Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı Mehmet Arabacı: Şeffaf olmayan firmalar ek vergi yükü ile karşılaşır
Nagihan KALSIN
Vergi Denetim Kurulu (VDK) tarafından bu yıl Ankara’da ikincisi düzenlenen “Yerel ve Küresel Asgari Kurumlar Vergisi” konulu konferans, kamu ve özel sektör temsilcilerini bir araya getirdi. Etkinliğe VDK Başkanı Muhsin Atçı, Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı Mehmet Arabacı ve Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkanı Emre Kartaloğlu katıldı.
Konferansta konuşan Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı Mehmet Arabacı, uluslararası vergilendirmenin geleceğine ışık tutan önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasında, özellikle 'Pillar Two' olarak bilinen küresel asgari kurumlar vergisi düzenlemesinin Türkiye’deki uygulamalarına ve getireceği yeniliklere değinen Arabacı, bu yeni sistemin üç temel ayağını detaylandırdı.
1- Risk analizi ve denetim boyutu
Yeni vergilendirme sisteminin, çok uluslu şirketlerin ülke bazlı gelirleri, istihdamları, varlıkları ve ödenen vergileri hakkında daha merkezi ve doğru verilere ulaşılmasını sağlayacağını belirten Arabacı, bu durumun denetim süreçlerinde ve risk analizlerinde önemli bir kolaylık sunacağını ifade etti. Ancak, elde edilen bu verilerin doğruluğu, tutarlılığı ve transfer fiyatlandırması ile olan bağlantısının hem risk analizi birimleri hem de vergi denetim kurulu inceleme birimlerinin kontrolünde olacağını belirtti. Arabacı, yeni sistemin, daha önce beyan edilmeyen veya farklı şekillerde ele alınan unsurların artık daha şeffaf bir şekilde ortaya çıkmasını zorunlu kıldığını, aksi takdirde ilgili ülkede ek bir vergi yüküyle karşılaşılabileceğini kaydetti.
2-Efektif vergi oranı hesaplaması
Mehmet Arabacı’nın üzerinde durduğu ikinci önemli nokta ise efektif vergi oranı hesaplamaları oldu. Şirketlerin vergi hesaplamalarının uluslararası muhasebe standartlarına göre yapılacağını belirten Arabacı, bu durumun Türk vergi literatürüne yeni kavramlar katacağını ifade etti. Özellikle ertelenmiş vergi, istisnalar, zararlar, eklenecek ve toplanacak tutarlar, dahil edilecek tutarlar ve ertelenmiş vergilerin mahsupları gibi tabirlerin önümüzdeki dönemde meslek mensuplarının ve vergi denetim birimlerinin gündemini meşgul edeceğini dile getirdi. Bu yeni hesaplama yöntemlerinin, geleneksel vergi iadesi veya vergi teşviki gibi yaklaşımlardan farklılaşarak daha karmaşık bir yapıya bürüneceğini de aktardı.
3 Tahsilat boyutu
Arabacı’nın konuşmasının üçüncü ve son kritik noktası ise tahsilat boyutu oldu. Türkiye’de faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerin kazançları üzerinden %15 ve üzerinde bir vergi yükü taşıması durumunda, başka bir ülkenin bu şirketlerden ek vergi talep etme hakkının olmayacağının altını çizen Arabacı, yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin önemine değindi. Ülke içinde vergilerin olması gerektiği şekilde doğru ve etkin bir şekilde tahsil edilmesinin, Türkiye’nin vergilendirme alanı ve vergi tahsilatı açısından önemli bir etki yaratacağını belirtti.
Bu durumun, verginin doğruluğu anlamında denetim ve tahsilat birimlerine önemli görevler yüklediğini anlattı. Arabacı, konuşmasının sonunda bu teknik ve girift düzenlemenin takibinin, ülkelerin raporlama yapılarına hakimiyetin ve verileri doğru okuyabilmenin önemine dikkat çekerek, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın sadece mevzuat yapmakla kalmayıp, rehberlik görevini de üstleneceğini ifade etti. Yakın zamanda yayımlanacak tebliğ taslağı için paydaşlardan geri bildirim beklediklerini belirten Arabacı, uluslararası iş birliğinin ve platformlarda aktif rol almanın Türkiye’nin ulusal çıkarları doğrultusunda azami fayda sağlaması açısından kritik olduğunu vurguladı.
En büyük reform vergi affının olmaması
TÜRMOB Başkanı Emre Kartaloğlu ise meslek mensuplarının kayıtlı ekonomi açısından önemli bir görev üstlendiğini vurguladı. VDK’nın yapay zeka ve dijital teknolojilerle yürüttüğü ön inceleme ve izaha davet çalışmalarını desteklediklerini söyleyen Kartaloğlu, “En büyük reform, vergi aflarının olmadığı bir dönemin başlamasıdır. Sürekli af beklentisi, denetimlerin caydırıcılığını zayıflatıyor” dedi. Mevzuatın sadeleştirilmesi gerektiğini belirten Kartaloğlu, reform önerileri arasında enflasyon muhasebesinin UFRS’ye uygun hale getirilmesi, gayrimenkulde kayıt dışılığın önlenmesi ve tek e-belge sistemine geçişi sıraladı. Kartaloğlu, vergi sisteminin etkinliği için meslek mensuplarının ve kamu görevlilerinin özlük haklarında iyileştirme yapılmasının da büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.
Küresel asgari vergi egemenlik meselesi
VDK Başkanı Muhsin Atçı, küresel asgari kurumlar vergisinin yalnızca teknik değil, aynı zamanda egemenlik ve adaletle ilgili bir düzenleme olduğunu belirtti. Dijitalleşmeyle birlikte fiziki varlık olmadan birçok ülkede ekonomik değer yaratıldığını kaydeden Atçı, mevcut uluslararası vergilendirme ilkelerinin bu yapıya karşılık veremediğini ifade etti. Çok uluslu şirketlerin, düşük vergili ülkelere kâr kaydırarak vergi matrahlarını aşındırdığını vurgulayan Atçı, bunun kamu gelirlerinde ciddi kayıplara yol açtığını dile getirdi. Atçı, Türkiye’nin OECD ve G20 öncülüğünde yürütülen Kar Aktarımı Yoluyla Matrah Aşındırması (BEPS) sürecine başından beri aktif katkı verdiğini hatırlattı.
“Bugün fiilen uygulanmaya başlanan küresel asgari kurumlar vergisi, yıllık konsolide cirosu 750 milyon euroyu aşan çok uluslu işletmeleri kapsıyor ve en az yüzde 15 vergi yükümlülüğünü garanti altına alıyor” diyen Atçı, Türkiye’nin bu kapsamda yerel düzenlemeyi hayata geçirdiğini kaydetti. Atçı, “Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme (GloBE) kurallarının sağlıklı şekilde uygulanabilmesi için şirketlerin mali tablolarına Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (UFRS) gözlüğüyle bakması gerekecek. Bu da ileride daha büyük yapısal değişikliklerin önünü açabilir” dedi.
source