"Sorunlu Çocuk' kavramı paylaşımı
Türkiye'de bir süredir, 'çocuk suçlular' kavramı vicdanları yaralayan cinayetler nedeniyle gündemde yer alıyor. İstanbul Kadıköy'de vahşice öldürülen 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi cinayeti ve benzeri bazı olaylarda katillerin 18 yaş altında olması, gözleri bu konudaki yasalara çevirdi.
'Çocuk suçlular'da toplum vicdanını yaralayan ceza indirimleri tartışılırken, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da, "Bu noktadaki çalışmalarımız devam ediyor. Önümüzdeki günlerde de milletvekillerimizin takdirlerine çocuk yargılamalarıyla ilgili yeni bir yargı paketini milletvekillerimizin takdirlerine arz edeceğiz" dedi.
Minguzzi ailesinin avukatı Avukat Dr.Rezan Epözdemir de konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Son dönemde vekili olduğumuz canice katledilen biricik yavrumuz Mattia Ahmet Minguzzi’nin faillerinin yargılandığı dosya kapsamında yapılan bir kısım tartışmalara ilişkin kısa bir açıklama yapma zarureti hasıl olmuştur." dedi.
Epözdemir şunları söyledi: 'Suça sürüklenen çocuk' kavramı 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 3. maddesinde 'Kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuk' şeklinde tanımlanmıştır. 'Suça sürüklenmiş çocuklar mağdurdur' şeklindeki açıklama hem hukuken hem de vicdanen kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Aksinin kabulü halinde ceza yargılaması sujesi olan faille mağdur sıfatı aynı kişide birleşmiş olur ki bu hukuken mümkün değildir. Başta Sayın Mahmut Tanal olmak üzere (sonradan düzeltilse dahi) bir kısım meslektaşlarımızın da bu yaklaşımı esas alarak kamu vicdanının bu kadar rahatsız olduğu bir süreç hakkında müvekkil aileyi üzen açıklamalar yapması son derece talihsiz olmuştur.
Çocuk yargılamasında çocuğa kelepçe takılmaması, Cumhuriyet Savcısının huzurunda ifadesinin alınması, zorunlu müdafi görevlendirilmesi, cezaevinde yetişkinlerle birlikte kalmaması, ceza infaz kurumunda eğitimine devam edebilmesi, şartla salıverilme ve denetimli serbestlik süresiyle ilgili değişiklikler yapılabilmesi çocuk muhakemesinin doğal sonucudur. Fakat ceza hukuku suçun nedeniyle ilgilenmez. Suçun nedeni ancak suç genel teorisinde manevi unsur başlığı altında kast kapsamında değerlendirilebilir. Suçun nedeni yine TCK madde 29’daki haksız tahrik kurumu ve madde 62’deki takdiri indirim sebepleri bakımından değerlendirme konusu olabilir.
Bir başka anlatımla sokağa terk edilen ve yeterli eğitim alamayan failin bir kimseyi öldürmesi halinde sokağa terk edilmiş olması yahut eğitim düzeyi cezada indirim sebebi sayılmaz ve failin işlemiş olduğu kasten öldürme suçunu da meşru ve hukuka uygun hale getirmez. Zira bir eylemin suç olup olmadığının ve suç karşılığı verilecek olan yaptırımın tespitinde suçun işlenmesindeki neden belirleyici değildir. Bir diğer mesele TCK madde 31’de yaş küçüklüğünün ceza sorumluluğunu azaltan ve ortadan kaldıran neden olarak düzenlenmesidir.
"YAŞ KÜÇÜKLÜĞÜ TAKDİRİ İNDİRİM SEBEBİ OLMALI"
Bu konuda mukayeseli hukukta Kara Avrupası ve Anglo Sakson hukuk sisteminde çeşitli düzenlemeler mevcuttur. Kanaatimce özellikle suç canavarca hisle ve eziyet çektirerek işleniyorsa, örgütlüyse, tasarlanmışsa, topluma ve kamu düzenine karşı ciddi bir tehdit oluşturuyorsa ve failin işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını anlama ve davranışlarını yönlendirme yeteneği tamsa Fransız Ceza Hukuku'ndaki gibi yaş küçüklüğü mahkemenin takdiriyle bir indirim sebebi olarak uygulanmayabilir.
Dolayısıyla vahşice, canavarca hisle, tasarlayarak, eziyet çektirerek, bir örgütün faaliyeti kapsamında, sırf suç işlemek için suç işleniyorsa yahut fail suç işlemeyi alışkanlık haline getirmişse yani itiyadi suçluysa yaş itibariyle çocuk sayılsa da Fransız Ceza hukukundaki gibi 'Hukukla Sorunlu Çocuk' olarak nitelendirilmeli ve mahkemenin takdiriyle yaş küçüklüğü burada bir indirim sebebi olarak uygulanmayıp fail yetişkin gibi cezalandırılabilmelidir. Yani yaş küçüklüğü kurumu ceza sorumluluğunu ortadan kaldıran veya azaltan takdiri indirim sebebi olmalıdır. Nitekim bu konuda yapılacak olan çalışma ve infaz düzenlemesinde de mutlaka belirtilen hususlar dikkate alınmalı ve yeni düzenleme bu perspektifte yapılmalıdır. Minguzzi ailesinin bu süreçle ilgili temel beklentisi de faillerin en üst sınırdan hiçbir indirim nedeni uygulanmaksızın (24 yıl hapis cezası) emsal mahiyette cezalandırılmasıdır. Buna ilişkin hukuki mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir."
source