Risk primi azaldı, maliyet düştü sendikasyonlarda gaza basıldı - Ötüken Haber
DOLAR 40,6896 0.02%
EURO 47,1872 0.04%
ALTIN 4.409,45-0,25
BITCOIN %
Ankara
28°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Risk primi azaldı, maliyet düştü sendikasyonlarda gaza basıldı

Risk primi azaldı, maliyet düştü sendikasyonlarda gaza basıldı

ABONE OL
Ağustos 6, 2025 01:27
Risk primi azaldı, maliyet düştü sendikasyonlarda gaza basıldı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Jülide YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR

2024’te yeniden ivme ka­zanan sendikasyon piya­sasında Türk bankaları­nın rüzgârı, 2025’te de hız kes­meden sürüyor. Yılın ilk yedi ayında bankalar yaklaşık 9 mil­yar dolarlık sendikasyon borç­lanması yaptı. Sadece sendi­kasyon değil, eurobond kanalı da hareketliydi: yıl ortasına ka­dar toplamda 10,7 milyar dolar­lık eurobond ihracı, ayrıca reel sektörden gelen 2 milyar dolar­lık tahvil ihracıyla birlikte, dış kaynak girişi 20 milyar doları buldu. Türk bankalarının sendi­kasyon yenileme oranları yüz­de 120’lere gelirken, vadeler ise 734 güne kadar uzadı.

Bu güçlü performan­sın arkasında ise bir dizi destekleyici un­sur yer alıyor: Mer­kez Bankası’nın zamanlaması doğru sıkılaş­ma adımlarıy­la yarattığı gü­ven ortamı, re­zervlerdeki artış, CDS’te yaşanan sert düşüş, sür­dürülen orto­doks politikalar, artan uluslarara­sı yatırımcı ilgisi ve küresel çapta yakla­şan faiz indirim dön­güsünün beklentisi. Tüm bu faktörler, bankaların hem daha düşük maliyetlerle hem de daha uzun vadelerde kaynak bulma­sını sağladı. Bu arada sendikas­yonlar artık sadece dış ticaretin finansmanı için değil; sürdürü­lebilirlik odaklı sosyal ve çevre­sel projelerin finansmanı için de kritik bir rol oynuyor.

Maliyetler düştü, vade dilimleri çeşitlendi

Tüm bu gelişmelerin arka pla­nında ise Türkiye’nin küresel fi­nans sistemiyle yeniden kurdu­ğu bağlar yatıyor. Risk priminin 900 baz puanlardan 275 puana kadar gerilemesi, eurobond ve sendikasyon maliyetlerinde 10 yılın en iyi seviyelerine ulaşılma­sını sağladı. Bankalar, sendikas­yon kredilerini 2024’e göre daha düşük maliyetle ve daha uzun va­deli olarak yenileyebildi. 2024’te SOFR+250 ve Euribor+225 baz puan olan sendikasyon maliyet­leri, 2025’te SOFR+175 ve Eu­ribor+150 baz puan seviyeleri­ne geriledi. Vadeler 734 günden 1100 güne kadar uzarken, bazı bankalar ilk kez 3 yıla varan sen­dikasyon kredilerine yöneldi. Böylece bankalar vade dilimle­rinde de çeşitlenmeye gitti.

Risk primi azaldı, maliyet düştü sendikasyonlarda gaza basıldı - Resim : 1

Şirketlerin döviz kredi kullanımı da etkili

Bu yıl sağlanan kaynakların önemli bölümü döviz likiditesi­nin artırılması ve yüksek TL fa­izleri nedeniyle artan döviz kre­di talebini karşılamak amacıyla kullanıldı. Bankacılık uzmanları, yabancıların Türkiye’deki swap stokunun 36 milyar dolara ulaş­tığını belirterek, “Faiz indirim­leriyle birlikte tahvil fiyatların­daki hareketlilik, yatırımcılara kısa vadeli fırsatlar sundu. Ban­kalar sendikasyon ve eurobond ihracı yoluyla döviz girişi sağlar­ken, menkul kıymetleri teminat olarak göstererek repo işlemle­ri gerçekleştirdi. İç piyasada TL faizlerinin yüksekliği nedeniyle firmalar döviz kredi kullanımına yöneliyor, bu da bankaları döviz fonlaması arayışına itiyor” görü­şünde bulunuyor.

Bu dönemde sendikasyon kre­dilerine sadece bankalar değil, reel sektör ve kamu kurumları da ilgi gösterdi. Tüpraş, strate­jik dönüşüm planı kapsamında­ki yatırımlarını finanse etmek için 500 milyon dolarlık, çevre­sel kriterlerle uyumlu sürdürü­lebilirlik bağlantılı sendikasyon kredisi sağladı. Türk Eximbank, Mayıs 2025’te tarihteki en bü­yük anlaşmasına imza atarak 1 milyar dolarlık sendikasyon kredisi temin etti. Türkiye Var­lık Fonu (TVF) ise Mart 2025’te 12 ülkeden 20 bankanın katılı­mıyla 837 milyon euro + 285 mil­yon dolar tutarında iki yıl vadeli sendikasyon kredisi kullandı.

Küreseldeki senaryo tarihi fırsat penceresi olabilir

Bu dönemde faiz indirim bek­lentileriyle küresel piyasalarda sermaye gelişmekte olan ülkele­re yönelirken, Türkiye ekonomi­sine yönelik artan güven ve sür­dürülen ortodoks politikalar sa­yesinde bankaların sendikasyona erişimi geçmiş yıllara kıyasla hem kolaylaştı hem çeşitlendi. Küre­sel cephede 2026’ya dair beklen­tiler ise Türk bankaları için da­ha da olumlu bir zemin hazırlı­yor.

Ekonomistler, önümüzdeki seneye yönelik şunları söylüyor: “Fed Başkanı’nın değişimiyle bir­likte 2026’da ABD’nin para poli­tikasında paradigma değişikliği bekleniyor. Kampanya sürecinde öne çıkan “zayıf dolar” söylemi­nin gerçeğe dönüşmesi, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için finansman ortamını belirgin şe­kilde iyileştirebilir. Avrupa Mer­kez Bankası’nın da benzer bir yola girmesi, 2026’nın ikinci yarısında küresel faizlerin sıfıra yaklaşabi­leceği bir ortam yaratıyor.

Bu senaryo, Türk bankacılık sektörü için tarihi bir fırsat pen­ceresi olabilir. Çünkü yatırım­cılar getiri arayışı içinde daha yüksek faiz sunan gelişmekte olan ülkelere yöneliyor. Düşük CDS ve sürdürülen ekonomi po­litikaları sayesinde bu fırsattan yararlanmaya en yakın ülkeler arasında gösteriliyor. 2025 so­nunda politika faizi 35 civarın­da kalsa dahi, bu oran carry tra­de yatırımcıları için gelişmekte olan ülkeler arasında hâlâ cazip bir getiri sunuyor. Dolayısıyla 2026’ya yaklaşırken, Türk ban­kalarının sendikasyon piyasa­sındaki performansının hem hacim hem çeşitlilik açısından daha da artması bekleniyor.”

 Faiz indirim döngüsü erişimi artıracak

Garanti BBVA Genel Müdür Yardım­cısı Aydın Güler, konuyla ilgili DÜN­YA’ya yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Türk bankaları, 2025 yılı­nın ilk yarısında dünyanın pek çok ülkesindeki yabancı muhabir ban­kalarla olan ilişkileri sayesinde, hiç­bir yenileme sorunu yaşamadı ve sendikasyon kredilerini %120’nin üzerinde bir yenileme oranıyla yaklaşık 8,8 milyar ABD doları se­viyesinde gerçekleştirdi. Gelen bu güçlü talebi, uluslararası yatırım­cıların Türk bankacılık sektörüne ve Türkiye ekonomisine duydu­ğu güvenin önemli bir gösterge­si olarak görmek mümkün.

Pek çoğu sürdürülebilirlik temelli olan bu kredi anlaşmalarıyla hem reel sektörün dış ticaret finansmanına katkı sağlanıyor hem de ülke eko­nomisine uzun vadeli destek sunu­luyor. Biz de Garanti BBVA olarak, 2020 yılında, dünyada bir banka tarafından alınan ilk sürdürülebi­lirlik kriterlerine endeksli yeşil sen­dikasyon kredisini gerçekleştire­rek sektörümüze öncülük ettik. Bu yapının sektörde benimsenmesi ve Türkiye piyasasında yeni bir bakış açısı oluşturması bizim için ayrı bir gurur kaynağı.

Önceki yıllarda genellikle 367 gün vadeli olarak yenilenen sendikas­yon işlemlerine, 2024 ve özellikle 2025’te pek çok banka 2 ve 3 yıllık vade opsiyonlarını da ekledi. 2024 ilk yarısında maliyetler SOFR+250 bps ve Euribor+225 bps düze­yindeyken, 2025’te bu oran­lar sırasıyla SOFR+175 bps ve Euribor+150 bps seviyelerine gerile­di. Bu gelişme­ler, yabancı bankaların Türkiye’ye duyduğu güvenin altını bir kere daha çizi­yor. Sendikasyon kredileri ağırlıklı olarak dış ticaretin finansmanında kullanılıyor. Sürdürülebilirlik kri­terlerini bu işlemlere entegre eden bankalar ise fonlamayı kendi belir­ledikleri çevresel ve sosyal hedef­lere uygun alanlarda kullandırıyor ve bu sayede hem dış ticarete hem de iklim değişikliğiyle mücadele ve kapsayıcı büyüme hedeflerine des­tek verilebiliyor.

Türkiye’nin uyguladığı ekonomi politikaları ve reformlar, ulusla­rarası finans çevrelerinde olumlu karşılık buldu. Bu sayede bankalar ve kurumsal firmalar dış borçlan­mada artan bir yabancı yatırımcı ilgisi söz konusu. Kredi notların­daki iyileşmeler ve yatırımcı güve­nindeki artış, haliyle Türkiye’nin uluslararası finans piyasalarındaki konumunu güçlendiriyor. 2026 yılında beklenen küresel faiz in­dirim döngüsüyle birlikte, Türkiye’nin istikrarlı eko­nomi politikaları ve ban­kacılık sektörünün sağlam sermaye yapısı sayesinde, sendikasyon kredilerine olan erişimin artarak devam etmesini bekliyoruz. Her ne kadar jeopolitik ve kü­resel belirsizlikler etkili olmaya devam etse de, Türkiye’nin izlediği ekonomik rota yatı­rımcılar nezdinde pozitif bir ayrışma yaratıyor.”

Sendikasyon işlemleri sosyal ve çevresel etki yarattı

 Yapı Kredi Bankası yetkililerinin yaptığı değerlendirmede, “2024 yılında sendikasyon piyasasında yakalanan olumlu ivme, 2025’in ilk yarısında da artarak devam etti. Küresel piyasalarda faizlerdeki kademeli normalleşme ve yatırımcıların gelişmekte olan ülkelere yönelik artan risk iştahı, Türk bankalarının sendikasyon piyasasındaki görünümünü belirgin biçimde güçlendirdi. Bu süreçte bankalar, daha düşük maliyetle, daha uzun vadeli ve daha yüksek katılımlı sendikasyon işlemleri gerçekleştirme imkânı buldu.

Özellikle sürdürülebilirlik temalı sendikasyon kredileri, bu yıl da öne çıkmaya devam etti. Bankaların çevresel ve toplumsal etki odaklı projeleri finanse etme taahhüdü, uluslararası bankalar nezdinde güçlü bir karşılık buldu. Bu durum, yalnızca fonlama erişimini artırmakla kalmadı; aynı zamanda Türk bankacılık sektörünün küresel sürdürülebilirlik standartlarıyla entegrasyonunu da hızlandırdı.

Ortaya çıkan tablo, Türkiye’ye duyulan güvenin ve Türk bankacılık sektörünün küresel finans sistemiyle kurduğu güçlü ilişkinin bir göstergesi. Yapı Kredi, bu eğilime paralel biçimde uluslararası piyasalardan uygun maliyetli kaynak temin ederek müşterileri için finansal kaynaklarını çeşitlendirmeye devam etti.

Sendikasyon piyasasında 2025 yılının ilk yarısında yaşanan olumlu gelişmeler yalnızca hacimle sınırlı kalmadı; maliyet ve vade tarafında da bankalar açısından avantajlı bir tablo ortaya çıktı.

Sendikasyon kredilerinin kullanım alanları da yıl içinde daha stratejik bir çerçevede şekillendi. Bankalar bu kaynakları ağırlıklı olarak dış ticaretin finansmanı, ihracatın desteklenmesi ve reel sektöre yönelik yatırım projelerinde kullandı. Bununla birlikte, sürdürülebilirlik odaklı projeler bu yıl daha fazla ön plana çıktı. Yenilenebilir enerji yatırımları, çevre dostu projeler, kadın girişimciliğinin desteklenmesi ve dijital dönüşüm gibi alanlar sendikasyon kredilerinin yöneldiği başlıca alanlar arasında yer aldı. Bu kapsamda, gerçekleştirilen her bir sendikasyon işlemi, sosyal ve çevresel etki yaratma hedefiyle de bütünleşik bir anlayışla kurgulandı.

Yapı Kredi olarak uluslararası piyasalardaki etkinliğimizi 2025 yılında da sürdürdük. 2025 yılında sağladığımız 1,2 milyar dolarlık sürdürülebilirlik sendikasyon kredisi, tarihinin en yüksek katılımcı sayısına sahip işlem olarak, uluslararası arenada Yapı Kredi’ye ve ülkemize duyulan güvenin altını bir kez daha çizdi. Ayrıca, Bankanın Sürdürülebilir Finans Çerçevesi kapsamında kullandırdığı bu sendikasyon kredisi, Yapı Kredi’nin uzun vadeli değer yaratma vizyonu da ortaya koyuyor. Bu sayede Banka, sosyal ve yeşil kategoriler altında uygun sektörleri desteklemeye ve toplum için değer yaratmaya devam ediyor” ifadelerine yer verildi.

source

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

300x250r
300x250r