceğimizi öngörüyoruz. Bunun önemli bir kısmı, özellikle denizcilik, havacılık, enerji ve özel risk branşlarında üstlendiğimiz büyük projelerden geliyor.
Uluslararası brokerlik faaliyetlerimizi de büyütüyoruz. Londra, Dubai, Münih ve Singapur gibi reasürans merkezlerinde aktif iş ortaklıklarımız var. Amacımız, Türkiye’den dünyaya uzanan bir risk yönetimi köprüsü kurmak. Bu yıl aynı zamanda, yapay zekâ destekli risk analiz sistemimizi devreye alıyoruz. Bu sistem, müşterilerimize daha hızlı, daha doğru ve teknik temelli çözümler sunmamıza olanak tanıyacak. Operasyonel verimlilik ve teknik mükemmeliyet bizim için temel öncelikler.”
source