Trakya gazından cari açığa 1 milyar TL’lik fren 

Nurdoğan A. ERGÜN

Son yıllarda doğal gaz ve petrol alanında önemli girişimlere imza atılsa da 2024 verilerine göre 65.5 milyar doları aşan bir rakamla Türkiye’nin en büyük ithalat kalemi enerji olmaya devam ediyor. Ancak göstergeler, yer­li üretimin etkisiyle son üç yıl­da, ithalattaki düşüşü ortaya koyuyor. Öyle ki 2023 yılın­da Türkiye’nin enerji ithala­tı 2022’ye göre yüzde 28 aza­lırken, 2024 yılında da yüzde 5.1’lik bir düşüş gösterdi.

Tür­kiye’nin doğal gaz ithalatı da 2023’te bir önceki yıla göre yüzde 7.64 oranında azaldı. Bu düşüşte özellikle Türkiye Pet­rolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) çalışmalarıyla siste­me giren yerli üretim önemli rol oynarken, özel sektör ku­ruluşları da katkılarıyla dik­kat çekiyor. Tekirdağ merkez­li Trakya Havzası Doğal Gaz Şirketi (TBNG) de günlük 250 bin metreküplük doğal gaz üretimiyle bölgedeki sanayi tesislerine enerji desteği ve­riyor. 2024 yılında doğal gaz üretimiyle Türkiye ekonomi­sine 1 milyar TL değerinde katkı sağlayan şirket, cari açı­ğın azaltılması ve yerel istih­damın desteklenmesi nokta­sında da rol üstleniyor.

Şirket­lerinin TPAO’nun ardından özel sektördeki en büyük do­ğal gaz arama ve üretim firma­sı konumunda bulunduğunu söyleyen TBNG CEO’su Sinan Furat, doğal gaz arama ve üre­tim faaliyetlerinin zorlukları­na rağmen, Türkiye’nin enerji bağımsızlığı hedeflerine ulaş­masında hayati rol üstlendik­lerini belirtti. Furat, “Şu anda 80-100 milyon metreküp do­ğal gaz üretiliyor. Bizim gibi 10 firma olsa 1 milyar metreküp yapar. TPO’nun 4 milyar do­lar cirosu var. TPAO sayesin­de 160 milyar TL’lik doğalgaz ve petrol üretildi. Yani 4 mil­yar dolar içeride kaldı” dedi.

Karada üretilen gazın %20’si TBNG’den

“Trakya’nın bereketli toprak­ları altındaki doğal gaz rezerv­lerini ekonomiye kazandıra­rak ülke için önemli bir değer yaratıyoruz” diyen Furat, Te­kirdağ ve Silivri’deki toplam 90 kuyudan günlük 250 bin met­reküp doğal gaz üretimi gerçek­leştirdiklerini bildirdi. TBNG bu üretimle, yaklaşık 60 sana­yi kuruluşunun enerji ihtiyacı­nı karşılarken, Türkiye’de ka­rada üretilen doğal gazın yüz­de 20’sini tek başına temin ediyor. Sinan Furat’ın ifadele­rine göre, 2024 yılında üretilen bu gazın parasal değeri 1 milyar TL’ye ulaştı. Bu, aynı zamanda bu miktardaki gazın yurt dışın­dan ithal edilmemesi anlamı­na geliyor ki bu da Türkiye’nin dış ticaret açığının azalmasına doğrudan olumlu etki yapıyor. Furat, özel sektördeki doğal gaz üreticilerinin sayısının artması durumunda, bunun ülke ekono­misine yapacağı katkının katla­narak büyüyeceğini vurguladı.

Operasyonel maliyetler %150 arttı

Doğal gaz arama ve üretimi, doğası gereği oldukça yüksek riskli ve maliyetli bir endüst­ri olarak kabul ediliyor. Sinan Furat, bu sektördeki zorlukla­rı şu sözlerle dile getirdi: “Mil­yonlar harcar 10 tane kuyu açarsınız bir tanesinden gaz çıkar. Çok büyük yatırımlar. Türkiye şartlarında tek bir do­ğal gaz kuyusu açmanın mali­yeti, derinliğe ve coğrafi koşul­lara bağlı olarak 1.5 ila 2 milyon dolara ulaşabiliyor. Bu, yakla­şık 80 milyon TL’lik bir yatırım anlamına geliyor.”

Bununla birlikte, operasyonel maliyet­lerdeki artışa da dikkat çeken Furat, dolar bazında operas­yonel maliyetlerin yüzde 150 arttığını, vinç gibi temel ekip­manların günlük kirasının bile 10 bin liradan 40 bin liraya fır­ladığını belirtti. Petrol ve doğal gazın yanıcı ve patlayıcı mad­deler olması nedeniyle iş gü­venliğinin de bu sektörün en kritik konularından biri oldu­ğuna işaret eden Furat, “Tüm bu risklere rağmen, TBNG gibi şirketler, yurt dışından sağla­dıkları finansmanlarla bu stra­tejik yatırımları gerçekleştire­rek ülke ekonomisine paha bi­çilmez bir değer katıyor” dedi.

“Sektördeki oyuncu sayısı yetersiz”

Türkiye’de yeraltı kaynak­ları devletin mülkiyetinde olduğu için doğal gazın fiya­tı da devlet tarafından belir­leniyor. Özel sektör firmaları, ürettikleri gazdan elde ettik­leri gelirin bir kısmını dev­lete pay olarak öderken, ku­yu açma izinleri ve çevresel denetimler gibi konularda da devletin sıkı kontrolü altında faaliyet gösteriyorlar.

“Bu du­rum, doğal gaz arama ve üre­tim sektöründe özel sektör­deki oyuncu sayısının neden bu kadar az olduğunu açıklı­yor” diyen Sinan Furat’ın da belirttiği gibi, TPAO dışında Türkiye’de doğal gaz üreti­mi yapan sadece iki özel fir­ma bulunuyor. Futar, “Ancak TPAO’nun, özellikle Karade­niz’deki büyük çaplı doğal gaz keşifleri ve Gabar’daki petrol üretimiyle ülke ekonomisine yaptığı katkı tartışılmaz bir gerçek. Karadeniz’deki gün­lük 10 milyon metreküp doğal gaz üretimi, 5 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacını karşılıyor ve Türkiye’nin enerji bağım­lılığını önemli ölçüde azaltı­yor” ifadelerini kullandı.

“Bölgesel kalkınma için enerji önemli”

Enerji sektöründeki yatı­rımların, sadece ekonomik ra­kamlarla sınırlı kalmayıp, is­tihdam ve bölgesel kalkınma üzerinde de büyük bir etki ya­rattığına dikkat çeken Furat, şunları söyledi: “Özellikle Ga­bar gibi yeni keşif bölgelerin­de, petrol mühendisleri, tek­nik elemanlar ve diğer destek personellerinin istihdam edil­mesiyle binlerce kişiye iş im­kanı sağlanıyor. Gabar’da şu anda 40 tane kule aktif olarak çalışıyor.

Bu Türkiye tarihin­deki en büyük rakam. Bu tür büyük ölçekli projeler, aynı za­manda otel, restoran, temiz­lik ve ulaşım gibi birçok yerel hizmet sektörünü de canlan­dırıyor. Bu sektörün büyüme­si, özellikle Doğu ve Güneydo­ğu Anadolu’da, o bölgeye ina­nılmaz katkı demek.” Furat, aynı zamanda bu yatırımların petrol mühendisliği gibi bö­lümlerden mezun olan gençler için staj ve iş imkanı anlamına da geldiğini söyledi.

“Gabar’daki ortaklık yabancı yatırımın önünü açar”

Enerji sektöründe küresel rekabetin her geçen gün arttığını belirten Sinan Furat, özellikle Çinli firmaların son 10 yılda hem Irak’taki petrol üretiminde hem de sondaj ekipmanları pazarında önemli bir hakimiyet kurduğunu söyledi. Türkiye’nin de bu küresel rekabette daha üst sıralara çıkabilmesi için yatırım ortamını daha cazip hale getirmesi gerektiğine işaret eden Furat, yabancı yatırımcıların Türkiye’nin dinamik siyasi ve ekonomik süreçlerine adapte olmakta zorlandığını, bunun da Batılı şirketlerin son 10 yılda Türkiye’deki yatırımlarında ciddi bir artış görülmemesine neden olduğunu dile getirdi. Furat, “Ancak Gabar’da TPAO’nun Continental Resources gibi global bir firmayla yaptığı ortaklık anlaşması, yabancı yatırımların önünü açabilecek olumlu bir örnek teşkil ediyor” dedi.

“ABD’li petrol şirketleri Türkiye ile ilgileniyor”

Hem Trump yönetiminin hem de yönetimin yakın ilişkiler içerisinde olduğu ABD’li petrol ve doğal gaz şirketlerinin son dönemde Türkiye ile ilgilenmeye başladığını söyleyen Sinan Furat, “Amerika’nın Türkiye büyükelçisi Tom Barak aynı zamanda Suriye özel temsilcisi olarak önemli bir isim. Trump, Tom Barak’ı Ankara büyükelçisi olarak atarken ‘Çok güzel bir ülke. Çok iyi bir lideri var ve benim çok iyi arkadaşım’ dedi. Tom Barak klasik bir büyükelçi değil, iş insanı. Geçmişinde finans, yatırım bankacılığı dahil bir sürü sektör var. Bu Amerika’nın Türkiye’ye ne kadar önem verdiğini gösteriyor” diye konuştu.


source