Bakıcıdan kuryeye tüm platform çalışanlarına uluslararası standart
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) basın odasında yer alan habere göre; Cenevre’deki 113. Oturumunda UÇK, platform çalışanları için insana yakışır işler yaratılmasına yönelik yeni bir Sözleşme ve Tavsiye Kararı’nın hazırlanmasına karar vererek ‘platform ekonomisi’nde çalışmanın geleceğini şekillendirmek için harekete geçti. Böylece dijital emek platformları için özel olarak tasarlanmış ilk uluslararası çalışma standartlarının da temelinin atılmış olduğu belirtildi.
Uluslararası eylem çağrısı
Haberde; UÇK’nın bu adımının platform ekonomisinin esneklik ile adalet ve güvenliği dengeleyen net kurallara ihtiyaç duyduğu yönünde artan küresel farkındalık doğrultusunda atıldığı kaydedilerek “Hükümetler, platformlar ve sosyal taraflar, çalışanları korurken yeniliği de destekleyecek politikalar tasarlamak için kapsayıcı istişarelere davet ediliyor” denildi. ILO’nun nihai taslak Sözleşme ve Tavsiye Kararı’nı 2026 Haziran ayında düzenlenecek 114. Oturumda kabul edilmek üzere sunacağı kaydedildi.
“Milyonlarca çalışan için bir dönüm noktası”
ILO Türkiye Ofisi Direktörü Yasser Hassan, söz konusu adımın dünya çapında milyonlarca platform çalışanının korunması açısından bir dönüm noktası olduğunu belirterek “Taslak Sözleşme, platform çalışanlarının ‘ortak’ veya ‘kendi hesabına çalışan’ gibi etiketler yerine, yaptıkları işin ve aldıkları ücretin gerçekliğine göre sınıflandırılması gerektiğini vurguluyor. Üye devletlerin platform çalışanlarının benzer istihdam biçimlerinde olduğu gibi korumadan yararlanmasını sağlayacak yasalar, sosyal diyalog ve uygulama mekanizmaları geliştirmesi çağrısında bulunuyor” dedi.
Hassan, kabul edilmesi beklenen bu yeni çalışma standardının Türkiye için önemine de dikkat çekerek şunları belirtti: “Ulusal hukukun uluslararası çalışma standartlarıyla uyumlu hale getirilmesi, yalnızca hızla büyüyen bir sektördeki çalışanları korumakla kalmaz; aynı zamanda dayanıklılığı artırır, sosyal koruma sistemindeki boşlukları kapatır ve adil rekabeti teşvik eder. Ancak hükümetler tek başına hareket edemez. Platformlar, işi nasıl yönettikleri, çalışanlara ve müşterilere nasıl davrandıkları ve verileri nasıl kullandıkları konusunda sorumluluk üstlenmelidir. Sendikalar, platform çalışanlarının örgütlenmesini desteklemede ve haklarını savunmada temel bir role sahiptir. Toplum da bu işi kenarda kalmış önemsiz bir iş olarak değil, topluluklarımız için hayati bir iş olarak görmelidir.”
Hassan, sözlerini şöyle tamamladı: “ILO bu Sözleşme’nin 2026’daki ikinci ve son görüşmesine hazırlanırken, Türkiye’nin harekete geçerek bakıcıdan kurye ve içerik moderatörüne kadar platform çalışanlarının hak ettikleri haklara kavuşmalarını sağlaması gerekiyor. Türkiye Ofisi olarak biz, ulusal çabalara destek sağlamaya kararlıyız ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile platform çalışanlarının hak ettikleri tanınmayı, hakları ve korumayı dijital çağda elde etmeleri için birlikte çalışıyoruz.”
Taslak sözleşme neleri kapsıyor?
-Yeni sözleşme ile örgütlenme özgürlüğü ve toplu pazarlık hakkı, ayrımcılık yasağı ve toplumsal cinsiyet eşitliği, güvenli ve sağlıklı çalışma koşulları, adil ücret ve haksız kesintilere karşı koruma ile diğer çalışanlarla eşdeğer sosyal güvenlik erişimi gibi temel çalışma haklarının uygulanmasını talep ediyor.
-Taslak standartlar ayrıca iş kanunlarına uyum, çalışma araçları masraf ve maliyetinin çalışanlara değil platformlara ait olması gerektiğini vurguluyor.
-Algoritmik karar alma süreçlerinde şeffaflık sağlanmasını ve hesapların askıya alınması ya da kapatılması durumunda çalışanlara net açıklamalar yapılmasını zorunlu kılıyor.
Hızla büyüyen bir sektör
-Dijital emek platformları, uygulamalar ve algoritmalar aracılığıyla işi organize eden çevrimiçi sistemler; insanların hizmetlere erişme ve geçim kaynaklarını kökten değiştirdi. Dünya genelinde platform çalışması hızla büyüyor; özellikle gençler, göçmenler ve geleneksel iş gücü piyasalarına erişimi olmayanlar için esneklik ve gelir fırsatları sunuyor.
-Ancak bu büyüme, beraberinde yeni kırılganlıklar da getirdi. Pek çok platform çalışanının yazılı sözleşme, gelir güvencesi ya da sosyal güvenliğe erişimi yok. Çalışma için gerekli ekipman, yakıt, mobil cihazlar gibi maliyetler, genellikle çalışanların omuzlarında. Görev dağılımı, ücret oranları ve hesap kapatmaları ise çoğu zaman şeffaf olmayan algoritmalar tarafından belirleniyor ve çalışanların itiraz etme imkanı bulunmuyor.
-Türkiye’de de platform çalışması son yıllarda, özellikle ekonomik dalgalanmalar, COVID-19 pandemisi ve yaşam maliyeti baskılarıyla birlikte önemli ölçüde arttı. Pek çok kişi, özellikle teslimat ve ulaşım hizmetlerinde, bu işleri temel gelir kaynağı olarak görüyor. Ancak çoğu, resmi sözleşmeler, asgari ücret veya sosyal koruma olmadan çalışıyor.
source