Hızla gelişen savunma sanayii, teknoloji ve mühendislikte çağ açıyor

Jeostratejik gelişmeler, ül­kelerin savunma yakla­şımını yeniden şekillen­diriyor. Tarafların cephelerde karşılaştığı savaşlardan terör tehdidini gündeme taşıyan asi­metrik savaşlara kadar genişle­yen tehdit algısı, ayrıca açık de­nizde ticaret gemilerini korsan­lık faaliyetlerine karşı korumaya kadar ilerliyor. Bununla birlikte dijital teknolojilerin yaygın kul­lanımının artmasıyla ülkelerin siber alandaki güvenlik ihtiyaç­ları da artıyor. Savunma konsep­tinin daha geniş bir alanı kap­saması, savunma sanayiine de yansıyor. Tehdit algısının çeşit­lenmesi, savunma sanayiinden beklenen çözümleri de artırıyor.

Savunma alanında jeopolitik gerilimlerin sürmekte olduğunu ve bu durumun ülkeleri savunma harcamalarını artırmaya ittiği görülüyor. Stockholm Uluslara­rası Barış Araştırmaları Enstitü­sü’ne (SIPRI) göre küresel gü­venlik 2024 boyunca olumsuz bir seyir izledi. SIPRI’ye göre bu kö­tüye gidişin kalıcı bir hal aldığı­nın göstergeleri arasında Etiyop­ya, Gazze, Myanmar, Sudan ve Ukrayna'daki büyük silahlı çatış­malar yer aldı. Bu dönemde kü­resel askeri harcamalar, üst üste 10 yıl artış göstererek 2024’te 2.7 trilyon doları aştı.

Türkiye ise savunma sanayi­inde son 20 yılda hızlı bir atılım gösterdi. 2002 yılında 248 mil­yon dolar olan savunma ve havacılık ihracatı 2025 yılına gelindiğinde yaklaşık 29 kat ar­tış göstererek 7.15 milyar dola­rı buldu. Bu alanda hızla gelişen Türkiye'nin ev sahipliğinde ger­çekleştirilen uluslararası IDEF (International Defence Industry Fair) 17’nci kez kapılarını ziya­retçilere açtı.

Dünya genelinde farklı ülke­lerden devlet ve özel sektör yet­kililerinin katıldığı, yeni ürün ve teknolojilerin ilgilileriyle buluş­tuğu IDEF, 2023 yılında 54 ülke­den bin 461 katılımcı firmayı ve 107 ülkeden 94 bin 198 profes­yonel ziyaretçiyi ağırlamıştı. Ka­tılımcılar ve ziyaretçilerin yanı sıra 78 ülkeden ve 3 uluslararası kuruluştan 187 heyetin ağırlan­dığı fuarda, 141 imza töreniyle ulusal ve uluslararası sözleşme­lere imza atıldı. Her coğrafyadan katılımcı ve profesyonel ziyaret­çiyi buluşturmayı hedefleyen fu­ar, 2025 yılında da yeni iş birlik­lerini hedefliyor. Başta ABD ol­mak üzere daha önceki yıllarda fuarda katılımcı olarak yer alma­yan ülkelerden firmaların bu yıl fuara çok güçlü bir katılım gös­termesi bekleniyor.

Mühendislikten yazılıma çözümler geliştiriyor

Bursa Ticaret ve Sanayi Oda­sı (BTSO) ve KFA Fuarcılık Yö­netim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Türkiye’nin savunma sa­nayiinde son yıllarda sergiledi­ği atılımın sadece askeri alanda değil, aynı zamanda yüksek tek­noloji ve inovasyon gücüyle küre­sel çapta dikkat çektiğini belirt­ti. Başkan Burkay, “Bugün yerli ve milli ürünlerle donatılmış bir savunma sistemine, modern sa­vaş uçaklarına ve denizaltılara sahibiz. Bu başarılar, askeri ka­pasitemizin ötesinde, ülkemizin teknoloji, mühendislik ve yazı­lım gibi alanlarda ulaştığı sevi­yeyi gösteren güçlü bir vitrindir” dedi. Savunma sanayiinin günümüzde mühendislik­ten yazılıma kadar kendi çözümlerini geliştirdiğinin altını çizen Burkay, Türk savunma sa­nayisinin özgün ve yüksek tekno­lojili ürünler üretebilen bir kapa­siteye eriştiğini söyledi.

“Konsepti yenileniyor, stratejik yenilikler hayata geçiyor”

IDEF 2025 kapsamında bu yıl birçok yenilikçi unsurun devre­ye alınacağını ifade eden Burkay, şu bilgileri paylaştı: “Görüşme­ler Platformu bu yıl daha da ge­nişletilerek yerli ve yabancı da­ha fazla kurumun planlı iş görüş­meleri yapabileceği bir yapıya taşınıyor. IDEF Talks ile ulusla­rarası uzmanların sektörel pa­neller ve seminerlerle katkı sağ­layacağı güçlü bir içerik progra­mı oluşturuldu. Defence Trends 2025 platformunda savunma sa­nayi ile doğrudan veya dolaylı ilişki içindeki en yeni teknoloji­ler sergilenecek. The Defenders of Tomorrow adlı özel alanda ise inovatif teknolojiler geliştiren girişimlerin ve yenilikçi ürünle­rin öne çıkacağı vizyoner bir at­mosfer kurgulandı.”

Fuar, Türkiye’nin vizyonunu sergileyecek

Fuarın, sadece İstanbul Fuar Merkezi’yle sınırlı kalmayacağı­nı belirten Başkan Burkay “Bu yıl IDEF 2025, İstanbul Fuar Merke­zi’nin tamamını kapsayacak şe­kilde 11 holde düzenlene­cek. Ayrıca Atatürk Havalimanı, Ataköy Marina ve WOW Conven­tion Center olmak üzere toplamda 4 farklı lokasyonda gerçekleştiri­lecek” şeklinde konuştu. Atatürk Havalimanı’nda Türkiye’nin uzay ve havacılık alanında geliştirdiği yeni nesil platformlar, Ataköy Ma­rina’da ise deniz savunmasında stratejik öneme sahip teknolojiler, savaş gemileri, denizaltılar ve am­fibi sistemlerin sergileneceğini söyleyen Burkay, “Geçit törenleri, uçuş gösterileri, sergiler, projeler ve ürün lansmanlarıyla dünyanın en özgün savunma fuarı konsepti­ni hayata geçirmeye hazırlanıyo­ruz” dedi.

“Geleceğe katkı sunmaya devam edeceğiz”

IDEF 2025’in Türkiye’nin mil­li güvenlik stratejisinin yanı sı­ra milli ekonomi hedefleri bakı­mından da büyük bir değer taşıdı­ğını vurgulayan İbrahim Burkay, “Savunma ve havacılık sanayi­mizin sürdürülebilir büyüme­si için önümüzdeki süreçte ih­racat ve uluslararası iş birlikle­rinin geliştirilmesi kritik öneme sahip. IDEF 2025’in bu yönde yeni kapı­lar aralaya­cağına ina­nıyorum” ifadesini kullandı.

“Müttefiklerimize ithafen; kötü komşu adamı mal sahibi yaparmış”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17’nci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nın (IDEF) kendi alanında küresel ölçekteki en büyük ve en etkili ilk üç fuardan biri olduğunu belirterek, “Burada bir milletin bağımsızlık yürüyüşüne şahit oluyoruz. Kendi gök kubbesinde, kendi kanatlarıyla yükselen bir ülkenin hikayesini görüyoruz” değerlendirmesini yaptı.

Savunma sanayiinde Türkiye’nin dışa bağımlı olmasının sonuçlarını geçmişte pek çok kez tecrübe ettiklerine atıfta bulunan Recep Tayyip Erdoğan, geçmiş yıllardaki acı tecrübeleri şu sözlerle özetledi: “1960'lı yıllarda Kıbrıs hadiselerinde ve 1990'lı yıllarda terörle mücadelede maalesef dost ve müttefik ülkelerden yeterli desteği alamadık. Kıbrıs Türk'ünün hak ve hukukunu korumak amacıyla gerçekleştirdiğimiz 1974 Barış Harekatı sonrasında ambargolar adeta zirveye çıktı.

Bakım için gönderdiğimiz uçaklar alıkonuldu, hatta bunun için ülkemize hangarda saklama borcu çıkartıldı. Telsiz gibi en temel iletişim araçları dahi bir süre ülkemize verilmedi. Esad rejimiyle yaşadığımız gerilimde yine aynı ahde vefasızlığı gördük. Hava savunma kapasitemizi güçlendirme arayışlarımızda karşımızda hep kapı duvar bulduk. Öyle ki hava sahamızın sürekli ihlal edildiği günlerde yangından mal kaçırırcasına, hava savunma sistemleri ülkemizden sökülüp götürüldü.”

Libya'dan Karabağ'daki işgalin sonlandırılmasına kadar pek çok yerde benzer uygulamaların devam ettirildiğini anımsatan Erdoğan, ataların "Kötü komşu adamı mal sahibi yaparmış" sözünü hatırlatarak, Türkiye'yi de dost ve müttefiklerin savunma sanayiinde mal sahibi yaptığını sözlerine ekledi. Erdoğan, “Bugün geldiğimiz noktada Türkiye savunma sanayii ürünleriyle dünya piyasalarına mührünü vuruyor. Tasarımdan seri üretime, Ar-Ge çalışmalarından ve inovasyon sürecine Türk savunma sanayiine çağ atlattık” dedi.


source