CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün Ankara Yenimahalle’deki Demetevler Semt Pazarı’nı ziyaret ederek burada pazar esnafı ve vatandaşlarla bir araya geldi.
Özel’e; Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer ile Ankara Milletvekilleri Aliye Timisi Ersever ve Adnan Beker eşlik etti.
“BAŞKANIM KURTAR”
Özel uğradığı ilk tezgahta “Başkanım bizi kurtar. İşler çok kötü” diyerek karşılandı. Pazarcılığın dedesinin mesleği olduğunu söyleyen Özel, “Dedem 90’lı yaşlarında pazara çıkıyordu. Bunları kendisi üretiyordu. Biz böyle satıyorduk. Benim de mavi muşambadan önlüğüm vardı” dedi.
“LİMON YÜZDE 100 ARTMIŞ AMA…”
Özel, limonun kilosunun 150 lira olduğunu görünce geçen sene fiyatının ne kadar olduğunu sordu. Esnaf geçen sene 50 lira olduğunu söyleyerek, “Allah’ın her günü 15 lira koyuyorlar. Önce 60 liraydı, şimdi 15 lira koya koya 150 TL’ye geldi” dedi.
Havucun fiyatının geçen yıldan bu yana yüzde 100 arttığını söyleyen Özel, “Ama TÜİK bir hesap yapıyor. Enflasyon yüzde 35. Ondan sonra da dönüyor, memura ona göre zam veriyorlar, emekliye ona göre, ona göre de değil daha da altında veriyor” dedi.
“BÜYÜK MARKETLER BİR GÜN KAPALI OLACAK”
Pazar esnafının bir asgari ücretlinin pazara gelemediğini, alışveriş yapmasının imkansız olduğunu söylemesi üzerine Özel “Birkaç sene önceye göre sattığınız mal miktarı ne durumda? Aynı mı, yarısını mı, üçte birini mi” diye sordu. Esnaf, “Üçte birini bile satmıyoruz. Marketler bayağı etkiliyor bizi. Kredi kartları olduğu sürece ufak esnaf eziliyor” dedi.
Özel, şöyle konuştu:
“Gelecek seçime gideceğiz ya, millete bir şey söyleyeceğiz. Bizim programda şu var: Bu büyük marketler haftada bir gün kapalı olacaklar. Çünkü hem çalışanlar tatil yapsın hiç olmazsa, bir de esnafa bir günlük bir nefes aldırsın. Diyoruz ki bu büyük marketlerin şubeleri, o semtin pazarı ne günse o gün kapalı olsun. Nasıl olur? 25 sene önce Tayyip Bey ilk geldiğinde bunun sözünü vermişti, yapmadı. Bir de küçük küçük yavrularından binlerce oluştu Türkiye’de. 100 binin üstünde.”
MISIRIN TANESİ 20 TL
Mısır tezgahına uğrayan Özel esnafın şu ifadeleriyle karşılaştı:
“Alım gücü zor. Millet alamıyor. Mısırın tanesi 20 lira. Halk zorlanıyor, yani gerçekten halk zorlanıyor. 20 liraya mısır, zaruri bir ihtiyaç da değil. Almıyorlar.”
Bir esnafla sohbet eden Özel, patlıcanın kilosunun geçen yıl 15 lira olduğunu, bu yıl 40 liraya çıktığını öğrendi. Özel bunun üzerine, “Bu pazarda her şey iki katına çıkmış bir sene içinde” dedi.
Esnaf ise “Milletin alım gücü düştü, millet fakirleşti. Milletin gözü artık bir şey görmüyor; geçim görüyor” karşılığını verdi.
Bamya satılan bir tezgaha uğrayan Özel, bamyanın kilosunun 250 lira olması üzerine, “Pazarda her şey iki katı artmış, bir tek maaşlar artmamış” dedi.
Bunun üzerine esnaf şöyle konuştu:
“Sebze-meyvede şu andaki olan rezillik, hiçbir şeyde yok. Tarladaki fiyatı ayrı, yolda gelen fiyatı ayrı, pazar fiyatı ayrı, market fiyatı başka bir boyutta. Bu mal pazara gelene kadar beş tane elden geçiyor. Her şey parayla yapılıyor. 54 lira bizim arabalar mazot alıyor. Ben kendim domates satıyorum. Bizim pazarda sattığımız domates 15 lira, 12 buçuk lira. Köylünün eline 3 lira geçiyor. Bu çiftçi nasıl ekecek, nasıl dikecek, bu vatandaş neyi neyle yiyecek? Bir kilo bamya 250 lira. Bir kilo kiraz 500 lira. Genelleme konuşuyorum, Türkiye’de yüzde 90 halk, evine bir kilo kiraz götüremememiştir, mümkünatı yoktur.”
Özel bu sözler üzerine oranın yüzde 95 olduğunu belirtti. Özel ile esnafın konuşmasını dinleyen bir kadın ise şöyle konuştu:
“Ben daha bir şeftali alıp da yemedim kardeşim, ne diyorsun sen? Kayısı alıp da yemedim. Memur maaşıyla geçiniyorum.”
“ÜÇ ÇOCUĞUMU NASIL OKUTACAĞIM”
Esnaf şöyle devam etti:
“Şeftali toptancı halde 80-90 lira ama insan alamıyor. Sorsam emeklidir, aldığı 14-15 bin lira. Bu insan bir de kira olursa nasıl yapacak? Kendimden pay biçiyorum. Üç çocuk var bende. Birini üniversiteye hazırlıyorum, biri ilkokula gidiyor, biri de bitirdi. Benim bu bütçeyle çocukları okutma şansım sıfır. Ben bu çocukları nasıl okutacağım?
Bunun üzerine Özel, “Patates tarlada 5 lira, burada 25. Orada 5 liraya alan yok, burada 25 liraya satan yok. Böyle acayip bir iş” dedi.
“ERKEN SEÇİM LAZIM”
Özel’i pazarda gören bir vatandaş ise kendisine şöyle seslendi: “Düzenin tez elden değişmesi lazım. Erken seçim olması lazım. Ben 72 yaşındayım. Ben hayatımda böyle şey görmedim. İnsanın deliresi geliyor. Pazara gelince insanın aklı şaşıyor. 23 sene sonra geldiğimiz noktaya bak. Böyle bir düzen var mı? Allah var, Allah’tan korkun.” aynı vatandaş, Özel’in “Tayyip bey gelip dolaşıyor mu buraları hiç” sorusuna ise “Nerede gelecek” diye karşılık verdi.
“10 TON DOMATES SATIYORDUM ŞİMDİ 100 KİLO”
Kabak ve salatalık satan bir esnafı ziyaret eden Özel, “İşler nasıl” sorusunu sorunca esnaf şunları söyledi:
“İşler çok düşük. Vatandaşın alım gücü yok. Geçen seneye göre çok düşük. Sene seneyi aratıyor yani. Eskiden bir yerde 10 ton domates satılıyordu, şimdi 100 kilo. 10 ton domates sattığımı gördüm. Şimdi işler çok düşük.”
Özel, pazarda simit satan esnafla da sohbet etti. Simitçi Özel’e; çocuğunun polis olduğunu, FETÖ soruşturmasından beraat ettiğini ama göreve iade edilmediğini anlattı. Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’dan yardım isteyen esnafa Özel şunları söyledi:
“Senin dediğin şey şu: kanun hükmünde kararnameyle dünya kadar memuru, polisi attılar. Dediler ki ‘Sen FETÖ’cüsün. Bu adamlar mahkemeye gitti, mahkemede bazısı hiç mahkemesini yapmadan dedi ki ‘Kovuşturmaya gerek yok.’ Bazısı da beraat etti. Bu insanların görevine iade edilmesi lazım. Görevine iade etmiyor. ‘Bu insanlar ne yiyecek’ deyince de ‘Ağaç kabuğu yesin’ diyor, dalga geçiyorlar. Tut ki senin çocuk gitti, belediyeye girecek. ‘Alamazsın, sen de suç işlersin’ diyor. Şimdi bak, biz iktidar olunca ben FETÖ’ye karşıyım ama mahkeme bu adama, ‘Sen FETÖ’cü değilsin’ dediyse ya da ‘Yargılanmana gerek yok, göreve iade’ dediyse bunların hepsi göreve iade olacak. Suçlu olanlar değil, darbeye karışanlar değil ama seninle oğlan gibi mahkemede demiş ki ‘Senin bir şeyin yok kardeşim’ hepsi biz geldiğimizde göreve iade olacak.”
“PAZARA ÇIKAMAYANLAR DÜŞÜNSÜN”
Pazarda alışveriş yapan bir vatandaş Özel’i görünce şunları söyledi:
“Meyveleri, sebzeleri görüyoruz. Siz de görüyorsunuz. Görmeyenler de görsün. Sizi çok seviyoruz. Her şeyinizden çok memnunuz. Hatta inşallah daha iyi yerlere gelirsiniz de şu şeyden halkı kurtarırsınız bir an önce. Bıktık yani.”
Özel ise bu sözlere karşılık şöyle konuştu:
“Ne mutlu bana. Benim milletvekillerini seviyorsunuz, belediye başkanlarını seviyorsunuz, beni seviyorsunuz. Tayyip bey düşünsün gerisini. Pazara çıkamayanlar düşünsün.”
Mısır satılan bir tezgaha giden Özel, esnafın ricası üzerine pazar önlüğü giyip fotoğraf çektirdi.
“AKŞAMÜSTÜ GELİN AĞLAMA SESİ DUYARSINIZ”
Domates tezgahını ziyaret eden Özel’e esnaf şu sözlerle dert yandı:
“Alışverişler kötü, iyi değil. Pazar dedin mi, çocukların, ailelerin geleceği bir ortamdır. Vatandaş öyle olmuş ki çocuklarını pazara getiremiyor. Çocukları 1 kilo muz ister, 1 kilo üzüm ister diye korkudan getiremiyor. Ekonomi harbiden çok kötü. Sizden başka da bir umudumuz yok Başkanım. Millet çocuğunu getiremiyor. Siz akşamüstü gelin, burada ağlama sesi duyarsınız. Üzüm isteyen, muz isteyen, armut isteyen çocuklar var. Millet olarak zor bir durumdayız. Biz pazarcı olarak üzülüyoruz bu duruma, çok üzülüyoruz.”
“TATİLE KAÇTILAR”
Bunun üzerine Özel, pazarda dağıtılan broşürlerin fotoblok olarak basılmış halini eline alarak esnafa gösterdi ve şöyle konuştu:
“Bu işi kurtaracak olan işi söyleyeyim: Bunları benim imzamla Meclis’e verdik. Bunları oylamadan kaçtılar, tatile gittiler. Asgari ücret 30 bin lira olsun. Şimdi 22 alıyor, ayda 8 bin lira fazla cebine girse pazara getirmez mi çocuğunu, getirir. En düşük emekli maaşı asgari ücret olsun. Şimdi 16 bin lira alıyor. Asgari ücret 22 ama biz 30 olsun diyoruz. 16 bin lira alan emekli 30 bin lira alsa hareketlenmez mi pazar, hareketlenir. Memurların emekli aylığına seyyanen zam sözü verdi. Geçen sene 8 bin, bu sene 8 bin; 16 bin lira. Daha bu zammı yapmadı. Biz hepsinin kanun tekliflerini verdik. Bunları yapmadan tatile kaçtılar.”
Bunun üzerine esnaf şöyle konuştu:
“Ben kendim meyveciydim. Meyveyi bıraktım, satamadım, vatandaş alamıyor. Böyle şeyler konuşulmaz, burada bir tane kayısı 10 lira tutar mı? Tanesi 10 lira. Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük parası 200 lira, 1 kilo armut 250 lira. Biz bu durumdayız. Bu tezgahın hepsini satsam bin 500 lira kalıyor. Ne kalabilir ki?”
News
