Avrupa Birliği (AB) ile ABD arasında yapılan ticaret anlaşmasının, tarifeler konusunda uzun süredir devam eden belirsizliği gidermesine rağmen içerdiği ağır koşulların, Avrupa ekonomisini ve ihracatını olumsuz etkilemesi bekleniyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı yüksek gümrük vergileri sonrasında yürütülen müzakere süreciyle, ABD ve AB bir çerçeve ticaret anlaşması üzerinde uzlaşıya vardı. Ancak AB üyesi ülkeleri ticari konularda temsil eden AB Komisyonu, ABD ile müzakerelerde İngiltere’nin seviyesi olan yüzde 10’u yakalayacağını ummasına rağmen bunu başaramadı. Tarife geriliminde uzlaşı sağlanamadığı ve ABD’nin yüzde 30 veya üzerinde bir gümrük vergisi uygulamaya başlamasının karşılıklı ticareti imkansız hale getireceği için AB geri adım atmak zorunda kaldı.
ABD lehine sonuçlandığı düşünülen anlaşma kapsamında, AB, ABD’ye otomobiller ve otomobil parçaları, ilaçlar ve yarı iletkenler de dahil olmak üzere yüzde 15 gümrük vergisi ödemeyi, gelecek 3 yıl boyunca 750 milyar dolarlık enerji ürünü almayı ve 600 milyar dolarlık yatırım yapmayı taahhüt etti. Küresel ticaretin iki büyük aktörünün tarifeler konusunda uzlaşmasının piyasaları istikrara kavuşturduğu düşünülmesine rağmen, AB’nin “ABD tarafına teslim olduğu” ve “bağımsız hareket edemediği” değerlendirmeleri de yapıldı. Fransa ve Macaristan, AB ve anlaşmaya en katı eleştirileri yönelten ülkeler oldu. Bu ülkelerin liderleri, yapılan anlaşmayı sert biçimde eleştirerek müzakereleri başarısız buldu. AB’nin başat ekonomisi Almanya’daki yetkililer ise anlaşmanın ticaretin devamı için uygun olduğu görüşünü taşıdı.
Londra merkezli ekonomi kuruluşu Capital Economics’in, AB-ABD ticaret anlaşması sonrası yayımladığı “Kötü bir anlaşma, hiç anlaşma olmamasından neredeyse daha iyidir” başlıklı analizine göre, Trump ve von der Leyen tarafından onaylanan anlaşmanın ABD’nin AB’den ithalata uyguladığı ortalama gümrük vergisi yüzde 1,2’den yüzde 17’ye yükselecek.
Yeni gümrük vergileri sonrasında AB’nin GSYH’sinin yüzde 0,5 azaltacağı öngörülürken, analizde bunun önceki tahminlerden daha olumsuz olduğu ancak anlaşmayla “çok daha kötü bir sonucun önlendiği ve yakın vadede belirsizliğin de azalacağı” kaydedildi. Deutsche Bank’ın “AB-ABD ticaret anlaşması: Anlamı nedir?” başlıklı piyasa notunda da açıklanan gümrük vergilerinin doğrudan maliyetinin GSYH’nin yaklaşık yüzde 0,5’ine karşılık geldiği hesaplandı ve ABD’ye yapılacak 600 milyar dolar yatırımın AB açısından yüksek maliyetler doğurabileceği bildirildi.
Anlaşma ile AB otomobil üreticileri, Japonya ile yapılan anlaşmayla benzer biçimde yüzde 15 tarifeyle karşılaşacak. Buna karşılık, AB tarafı ABD’ye yönelik otomobil gümrük vergilerini yüzde 10’dan sıfıra indirecek. Söz konusu tarifeler nedeniyle Avrupa’da üretilen otomobiller ABD’de daha pahalı bir hal alacak. Bu durumun zaten elektrikli otomobil dönüşümünde geride kalmış olan ve rakiplerini yakalamaya çabalayan Avrupa’daki otomobil şirketlerine milyarlarca dolara mal olması bekleniyor. ABD otomobillerinin AB piyasasına erişimi ise daha da artmış olacak. Brüksel merkezli Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA), anlaşmanın ardından ticari gerginliğin azaltılmasını desteklediklerini açıkladı. Alman Otomotiv Sanayi Derneğinden (VDA) de anlaşma sonrası yapılan değerlendirmede, ABD ve AB’nin “Atlantik ötesi bir ticaret anlaşmazlığını” önleyecek bir uzlaşıya varmasının temel olarak olumlu bulunduğu bildirildi.
ABD ekonomisi, bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 3 ile beklentilerin üzerinde büyüdü. ABD Ticaret Bakanlığı, nisan-haziran dönemine ilişkin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) öncü verilerini açıkladı. Buna göre, ABD’de GSYH bu yılın ikinci çeyreğinde yıllıklandırılmış olarak yüzde 3 arttı.
Beklenenden fazla büyüme kaydeden ABD ekonomisinin, söz konusu dönemde yüzde 2,5 büyümesi öngörülüyordu. Ülke ekonomisi, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,5’lik daralma kaydetmişti. ABD ekonomisinin yılın ikinci çeyreğindeki büyümesinde, ithalattaki azalma ve tüketici harcamalarındaki artış etkili oldu. Aynı dönemde yatırımlar ve ihracatta ise düşüş yaşandı. Yılın ikinci çeyreğinde kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi yüzde 2,1’lik artış kaydetti. Söz konusu endeks, yılın ilk çeyreğinde yüzde 3,7 artmıştı.