Yılmaz, bu büyümenin arka planında hem artan kurumsal riskler hem de reasürans çözümlerine olan ihtiyacın artmasının yer aldığına işaret ederek, “Böyle bir ortamda, brokerliğinin hacmi de artan şekilde büyüyor.
Özellikle yüksek riskli sektörlerde, yurtdışı kapasiteye erişim ihtiyacı artarken; brokerlerin sağladığı yapılandırılmış çözümler çok daha kritik hale geliyor. Türkiye’de brokerlik hizmetlerinin yalnızca aracılıktan çıkıp, stratejik danışmanlığa evrildiği bir dönemdeyiz. Bu da pazarın hem nitelik hem hacim açısından geliştiğini gösteriyor. Türkiye’de Mayıs 2025 sonu itibariyle brokerlerin pazardaki payı (hayat dışı) yüzde 18,2 seviyesine gelmiş bulunuyor” dedi.
Howden olarak, 100’den fazla ülkede faaliyet gösterdiklerini anlatan Yılmaz, “2023’te TigerRisk firmasını satın aldıktan sonra dünyanın önde gelen bağımsız reasürans brokerlerinden biri haline geldiğimizi söyleyebiliriz. Türkiye’nin 6 ilinde 7 şube ve 250’yi aşkın çalışanımızla, bölgesel farkındalığı yüksek, müşteriye özel hizmet sunan bir yapıya sahibiz.
İstanbul Finans Merkezi’ndeki yeni ofisimizle birlikte artık sadece Türkiye’ye değil, Orta Asya ve Balkanlar gibi çevre coğrafyalara da hizmet sunan bir bölgesel merkez konumuna geldik. Hedefimiz, Türkiye’yi Howden’ın global vizyonu içinde stratejik bir sigorta ve reasürans üssüne dönüştürmek. Sadece büyümeyi değil, aynı zamanda sektöre değer katmayı önemsiyoruz” diye konuştu.
Jeopolitik belirsizlikler, iklim değişikliği ve doğal afetlerin artışı, reasürans piyasasında hem risklerin hem de maliyetlerin yükselmesine neden olduğunu belirten Yılmaz, “Bu tür risklerin büyümesi, reasürans kapasitesinin daha dikkatli yönetilmesini gerektiriyor. Artan taleple birlikte fiyatlamalar yükselirken, sigorta şirketleri de risk yönetimini ve fiyatlandırmayı daha hassas yapıyor. Risklerin karmaşıklığı arttıkça, sigorta çözümlerinin daha esnek, kişiye ve sektöre özel olması öne çıkıyor. Bu da sektörde inovasyonu ve veri odaklı yaklaşımı zorunlu kılıyor” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, 2025 yılsonuna dair tahminlerini de paylaşarak, şunları söyledi: “Türkiye’de prim üretiminin büyüme trendini sürdürmesi, özellikle hayat dışı branşlarda güçlü performans göstermesi bekleniyor. Enflasyonun yavaşlaması ve global kapasite artışı, fiyatlamalarda dengelenmeye yol açabilir. Global pazarda ise iklim riskleri, siber tehditler ve jeopolitik belirsizlikler sektörde dalgalanmalara neden olsa da, genel büyüme trendi devam ediyor. Sigorta ve reasürans şirketlerinin inovasyona, teknolojik çözümlere ve risk yönetimindeki esnekliğe daha fazla yatırım yapacağı bir yıl olacak.”