Mehmet Hanifi GÜLEL
Bu yıl yaşanan zirai don olayından sonra meyve sebze mamulleri sektöründe yaşanan kapasite düşüşü, sezonluk üretimle tekrar toparlanmaya başladı. Yılın ilk çeyreğinde meyve sebze mamulleri sektörü, hem tarımsal üretim koşullarındaki olumsuzluklar hem de ekonomik gelişmelerin etkisiyle dalgalı bir seyir izlediğini kaydeden İstanbul Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu, özellikle nisan ve mayıs aylarında meydana gelen ani zirai don olayları, kayısı, erik, kiraz ve çilek gibi yaş meyve gruplarında ciddi rekolte kayıplarına neden olduğunu söyledi.
Bu durumun dondurulmuş, konserve ve meyve suyu gibi işlenmiş ürünlerde hammaddeye erişimi zorlaştırdığına dikkat çeken Tokgöz, ayrıca maliyetlerin artmasına ve bazı ürün gruplarında tedarik zincirinde aksamaya yol açtığını belirtti.
Yaşanan zirai don olayının sektörün ihtiyaç duyduğu hammaddelere erişimde belirli kısıtlar yarattığını ifade eden Mutlu, hammadde arzındaki daralma, birçok işletmenin üretim kapasitesini tam olarak kullanamamasına yol açtığını aktardı.
Yılın ilk çeyreğinde sektör genelinde kapasite kullanım oranlarında yüzde 3 ile yüzde 5 arasında bir düşüş gözlendiğini işaret eden Mutlu, “Bu durum, özellikle KOBİ’lerin üretim planlarını yeniden değerlendirmesi gerekli kıldı. Ancak, ikinci çeyrekle birlikte sezonluk üretim döneminin başlaması ve ihracat siparişlerindeki hareketlenme sayesinde, kapasite kullanımında kademeli bir toparlanma görülüyor” dedi.
İhracat tarafında ise sektörde yaşanan tüm zorluklara rağmen dış pazarlardaki varlığını korumak için çabaladığını anlatan Mutlu, 2025’in ilk altı ayında Türkiye genelinde meyve sebze mamulleri ihracatı, küresel ekonomik dalgalanmalara ve bölgesel gelişmelere rağmen genel olarak istikrarlı bir seyir izlediğini vurguladı. Toplam ihracat hacminde ise sınırlı bir değişim görüldüğünü dile getiren Mutlu, “Birim fiyatlar ise geçen yıla kıyasla büyük ölçüde korundu. Avrupa Birliği ve Orta Doğu pazarlarında süregelen talep ve firmaların geliştirdiği esnek pazar stratejileri, dış ticaret dengesini destekleyici rol oynadı.
Bahar aylarında yaşanan iklimsel olumsuzluklar, bazı hammaddelerin tedarikinde sıkıntılar yarattı ve arz koşullarını zorlaştırdı. Kurutulmuş ürünlerden domates salçasına, dondurulmuş sebzelerden turşu çeşitlerine kadar birçok ürün kategorisinde üretim planlamaları yeniden değerlendirildi. Ancak sektörümüz, hızlı adaptasyon kabiliyeti ve ihracat odaklı üretim yapısı sayesinde dış pazarlarda istikrarlı bir duruş sergilemeyi sürdürdü” diye konuştu.
Şu an sektörün çözüm bekleyen en acil sorununun maliyetlerdeki öngörülemezlik olduğunu ifade eden Melisa Tokgöz Mutlu, kur hareketliliği nedeniyle sağlıklı fiyatlama yapılamadığını belirtti. Mutlu, “Buna bağlı olarak hammadde tedarikinde yaşanan belirsizlik, üretim planlamasını ve ihracat sözleşmelerinin sürdürülebilirliğini zorlaştırıyor. 2025’in ikinci yarısında daha öngörülebilir bir ekonomik ve iklimsel ortamın oluşturulması, sürdürülebilir büyüme açısından kritik önem taşıyor” dedi.
Bu yılın ilk yarısında sektör performansını etkileyen birçok faktörün oluğuna değinen Mutlu, özellikle hammadde tedarikindeki belirsizlik ve kısıtlılık, meyve sebze mamulleri sektörü için en kritik sorun olduğunu kaydetti. Mutlu, hammadde arzındaki dalgalanmaların üretim planlarını doğrudan etkilediğini ve sektörün genel performansında belirleyici bir rol oynadığına dikkat çekti.
Yılın ikinci yarısına yönelik beklentilerde ise temkinli bir iyimserliğin hakim olduğunu bildiren Mutlu, “Mevsimsel üretimin artması, turizm sezonunun iç tüketimi canlandırması ve küresel pazarlarda talebin güçlenmesiyle birlikte, sektörümüzün hem üretim hem ihracat tarafında daha dengeli bir tabloya ulaşması bekleniyor. 2025 yılı toplam ihracatımız yıl sonunda yüzde 4 ile yüzde 6 oranında artışla tamamlanması hedefliyoruz. Üretim tarafında ise ilk yarıya kıyasla daha istikrarlı bir görünüm öngörülüyor” ifadelerini kullandı.