YÖK'ün 34 yaş üstü kadınlar kontenjanı projesi ilk mezunlarını verdi

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar'ın, 8 Mart 2023'te duyurduğu proje sayesinde, daha önce herhangi bir lisans programından mezun olmayan kadınlar, hem ön lisans hem de lisans, ön lisansı bitirenler ise sadece lisans programları için ayrılan kontenjanları tercih edebildi.

Bu kapsamda, Yükseköğretim Kurumları Sınavı'ndan (YKS) geçerli puanları alan kadınlar, Türkiye genelindeki bazı devlet üniversitelerinin belirli bölümleri için açılan "34 yaş üstü kadınlar kontenjanı"ndan faydalanabildi.

YÖK'ten alınan bilgilere göre, projenin ilk yılı 2023'te devlet üniversitelerinde ayrılan kontenjanların ön lisans programlarına 10 bin 966, lisans programlarına ise 5 bin 699 kişi yerleştirildi.

Ön lisans programlarına yerleştirilenlerden 9 bin 552'si, lisans programlarına yerleştirilenlerden ise 5 bin 322'si ilgili bölümlere kayıtla öğrenim hayatına başladı.

Projenin ikinci yılı 2024'te ön lisans programlarına 7 bin 719, lisans programlarına 4 bin 348 kadın yerleştirildi.

Bu kadınlardan ön lisans okumaya hak kazanan 6 bin 942'si, lisans okumaya hak kazanan 3 bin 930'u kaydını yaptırdı.

Böylece devlet üniversitelerine 2 yılda toplam 25 bin 746 kişi kaydoldu.

Okul sıralarına 2023-2024 döneminde yeniden dönüp ön lisans programlarını başarıyla tamamlayan kadınların bu yıl mezun olmasıyla, proje ilk meyvelerini verdi.

"Okuduğum bölümle alakalı çalışmak istiyorum"

Projenin ilk mezunlarından Pelin Doğan, üniversiteyi yarıda bırakmasına rağmen her yıl sınava girmeyi çok sevdiğini söyledi.

Doğan, 8 Mart 2023'te kontenjanın açıldığının duyunca o yıl da sınava girdiğini, sonrasında Galatasaray Üniversitesi Deniz Ulaştırma ve İşletme Bölümü ön lisans programına yerleştiğini dile getirerek, "Bu benim için yeniden bir şans oldu." dedi.

Doğan, kendisinden yaşça küçük öğrencilerle okurken zorlanmadığını belirterek, şöyle devam etti:

"Bölümde 12 kişiydik. İçlerinde en büyük bendim. 1988 doğumlu olarak 2005'lilerle okudum. Aramızda 17 yaş farkı vardı ama hepsi etrafımdaydı. Kardeşim, yeğenim gibiydi. Bana çok yardım ettiler. Zaten üniversite ortamını daha öncesinde de bildiğim için hiç zorlanmadım. Kampüs hayatım çok güzeldi, özlemişim o duyguyu. Çünkü ben en son 2015 yılında öğrenciydim. Tekrar aynı duyguları yaşamak keyifliydi. Bittiği için üzgünüm. Şimdi okuduğum bölümle alakalı çalışmak istiyorum. Zorunlu stajım var, önce onu yapacağım. Ondan sonrasında da muhtemelen karada çalışırım."

Okumanın yaşı olmadığını ifade eden Doğan, "Eğer okumayacaksanız kimsenin hakkını gasbetmeyin. Okumak istediğiniz bölümü tercih edin, onda ilerleyin. Ama asla 'Yaşım ilerledi, nasıl yaparım?' gibi şüpheniz olmasın. Okulda hocalar da arkadaşlar da hepsi destek oluyor." diye konuştu.

"Kadınlarımız kendilerine güvensin"

Marmara Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ekmel Geçer ise 34 yaş üstü kadınlara kontenjan ayrılması uygulamasını çok kıymetli bulduğunu anlattı.

Türkiye'de bazı kadınların çeşitli nedenlerle eğitimlerine devam edemediğini belirten Geçer, şunları kaydetti:

"Türkiye'de maalesef geçtiğimiz yıllarda kadınlarımızın üniversite eğitimleri bir şekilde engelledi. Neredeyse kadınlarımıza 'Siz gömlek giydiğiniz, üniversitelerde okuyamazsınız.' dedik. Başörtüsü ya da başka bir sebeple kadınlarımızı üniversitelerden engellemiş olduk. Bu, dıştan gelen bir sebep... Bir de kadınlarımızın kendilerinden kaynaklı bazı sebepler var. Dolayısıyla bazı insanlar öyle ya da böyle nedenlerle üniversite okuyamadı. Bu projeyle birlikte Türkiye'de artık kadınlarımız kendilerine yeni bir şans buldu. Bu vesileyle kadınlarımız çok anlamlı bir şekilde, anlamlı bir projeyle yeniden üniversitelerin kapılarına gittiler, derslerine girdiler, mezun oldular."

Doç. Dr. Geçer, bu tür fırsatların kadınların kendilerini daha iyi tanımasına ve öz güvenlerinin artmasına da imkan sağladığına dikkati çekerek, kadınların kendilerine güvenmeleri gerektiğini vurguladı.

Üniversitesinin psikoloji bölümüne de bu kontenjanla gelen kadın öğrencilerin olduğunun altını çizen Geçer, "Hakikaten çok enerjik insanlar. Bulundukları sınıfa olağanüstü bir renk katıyorlar. Tecrübeleriyle, psikolojik olgunluklarıyla, öğrencilerimize güzel bir motivasyon veriyorlar. Kadınlarımız lütfen geri durmayıversinler." dedi.

Kadınlara, bulundukları şehirlerdeki üniversite tanıtım günlerine katılmalarını ve ilgili duydukları bölümlerin hocalarıyla görüşmelerini tavsiye eden Geçer, bunu yaparken tutkularına, arzularına, hayallerine ve yeteneklerine de kulak vermelerini istedi.

"Kendilerinin bu anlamda öz güvenli hissetsinler"

Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Engin Deniz de projeyi herhangi bir nedenle eğitimine ara vermek zorunda kalan kadınların ikinci bir şans elde etmesi açısından değerli bulduğunu söyledi.

Prof. Dr. Deniz, 2025'in "Aile Yılı" ilan edildiğini, projenin bu sene de devam etmesini aileye, kadına destek, fırsat eşitliğinin sağlanması açısından kıymetli bulduğunu vurgulayarak, çevresinde de bu kontenjanla üniversiteye giren kadınların olduğunu dile getirdi.

"34 yaş üstü kadınlara üniversite eğitimleri için özel kontenjan verilmesinin sadece kadınların bireysel gelişimleri değil aynı zamanda toplumsal dönüşüm açısından da stratejik bir yatırım olduğunu düşünüyorum." diyen Deniz, bu uygulamayla kadınların eğitime erişiminin kolaylaştırılarak sosyal adalet sağlandığını, toplumsal üretkenlik ve ekonomiye katılımın arttığını, aynı zamanda kadınların psikolojik sağlığını ve yaşam doyumunu olumlu etkilediğini bildirdi.

Prof. Dr. Deniz, kadınların diğer öğrencilerle aralarındaki yaş farkına takılmamaları gerektiği belirterek, "Çok farklı kuşaklar bir araya gelerek uyumlu şekilde eğitimlerine devam edebiliyor. Onlar gençlere kendi bakış açılarını yansıtıyor, gençler ebeveynlerinden edinmiş oldukları bilgiler, birikimler, davranışlara bağlı olarak iletişim kurmaya çalışıyor. Bu konuda herhangi bir iletişim, uyum sorunu yaşamayacaklardır. Kendilerini bu anlamda öz güvenli hissetsinler." ifadelerini kullandı.


source