Son dönemde uçak türbülanslarında artış yaşanıyor. Uzmanlar, türbülans olaylarının iklim krizinin bir sonucu olarak arttığını ifade ediyor.
Türbülansların 2050’li yıllara kadar üç kat artacağı tahmin ediliyor. Söz konusu artış, insanların uçuş tercihlerini de etkileyebilir.
BBC Türkçe’de yer alan habere göre, Reading Üniversitesi’nde görevli atmosfer bilimi profesörü Paul Williams şiddetli açık hava türbülansı (Cat) üzerine bir araştırma yaptı.
Söz konusu araştırmaya göre, türbülansların sıklığı güvenilir meteorolojik kayıtların tutulmaya başlandığı 1979’dan beri tam yüzde 55 oranında arttı.
Türbülansların 2050’lere kadar küresel çapta üç kat artması beklenirken; özellikle Doğu Asya ile Kuzey Atlantik rotaları üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir.
Uçak korkusu yaşayanların en sık dile getirdiği nedenlerden biri, geçmişte türbülansla yaşadıkları olumsuz deneyimler oluyor.
Ancak bunun yanında türbülans, havacılık endüstrisinde maliyeti de artırıyor.
Bunun nedenleri arasında türbülansın uçaklarda aşınma ve yıpranmaya neden olması, pilotların türbülanstan kaçınmak için uçuşları uzatması ve bunun da fazla yakıt tüketimine yol açması gösteriliyor.
Havayolları şirketleri, bilim insanları ve mühendisler de türbülansın etkilerinin hafifletmek için çalışmalar yapıyor.
Bu çalışmalardan biri Avusturya’daki Baden merkezli Turbulence Solutions’da (Türbülans Çözümleri) yapıldı. Çalışmayla, uçakların kanatlarında bulunan daha büyük flaplara eklenebilen küçük “kanatçıklar” geliştirildi.
Söz konusu kanatçıklar, basınç okumaları üzerinden hava akışındaki değişiklikleri dengelemek için açılarını ayarlıyor.
Turbulence Solutions, geliştirdikleri kanatçıkların yolcuların hissettiği türbülans etkisini yüzde 80’den fazla azaltabileceğini öne sürüyor. Bu yeni teknoloji, şu ana kadar sadece küçük uçaklarda test edildi.
Ancak şirketin CEO’su ve akrobasi pilotu Andras Galffy, kanatçıkların büyük uçaklara da uygun hale getirilebileceğini belirtiyor.
Stockholm’deki KTH Kraliyet Teknoloji Enstitüsü’nde araştırmacı olan Ricardo Vinuesa ise çözüm için yapay zekâyı işaret ediyor. Vinuesa, yapay zekânın türbülans kalıplarını belirlemek için mükemmel bir uygulama alanı olabileceğini belirtiyor.
Ricardo Vinuesa, Barselona Süper Bilgisayar Merkezi ve TU Delft’ten bilim insanları, yakın zamanda yaptıkları bir çalışmada simüle edilmiş bir uçak kanadındaki hava akımını test eden bir yapay zekâ sistemi oluşturdu. Kullanılan yapay zekâ modeli sürekli geliştirildi.
Ricardo Vinuesa, yapay zekâyla yaptıkları çalışmaya ilişkin, “doğrudan kanattan elde edilen ölçümlere dayanarak hava akışının ne yaptığına dair çok doğru sayısal simülasyonlar oluşturulabildiğini” belirtiyor.
Bu teknolojinin daha da geliştirilmesi için şirketlerle çalışmalar sürüyor.
Öte yandan, konuyla ilgili başka çalışmalar da yapıldı.
NASA’nın Langley Araştırma Merkezi’ndeki araştırmacılar, özel bir mikrofon geliştirerek, 480 km’ye kadar zaklıktaki türbülansların yarattığı ultra düşük infrasonik frekansları algılayabildi.
2024 yılında Caltech ve Nvidia’dan bir ekip, insansız hava araçları için yapay zeka destekli bir algılama-tahmin sistemini test etti. Testte bir rüzgar tünelinin içerisinde şiddetli türbülans ortamı yaratıldı ve umut verici sonuçlara ulaşıldı.
Ancak, tüm bu cihazlar büyük, ağır ve enerji kullanımı açısından sürdürülebilir olmadıkları için mevcut tivari uçaklarda kullanıma uygun değiller.
Yapay zekâ, yeni sensörler ve üretim teknolojilerinin birleşimi 21. yüzyılın ikinci yarısında havacılık alanında köklü değişimlere neden olabilir.
Bugün ise pilotlar, kalkıştan önce hava durumu bilgilerini kontrol ediyor, jet akımı grafiklerini inceliyor.
Uçuş planlama yazılımlarına da başvurubiliyorlar. Ayrıca, Grafiksel Türbülans Rehberliği (GTG) gibi tahminler de kontrol ediliyor.
Öte yandan, Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin (IATA) Turbulence Aware uygulaması, gerçek zamanlı türbülans verilerini anonimleştirerek paylaşıyor.