İş insanı Eren: Enflasyonu düşürmek ve cari açığı azaltmak, ihraç edilen yerli katma değerle mümkün

Özellikle ihracat sanayimizin üretimdeki sığlığına dikkati çeken iş insanı Ali Eren, bunun sanayimiz açısından yapısal bir zaaf olduğunun ve kronik cari açığımızın altında bu zaafın yattığının altını çizdi.

Eren, “ihraç edilen yerli katma değeri (İEYKD) artırmayı hedefe koyan bir ekonomi programı işler hale getirilmeden, ülkemizin  "yapısal cari açık" ve onun kaçınılmaz sonucu olan enflasyon döngüsünden  kurtulması mümkün değildir" diye konuştu.

Türkiye Makine Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Üyesi sanayici Ali Eren, Merkez Bankası’nın yapmış olduğu faiz indirimine yönelik yaptığı açıklamada, “Bir miktar indirim yapılması gerekliydi ve piyasa tarafından beklenmekteydi. ancak dediğim gibi bu adımlar ve genelde para piyasası adımları tek başına bizim rahatsızlığımızı gidermez, ancak yaraya geçici pansuman yapar. Para Politikasının yanı sıra “İEYKD" i artırmayı da odağa koyan orta vadeli bir ekonomi programı işler hale getirilmeden, ülkemizin enflasyon ve cari açıktan kurtulması rasyoneliteden uzak bir yaklaşımdır korkarım bu kabil topyekün bir tedavi için de geç kalınmakta” dedi.

Eren, “Her ilacın ve tedavinin bir yan etkisi olduğu gibi, para politikası tedavisinin de sınai bünyemize olumsuz tesirleri olmaktadır. Tek başına Para Politikasıyla tedavi etme ısrarı tedavi sürecini hem uzatmakta hem de etkisini sınırlı kılmaktadır” diye konuştu.

Enflasyonun düşürülebilmesi için Reel Faizin yüksek, Kurların düşük tutulması - belirli bir süre için - gerekli ama yeterli şart değildir diye belirten Eren, “Denkleme ilave ; ölgesel ve Global olarak içerisinde bulunduğumuz geopolitik eskisine göre çok daha yüksek bir sıcak temas riski barındırmaktadır. Bu sürecte Rezervlerimizin ve reel sektörümüzün güçlü tutulmasının milli güvenlik meselesi olduğunu gözden kaçırmamamız lazımdır. Bu anlamda da hem rezervlerimizin hem de reel ekonominin yapısal dinamiklerinin reforme edilmesi ve sağlıklı tutulması şarttır” dedi.

“İhracat hacmindeki  artış değil, ihracatta yerli katma değerdeki artış  hedeflenmeli”

Sanayi üretiminin yüksek oranda ithalata bağımlı olduğuna değinen Eren, “İhracatın yapısal olarak ithalata bağlı olması, yani ihraç ettiğimiz ürünlerin büyük kısmının ithal girdilerden oluşması cari açığın kolay düşmemesinin ana sebebidir. Bu anlamda asıl çözüm, ihraç edilen malların yerli katma değerini artırmaktan geçiyor. Özellikle enerji maliyetlerini dışarıda bırakarak yerli üretim marjı artırılabilir ve bu sayede döviz girdisi yükseltilebilir” diye belirtti.

“Hedef: uygun politikalarla İEYKD de yıllık Yüzde 2 Artışla 10 Yılda Cari Açığın sıfırlanması mümkün”

Eren, ihraç edilen yerli katma değerde her yıl %2 artış sağlanması halinde, Türkiye’nin 10 yıl içinde cari açık sorununu sıfırlayıp cari fazlaya geçebileceğini belirterek, “Bu yönde hazırlanacak kapsamlı bir plan, teşvik politikalarıyla desteklenirse, imalat sanayimizin en önemli yapısal sorunlarından birisine de çözüm getirir” ifadelerini kullandı.

“Yerli katma değer ölçülebilir ve teşvik edilebilir”

Teşvikler yerli katma değere dayalı olmalıdır diye aktaran Eren,  “Türkiye de sanayiye büyük teşvik olduğunu biliyoruz.  Ancak ne kadar verimli?  Hedefi nedir?  bu hedeflerin içerisinde Cari Açığın düşürülmesi var mıdır?. Ne kadar kaynak harcanmış? Bu hedeflere ne kadar ulaşılmıştır? Hedeflere ulaşmakta teşviklerin katkısı ne olmuştur? Bunları bilmiyoruz.

Eren, Mevcut teşvik sisteminin parçalı, karmaşık ve sektörel bölgesel parametreler ve Ar-Ge ekseninde şekillendiğine dikkat çekerek, “Teşviklerde cari açığın azaltılması önceliği önemli, bunun için de ana parametre ihracat değil, İEYKD’e dayalı olması gerekir. Bu yaklaşım sadece cari açığı değil, enflasyonu da dizginler, istihdamı artırır ve Türkiye’yi orta gelir tuzağından çıkarır” diye konuştu.

 


source