Asya ÇOKKESER
METÜD Başkanı Kemal Dede, Türkiye genelinde tekstil üretiminin her geçen gün kan kaybettiğini söyledi. Özellikle iç piyasaya yönelik üretim yapan firmaların çok zorlandığını vurguladı. Mersin Tekstil Üreticileri Derneği’ne kayıtlı 100-110 civarında üye bulunduğunu belirten Dede, kayıt dışı çalışanlarla birlikte kentte üretim yapan firma sayısının yaklaşık 400’e ulaştığını söyledi.
Tüm bu firmaların tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini vurgulayan Başkan Dede, sektördeki daralmanın boyutlarına da dikkat çekerek, “Türkiye genelinde son bir yılda 450’nin üzerinde tekstil üreticisi kepenk kapattı. Mersin’de ise üretim kapasitesi son 5 yılda üçte bire geriledi. 150 milyon parça olan yıllık üretim şu an 50 milyona kadar düştü. Bu durum sektörümüz açısından çok ciddi bir kayıptır” dedi.
Türkiye genelinde tekstil sektöründe büyük bir daralma yaşandığını, üretimin azalması, maliyetlerin artması ve döviz baskısı nedeniyle firmaların artık ihracat bile yapamaz hale geldiğine kaydeden Dede, “Sadece İstanbul değil, Mersin dahil birçok şehirde üretim dibe vurmuş durumda. Biz burada iç piyasaya çalışan, spor giyim üreten firmalarız. Ama artık büyük markalar bile dayanamıyor. Çin’e, Bangladeş’e taşınan firmalar oldu” diye belirtti.
Sektörün yeniden canlanması için yapılması gerekenlere de değinen Dede, “Öncelikle hükümetin tekstil sektörüne el atması gerekiyor. Tarım nasıl stratejik bir sektörse tekstil de öyle olmalıdır. Bizim yapmamız gereken, ihracatı artırmak. Ama ihracat yapabilmek için gümrük ve taşıma giderlerinde devlet desteği gerekiyor” dedi.
1999 yılında sektöre işçi olarak giren ve 2003’ten bu yana Baran Tekstil’in sahibi olarak üretime devam eden Osman Alpaslan ise İstanbul merkezli ihracat krizlerinin iç piyasada domino etkisi yarattığını belirtti. Yurt dışına ürün satılamadığı için iç piyasada ciddi bir mal fazlası oluştuğunu söyleyen Alpaslan, bu durumun ürünlerin çok düşük kârlarla, hatta zararına satılmasına neden olduğunu vurguladı. “Eskiden serbest bölgede ünlü bir markaya model üretip gönderiyorduk.
Ancak artan maliyetler nedeniyle markalar üretimlerini Fas, Mısır gibi daha ucuz ülkelere kaydırdı. Türkiye artık pahalı bir ülke haline geldi” diyen Alpaslan, ihracat yapmanın neredeyse imkânsızlaştığını ifade etti. Krediye erişimin zorlaştığını, döviz kurunun ihracatçıyı desteklemediğini ve gümrük maliyetlerinin çok yüksek olduğunu dile getiren Alpaslan, “Bir eşofmanı 5 dolara satıyoruz ama bunun 2,5 dolarını gümrüğe ödüyoruz. Böyle bir denklemde rekabet etmemiz mümkün değil” dedi.
-Devlet, taşıma ve gümrük maliyetlerini sübvanse etmeli.
-İhracata yönelen firmalara özel finansman destekleri verilmeli.
-Tekstil stratejik sektör ilan edilmeli, tarım gibi korunmalı.
-Kayıtlı çalışan sayısını artırmak için SGK teşvikleri yaygınlaştırılmalı.
-Döviz kuru, maliyet baskısını dengeleyici seviyeye çekilmeli.