Hüseyin VATANSEVER
Ülkenin siyasi sınırları içinde olan serbest bölgeler, gümrük bölgesinin dışında kalıyor. Ülkede geçerli ticari, mal ve iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı bu bölgelerde, endüstriyel ve ticari faaliyetler için daha geniş teşvikler tanınıyor. Bununla birlikte serbest bölgelerin fiziki olarak ülkenin diğer kısımlarından ayrıldığını söylemek mümkün.
Başlıca kuruluş amacı ihracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek olan serbest bölgelerden, doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırması beklenir. Ayrıca işletmeleri ihracata yönlendirmekte etkili olan serbest bölgeler, uluslararası ticareti geliştirmeye destek katkı sağlar. Üretimde teknoloji kullanımını da üst seviyeye taşıyabilen serbest bölgeler, ayrıca nitelikli iş gücü atışını pekiştirir.
Türkiye’de Serbest Bölge Modeli, ihracata dayalı yatırım ve üretimi teşvik etmek amacıyla 1987 yılından bu yana faaliyet gösteriyor. Türkiye’de yaklaşık 40 yıllık geçmişi bulunan serbest bölgeler, dış ticaretin artışına ve ihracatın ilerlemesine katkı sağlamakla birlikte ülke genelinde 19 adet faal serbest bölge bulunuyor.
Akdeniz kıyısında Mersin, Antalya ve Adana-Yumurtalık Serbest Bölgeleri; Ege Bölgesinde Ege (İzmir), Denizli, İzmir ve Batı Anadolu Serbest Bölgeleri; Marmara Bölgesinde İstanbul İhtisas, İstanbul Endüstri ve Ticaret, İstanbul Trakya, Avrupa, Kocaeli, Tübitak-Mam Teknoloji ve Bursa Serbest Bölgeleri bulunuyor. Bununla birlikte Karadeniz kıyısında Trabzon, Rize ve Samsun Serbest Bölgeleri; Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Gaziantep Serbest Bölgesi; İç Anadolu Bölgesinde Kayseri Serbest Bölgesi faaliyet gösteriyor.
“Serbest Bölgeler Kanunu”nun 1985 yılında yürürlüğe girmesi ile Türkiye’de serbest bölge modelinin hayata geçmesi ile eş zamanlı olarak ülke ihracatı da gelişti. Serbest bölgelerin 2000’li yıllarda popülerlik kazanmasıyla sayıları 21’e kadar ulaştı. Her şehir en az bir serbest bölgeye sahip olmayı arzulasa da ekonomik gerçeklere dayanmayan talep ve girişimlerin sonuç vermediği de görüldü. Ticaret Bakanlığı verilerine göre 2024 yılı itibarıyla 2 bin 970 adet firma serbest bölgelerde faaliyet gösteriyor.
Bu firmaların 2 bin 222 adedi yerli iken, yabancı firma sayısı ise 748 adet olarak belirtiliyor. Firmaların toplamı değerlendirildiğinde faaliyet konularının 2024 yılında bin 291 firmanın üretim, 998 firmanın alım-satım olduğu belirtiliyor. Ayrıca 681 firmanın da diğer faaliyet konuları ile iştigal ettiği görülüyor.
Serbest bölgelerde ticaret akışı yurt içinden serbest bölgelere, serbest bölgelerden yurt dışına, yurt dışından serbest bölgelere ve serbest bölgelerden yurt içine olmak üzere dört yönde gerçekleşiyor. Bu bakımdan ele alındığında 2024 yılı ticari akışlar değerlendirmelerinde yüzde 43.3 pay ile ilk olarak serbest bölgelerden yurt dışına akış gerçekleşiyor. 2024 itibarıyla serbest bölgelerden yurt dışına 11.99 milyar dolarında akış gerçekleşti.
İkinci sırada yüzde 28.5 pay ve 7.9 milyar dolar tutar ile yurt dışından serbest bölgelere akış gerçekleştiği görülüyor. Serbest bölgelerden yurt içine akış ise toplam ticari akışta yüzde 15.1 paya sahip ve 4.17 milyar dolar tutar ile üçüncü sırada yer alıyor. Ticari akışta son sırayı yüzde 13.1 pay ve 3.61 milyar dolar tutar ile yurt içinden serbest bölgelere olan ticari akış alıyor. Bütün bu verilere bakıldığında Türkiye’de serbest bölgelerde ticaret akışının yarısına yakının yurt dışına olduğu görülüyor.
Serbest bölgelerde toplam ticaret hacmi 2024 yılında 27. 69 milyar dolar olarak kayıtlara geçti. Serbest bölgedelerde 2024 yılında 12 milyar dolar ihracat yapılarak 4.1 milyar dolar dış ticaret fazlası elde edildi. Türkiye’de halen faaliyette olan 19 serbest bölgede 93 bin kişiye istihdam sağlanırken, 2025 yılının ilk yarısında 13.82 milyar dolar ticaret hacmine ulaşıldı ve 6.1 milyar dolar ihracat gerçekleşti.
İhracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 152’ye ulaştığı serbest bölgeler, Türkiye’nin uluslararası ticaretteki rekabetçi gücünü destekliyor. Bununla birlikte günümüze kadar dış ticaretin gelişmesine katkı vermesi beklenen serbest bölgeler, değişen rekabet koşulları ve gelişen teknoloji ile yüksek teknoloji odaklı üretim ve istihdamın gelişimini destekliyor. Serbest bölgelerde orta-ileri teknoloji mallarının ihracattaki payı yüzde 47.7’ye ve yüksek teknoloji sınıflarına giren malların ihracattaki payı yüzde 8.3’e ulaştı. 2023 yılında orta-ileri teknoloji ve yüksek teknoloji malların yüzde 52.37 olan toplam payı, 2024 yılında yüzde 56’ya yükseldi.